Fark edildiğini anlayan Aker başını önüne eğdi. Kendisine bakan adamın ayaklarına gizlice bakarak hala kendisine bakıyor mu diye kontrol etti. Adam tamamen kendisine dönmüş tüm dikkatiyle süzüyordu. Büyük risk aldı Aker. Resmen adamların yanından geçecekti. Suikast anında, hava karanlık olduğu için yüzünü görememiş olmaları ihtimaline sığınmıştı. Aker adamlara yaklaşıyor, yaklaştıkça heyecanı yüzüne vuruyordu. Her ne kadar doğal davranmaya çalışsa da kalbi küt küt atıyordu. Elini alnına götürüp kafasını kaşıyarak yüzünü saklamaya çalıştı. Bunun da dikkat çekeceğini düşünüp vaz geçti. İnatla kendisini süzen adam yanındaki arkadaşının konuşmaya başlamasıyla dikkatini Aker'den çekti. Tam o esnada adamların yanından geçip otomatik kapının kolları arasına oyalanmadan dalan Aker, nihayet dışarı çıktı.
Kaldırımın kenarına kadar gelip geçen taksilere işaret yaptı. Kendisini bekliyormuş gibi hemen ford markalı geniş bir taksi önünde durdu. Tekerlekli sandalyeden kalkıp hiçbir şey olmamış gibi taksiye bindi. Kendisine şaşkın gözlerle bakan şoföre güler yüzle gideceği adresi söyledi. Taksi kaldırımdan ayrılırken içerde Aker'e dikkatini vermiş olan adam bir an duraksadı. Gözlerini aşağı indirip beynini zorlar gibi kısa bir süreliğine düşündü. Sonra birden gözlerini kaldırıp seslice söylendi.
'' paçasında çamur vardı.''
Söylenmesiyle koşması bir oldu. Otomatik kapıdan çıkıp kaldırıma geldi. Ne olduğunu anlamayan iki arkadaşı da onu takip etti. Kaldırımın kenarındaki boş tekerlekli sandalyeyi görünce yediği zokadan emin oldu. Sandalyeye attığı tekmeyi bastığı küfür takip etti. Kuş kafesten uçmuştu.
Aker'in yüzünde hafif bir gülümseme vardı. Az daha yakayı ele veriyordu ama planı kusursuz işlemiş gibi duruyordu. Taksinin içinde kalın gözlük camlarından sulanan gözlerini düşünüp gözlüklerden kurtuldu. Rahmetli yaşlının pardösünü de çıkarıp tamamen rahatladı. Kendisini dikiz aynasından izleyen şoför gözlerine inanamıyordu. Tekerlekli sandalyeye mecbur, yaşlı, kafasını dik tutmaya mecali kalmamış görünümlü bir adam arabasına binmişti. Ama arka koltuklarda üstündekilerden kurtuluyor, kurtuldukça gençleşiyordu. Sonunda o bitkin görünümün içinden yağız bir delikanlı çıktı. Dikiz aynasından gözlerini alamıyordu. Aker tabi ki bunu görüyor, ama farkında değilmiş gibi davranıyordu. Dikizlemeyi abartan şoför bir an şeridinden çıktığını fark etti. Hemen toparlanıp dikkatini yola verdi. O an arka koltuklarda oturan garipsediği adam konuşmaya başladı.
''Çocuğun eline makas geçmesine neden müsaade ediyorsunuz? Kendisine zarar verebilir?''
Şoför bir dilsizin konuşmaya başladığına şahit olmuş gibi tepki verdi. Şok oldu. Gözlerini azami açtı. Cümleyi içinden tekrar ediyordu. Hiç bir şey anlamamıştı. O kadar şaşkındı ki sormak çok sonra aklına geldi.
''efendim?''
'' Çocuğundan bahsediyorum. Kendisine zarar verebilir?
Şoförün gözleri fal taşı gibi açıldı. Düşündüğü şeyi mi kastediyordu. Yoksa delinin tekiydi de öylesine mi konuşuyordu.
''Şeyy. Ne makası?''
'' Evdeki makastan bahsediyorum. Ya da makaslar mı demeliyim? Aklı başında olan her anne baba küçük yaştaki çocuğuna makas vermez zaten. Tabi evde çok fazla makas yoksa. Farkında olmadan çocuk bir tanesini ele geçirebilir değil mi? Tabi bu kadar makas da ancak terzilikle uğraşan birinin evinde olur. Taksicilik dışında terzilikte yapıyor olabilirsin. Kıyafetlerin bir taksiciye göre oldukça düzgün ve şık. Hazır giyim değil. Üstüne göre dikildiği çok belli. Profesyonel bir müdahale olduğu çok açık.''
Bunu duyan şoför başını yavaşça önüne eğip kendisine baktı.
'' teteteşekkür ederim.''
''Ama arabanın düzensizliğine bakınca bu müdahaleyi senin yapmadığını anlayabiliyorum. Bu durumda müstakbel eşin geliyor akla. İşinin gereği çok sayıda makas olunca çocuğun bir tanesine ulaşması zor olmuyordur.''
Duyduklarına inanamayan şoför dikiz aynasında değil de direk dönüp Aker'in yüzüne bakmaya başladı. Bunları biliyor olması imkansızdı. Ama biliyordu işte. Şoförün bu şaşkınlığı karşısında tebessümünü artıran Aker'in yüzünde biraz da ukalalık akmaya başladı.
'' Bakma öyle. Eşini tanımıyorum. Aklına kötü bir şey gelmesin. Eşine daha çok güvenmelisin. Yabancı birinin konuşmalarından hemen etkilenip aklına kötü şeyler getirmen hiç hoş değil. Sağ kulağının hemen arkasında makas izi var. Afacan biraz abartmış olacak ki hemen kalkıp kuaföre gitmişsin. Ama iz derinden olduğu için mahir kuaförümüz ancak bu kadar kaybedebilmiş izi. Tamamen yok edebilirmiş aslında. Ama küçükken kafanı kırdığın o kazadan hatıra kalan başka bir yara izinin görünmesinden çekindiğin için bu kadarına izin vermişsin bile diyebilirim. Normal de berberliğe heveslenen bir çocuk işini bitirmeden bırakmaz. Ama senin sadece sağında iz olması solunun üstüne yattığını da düşündürüyor tabi.''
Şoför ne yapacağını şaşırdı. Ne diyeceğini bilemiyordu. Bu gizemli adama insanüstü vasıflar yakıştırmaya başlamıştı bile. Büyücü olabilir miydi acaba. Ama içinde garip bir şekilde şiddetli bir korku belirdi. Kendisine zarar verir mi diye tedirgin oldu. Ama gayet iyi huylu temiz yüzlü bir adama benziyordu. Arabayı durdurdu. Tekrar arkasına yavaşça döndü. Ağzından kelimeler çok cılız çıkıyordu. Kafasındaki bereyi de çıkardı. Kafasının ön tarafında belirli belirsiz bir yara izi vardı. Aker'in gözü kısa bir süreliğine kaydı tabi.
''Geldik efendim.''
Aker ücreti uzatıp omuzuna dokundu. Daha babacan bir ses tonuyla konuştu.
'' Sıkmayın canınızı erkek çocukları biraz daha yaramaz olurlar.''
Son cümlesini söyledikten sonra Aker kapıyı açıp sağ ayağını dışarı çıkardığı anda şoför kendisine yüksek sesle haykırdı.
'' Bir dakika!''
Mecburen tekrar oturup bakışlarını şoföre yöneltti Aker.
'' Çocuğumun erkek olduğunu nasıl anladınız peki?''
Aker yine gülümsedi. Çok sırlı bir durumu tespit etmiş gibi gözlerini kısarak arabadan indi. Kapıyı tutup kafasını içeri soktu.
'' Dikiz aynasının üstüne koyduğun onun fotoğrafı değil mi?''
Bu sözlerden sonra kapı kapandı. Şoförün gözleri hala son haddine kadar açıktı. Ağır ağır aynaya dönüp uzun zamandır yerinde duran, kendi koyduğu resme baktı. Aklı başından gitmişti. Fotoğrafın varlığı bile aklından uçup gidivermişti. Tekrar vites değiştirip şaşkınlık içinde yola koyuldu.
Taksiden inen Aker etrafına kaçamak iki bakış attıktan sonra yakınında indiği devasa markete yöneldi. Geçtiği yolun başından güçlü siren sesleri gelmeye başladı. Bulunduğu ülkenin kendine has siren sesleriyle dolaşan üç polis aranası belirdi. Son hızla ilerliyorlardı. Aker, bir an duraksadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA ANNEMİ GETİR (TAMAMLANDI) KİTAP OLDU
Novela JuvenilHeyecanla okumanız dileğiyle...