BÖLÜM: 13

3.3K 364 87
                                    

Bölüm: 13(KAVGA)



Aşk yazıldığı kadar kısa, yaşanıldığı zaman zannedildiği kadar basit olmayan bir eylemdi. Gerçek aşk hırpalardı, acıtırdı ve yaralardı. Gerçek aşk başkaydı... Bambaşka!

Önce bir titreme savururdu bedenini çılgın diyarlara. Sonra alır götürürdü ruhunu eşsiz diyarlara. Aşk, öylesine vazgeçilmezdi ki ona kapıldın mı kurtuluşun imkânsızdı. Tıpkı paslanmış bir hançeri kalbine saplayıp ömür boyu o yarayı oluk oluk kanatması gibiydi. Sevdiğin ise o yarayı ya iyileştirirdi ya da daha da kanatır, arkasına bakmadan çekip giderdi.

Ben gitmiştim. Şiyar'ın yıllardır bizimle birlikte büyütüp buraya getirdiği aşkını bir solukta silmiştim. Tek seferde!

İlkokulu, ortaokulu ve liseyi aynı okulda okuduğum çocuk büyüyüp büyük bir aşkla bana bağlanırken bana sadece ondan kaçmak kalmıştı. Hem de sonsuza kadar! Çünkü ben onu hiçbir zaman sevmemiştim. Sevememiştim... Bana duygularını açtığı günden bugüne kadar hep onu sevmeye çalışmıştım ama olmamıştı. Yapamamıştım işte!

Onu, en son askere gitmeden önce abimlerle dışarıda dolaşırken görmüştüm. Şimdi ise tüm şaşkınlığı ve hayal kırıklığı ile karşımda duruyordu.

''Hoş geldin.''

Cılız sesim odada yankılanırken gayri ihtiyari gülümsedi.

''Hoş mu geldim Diyar?''

Kırgın gözleri üzerimde pervasızca yer edindi. Üzülüyordu. Yıllardır sevdiği kızı aylardan sonra hasta yatağında bitkince yatarken görmüştü. Kim üzülmezdi ki?

''Anlaşılan gelmemişsin...''

Kafasını aşağı yukarı doğru sallarken düşmüş suratıyla yanıma doğru yaklaştı. Gözlerinden geçen duygular öylesine yoğundu ki neredeyse bir göl olup taşacaktı.

''Neden bana söylemediniz Diyar? Bana neden haber vermediniz?''

Titrek çıkan sesi kalbime her seferinde birer bıçak darbesi indirirken gözlerimin dolduğunu hissettim. Böyle bir sevgiyi, böyle bir sadakâti hak edecek ne yapmıştım ki?

''Kimseye haber vermediler zaten Şiyar. Amcamlar bile hastaneye yattıktan birkaç gün sonra öğrendiler durumumu.''

İtiraz nidaları gözlerinden fışkırıyordu. Üstüme gelmek istemiyordu lâkin bir o kadar da gelmek istiyordu. Çaresizce ellerini önünde bağladı. Sonra derince bir nefes aldı.

''Peki şimdi nasılsın?''

Gözlerini tıpkı benim gibi okyanusun derin kuytuluğundan çalan Şiyar'ın gözleri buğuluydu. Galiba lodos tam kalbinden vurup onu darmaduman etmişti.

''Mevlâna'nın bir sözü var. Biliyor musun bilmiyorum ama o söz şimdi şu halime tam da uyuyor.''

''O kadar fazla sözü var ki... Hangisini söylüyorsun?''

Hafiften gülümsedim. Başımı aşağı doğru eğerken içimden 'Çok şükür halime.', dedim.

''Mevlâna der ki: "Kaderimi ben seçmedim,Rabbim ikram etti. Elhâmdülillah! İyiyim desem yalan olur, kötüyüm desem inancıma dokunur. En iyisi şükre vurayım dilimi,belki o zaman kalbim kurtulur.''

KALBİMİ GERİ VER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin