Siyah otomobil hareket ettikçe kapkaççı mecburen yürümeye başladı. Kafası içerde vücudu dışarda kapana yakalanmış av gibi başına gelecekleri bekliyordu. Araba hızlandıkça kapkaççı da tüm gücüye koşmaya başladı. Arada garip sesler çıkarıyor ama faydasız olduğunu görünce susuyordu. Aker, sanki adamın kafası yanında değilmiş gibi yola bakıyorken bir anda adama döndü ve dalgaya alır gibi yüzüne baktı. Çenesini tutup kafasını kaldırdı. Aniden ciddileşip sert bir ifadeyle adamın gözlerinin içine baktı. Bu bakışlardan ürperen kapkaççının af dilemeye bile mecali yoktu. Aker, sert bakarken bir anda gülümsemeye başladı ve adamın burnunu iki parmağının arasına aldı. Sağa sola çekiştirip adama cılız tokatlar atmaya başladı. Çaresiz adam sadece gözlerini sıkıca yummakla yetiniyordu. Çok seri bir şekilde sağdan soldan, üstten alttan tokatlar atıp adamı azat etti. Ensesine geçirdiği şemsiyenin sapını çıkardı. Bacaklarında derman kalmayan kapkaççı şemsiyeden kurtulur kurtulmaz yere düştü. Yere düşer düşmez iki tur dönen adam kafasını kaldırıp kendisine bunları yapan şeye bakmaya ne cesareti vardı ne de takati. Son kez kafasını camdan dışarı çıkaran Aker, gülümseyerek önce yerdeki zavallıya baktı sonra çaldırdığı çantasına doğru giden kadına baktı. Göz göze geldiler kadınla. Aker, haklı bir gururla gözlerini açmış, olanların kendisiyle alakası yokmuş gibi gülen gözlerle kadına bakıyordu. Olanlara hala inanamayan kadın bir an ne yapacağını şaşırdı. İstemsizce bu jest karşısında gülümsedi. Hareket etmeye devam eden arabaya şaşkınca bakarak olduğu yerde kaldı. Kadının da bakışlarına karşılık verdiğini görünce heyecanlanmaya başladı Aker. Karşı cinsle bakışma süresi olarak bu onun için bir rekor sayılabilirdi. Ama yine yenilmişti Aker. Gerildi. Daha fazla dayanamadığı için koltuğuna yerleşti. Başını içeri çeken Aker'in yüzünde hem hırsızlığa engel olmanın gururu hem de yardım ettiği kadına bakamamanın utangaçlığı vardı. Neden bu kadar çekingendi. Alt tarafı bir kadındı işte. Kendisini yiyecek değildi ya. Olanları sindirmeye çalışan Batur, kıskançlık kokan bir bakışla yüzünü buruşturdu.
'' Sana eğitimde dikkat çekmemeyi öğretmediler herhalde.''
''Napayım elimde değil. Yardım etmese miydim?''
''.................................''
Şoför hala şaşkındı. O sadece olayın keyfini sürüyordu. Onun için böyle şeyler sadece filmlerde olurdu. Sonra arabanın içine derin bir sessizlik çöktü.
Müsteşarlığa kadar arabada hiç konuşulmadı. Bir ara Aker, gördüğü rüyayı düşündü. Anlam veremiyordu. Kedisine el açıp bekleyen kadına takıldı kafası. Kimdi? Neydi? Hep aynı görüntüler kafasında ne zaman yer almıştı? Cevapsız bir sürü sorunun içinde boğulduğunu hissetti. Ani bir frenle duran araba Aker'i daldığı hülyadan çıkardı. Şoför büyük bir iş yapmış gibi gururla arkasına döndü.
''Buyurun efendim.''
'' Eyvallah'' diyerek arabadan indi Aker. Şöyle bir gerilip kollarını havaya doğru açtı. Müsteşarlık binasına iğrenir gibi baktı. Sanki mezarını görmüş gibi bakıyordu. Çalınmış hayatının faturasını bu binaya ödetiyordu. Eski arkadaşının uyarısıyla kendine geldi.
''Hadi. Daha fazla bekletme. Zaten canı burnunda.''
Beraber binaya girdiler. Giriş katında güçlü bir sessizlik hakimdi. Olağanüstü tedbirlerin alındığı çok belliydi. Herkes ortamda yalnızmış gibi kimse kimseyle ilgilenmiyor, herkes işine bakıyordu. Ayak sesleri, telefon sesleri ve kağıt sesleri dışında başka bir ses duyulmuyordu. Uzun koridoru geçtikten sonra asansörün önüne vardılar. He zamanki gibi 7 numaraya basıldı. İçine girdiler. Eskiden beri ne zaman bu asansör yolculuğuna başlasa tedirgin olur, garip bir rahatsızlık duyardı. Nihayet bitti bu sıkıcı yolculuk. Kapı açılınca asansör bekleyen kişilerden kadın olanla göz göze geldi Batur. İkisi de yapmacık bir şekilde aniden bakışlarını kaçırdılar. Kadının yanaklarında hafif bir kızarma belirdi. Olanları fark eden Aker, asansörden çıkarken Batur'un kulağına eğildi. Alaycı bir tavır vardı yine yüzünde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA ANNEMİ GETİR (TAMAMLANDI) KİTAP OLDU
Roman pour AdolescentsHeyecanla okumanız dileğiyle...