BÖLÜM: 11

3.5K 302 43
                                    

Bölüm:11 (TUTSAK!)

Acılar, fani bedenimi ne kadar derinden sarsabilirdi ki? Zaman, baki ruhuma ne kadar merhem olabilirdi? Ölüm ensemden sertçe çekiştirirken bana Yaradan'dan başka kim yardım edebilirdi? Beni içine düştüğüm bu boşluktan O'ndan başka kim çekip çıkarabilirdi?

Hiç kimse!

Oturduğum koltuktan istemsizce geriye doğru kayarken sanki bu anı çoktandır bekleyen ben değilmişim gibi hissetmeye başlamıştım. Korku bütün bedenimi ablukasının altına keyifle alırken akıllardaki tek sorunun ya ölürsem olduğunu gayet iyi biliyordum. Aslında tek mesele de buydu:

Ölmek ya da ölmemek.

Kendimi toplamak adına ellerimi hızla yüzüme sürterken sağ tarafımda duran Ömer abimden güçlü bir 'Of' sesi yükseldi. Genzinden kulaklarıma dolan hırıltısı ona bakmama neden olurken sağ eliyle burun kemerini sıktığını gördüm. Sıkıntı gelip baş köşeye otururken diğerlerine bakacak ne cesaretim vardı artık ne de yüreğim. Zaten kimsenin de konuşmaya gücü yokmuş gibi susuyorlardı. İçime oturan sıkıntı her an daha da çok büyürken namaz kılmak için yerimden hafifçe doğruldum.

''Ben namaz kılmaya gidiyorum.''

Kimseden ses çıkmaz iken Serdar ve Ömer aynı anda başını salladı. Ayağa kalkıp odadan çıkarken sadece birkaç saniyeliğine Rehman ile göz göze gelmiştik. Ne hissettiğini tam anlayamasamda tedirginlik onda da hakimdi. Kapattığım odanın kapısını yavaşça çekip çıktığımda anında içeriden sesler yükselmeye başlamıştı lakin ne onları dinleyecek kadar takatim kalmıştı ne de vaktimi harcayacak kadar zamanım.

Adımlarımı mescide doğru hızla sürüklerken arkamdan seslenen abimin sesiyle durmak zorunda kaldım.

''Diyar!''

Arkamdan koşa koşa gelen Eren sanki kaçacakmışım gibi koluma yapışırken sıkıca boynuma sarılıverdi. Belimi sıkı sıkıya kavrarken hiç bırakmak istemiyormuş gibi bir hali vardı. Kollarımı beline sardığım anda sağ gözümden bir yaş hızla firar edip giderken Eren'e daha da sıkı sarılmaya karar verdim. Birisinin sırtına, sırtımı dayamaya ihtiyacım vardı.

''Korkuyor musun?''

Başımı hafiften kaldırıp abimin gözlerinin içine bakarken ne hissetiğimi sadece gözlerimden anlasın istemiştim.

''Gerçeği mi öğrenmek istersin yoksa saklayayım mı?''

''Bana gerçeği söyle.'' ''..... ''

''Hadi güzelim...''

''Çok, çok korkuyorum abi.''

Belimdeki eli ince belimi daha da çok sıkmaya başlarken canımı yaktığından bi haberdi.

''Korkuyorum...''

Başını hızla geri çeken abim yüzünü yüzüme yaklaştırırken belimdeki eli hızla yüzümü kavradı.

''Sen Vurgun'sun kızım, ne korkusu bu!''

Ani duygu geçişi beni şaşırtsa da bir şey demedim. Gülerek beline sardığım kollarımı serbest bırakırken sağ omzuna sıkı bir yumruk geçirdim sadece. O da gülerek bana karşılık verirken yumruk attığım elimi avuçlarının arasına alıp küçük bir öpücük kondurdu.

''Sen benden daha çok korkuyorsun Eren.'' Ellerime bakan yüzünün bana dönmesi için sağ elimle hafif kirli sakallı olan yüzünü bana doğru çevirdiğimde gözlerinin dolu dolu olduğunu gördüm. Elem kederle gelip aramıza girerken şefkatle yanağını okşadım.

KALBİMİ GERİ VER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin