ALINTI
...
Elimdeki kağıdı avucumun içinde hırsla buruştururken gözümden bir yaş süratle 'Diyar' yazısının üstüne düştü. Mürekkep akıp kağıdın beyaz kısmını kirletirken hayatımın bir parçasını kaybetmiş gibi hissediyordum. Hayatımı birer yapboz misali dizerken Diyar gelip ordan bir parçayı almış gibiydi. Öylesine sessiz... Öylesine habersiz...
Artık onu kaybetmeyi düşünemiyordum bile! Olası bir ihtimal bile yoktu. Benimdi ve daima öyle kalmalıydı. Yoksa bu hayat bana zindan olup beni içine mahkum ederdi.
Yavaşça yerimden kalkıp Diyar'ın odasına doğru giderken yarın olacak olan ameliyat beni daha da çok korkutur olmuştu. Çaresizce beynimde gezinip gezinip duruyordu. Ne Diyar'ı kalbimden çıkarabiliyordum ne de ameliyatı aklımdan.
Kağıdı önlüğümün cebine koyup yavaş bir şekilde tahta kapıyı çaldım. Kapı beklemediğim bir şekilde yavaşça açıldı. Yüzümü kaldırıp kapıyı açan kişiye bakarken Diyar'ın yüzüne, onun yattığı yatağa bakamıyordum. Sanki bakarsam onu kaybedecekmişim gibi...
....
Yazan'dan Not:
Sizlere dayanamayıp küçük bir alıntı ile geldim. Ve başımın etini yiyen oda arkadaşım Neslihan işte bu alıntı biraz da senin için. Hepinizin yorumlarını bekliyor ve yeni bölüm için biraz daha beklemenizi istiyorum. Finallerim hâlen devam ediyor.
Keyifli Okumalar :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİMİ GERİ VER
Ficção GeralKalbim mühürlenmiş bir kapıydı. Gelen her anahtarı tek bir darbeyle dışarı atarken ona yenilecek kadar dirayetsiz olmayacaktım. Onun da anahtarını kıracaktım elbet sert bir dokunuşla. Açılması zordu; açılması imkansızdı mühürlerimin. Ta ki sen haya...