1805
FRANSA-Toulouse
Baharın müjdeleyicisi olan papatyalar büyük bahçe boyunca açmışlar ve yemyeşil alanı bir gelin saçı gibi süslemişlerdi. Beyaz yapraklarıyla kar yağmış hissi uyandırsa da kokuları kesinlikle bahar ayının geldiğini vurguluyordu. Bunun keyfini çıkarmak isteyenler ise yavaş yavaş ortaya çıkmışlardı. Kuşlar her zamanki cıvıltılarını daha da arttırmış, büyük bahçede bulunanlara konser veriyorlardı. Yalnız olmadıklarını görmüşler ve onlar gibi bu güzel havanın tadını çıkarmak için bahçeye inen genç kızı eğlendirmek istemişlerdi. Genç kız karnında hissettiği küçük tekme ile hafifçe gülümsedi. Elini yavaşça karnına koyarak nazikçe okşadı ve yumuşak sesiyle konuşmaya başladı.
-"Biliyorum bebeğim. Bende seni görmek için sabırsızlanıyorum. Çok az kaldı." diyen genç kadın, cevap olarak yine küçük bir tekme almıştı.
Havalar ısındığı için dışarı çıkmış ve taraçada ki gölgelikte oturarak yemyeşil çimenlerle kaplı büyük bahçeyi izliyordu. İngiltere de ki evinin bahçesi buradan daha büyük ve daha güzeldi. Fakat orada, burada olduğu kadar mutlu olabileceğinden emin değildi. Şimdi de çok mutlu değildi. Mutluluğu eksikti. Sevdiği adamdan bir parçayı içinde taşıyordu ama kendisi burada değildi. Onun mutluluğu hep yarım bir mutluluktu. Sadece onunla sınırlı değildi bu. Bütün sevdiklerinden uzak kalmıştı. Ne onların yanına gidebiliyor ne de buraya gelmelerini isteyebiliyordu. Geriye dönüşü ancak bebeğini kucağına aldıktan sonra olabilirdi. Eğer eski güvenini geri kazanabilirse.
-"Lillianna?"
Genç kız kendisine seslenen teyzesini duyduğunda ayağa kalkarak içeriye girmeye hazırlanıyordu. Yerini belli etmek için sesleneceği sırada kasıklarına giren keskin bir sancıyla nefesi kesildi ve oturduğu yerde iki büklüm oldu. Sık nefesler alarak keskin sancıyı geçirmeye çalıştı fakat işe yaramamış artçı sancılar gelmeye devam etmişti. Yavaşça ayağa kalktığında bacaklarının arasından bir şeylerin aktığını hissetti. Teyzesinin tekrar kendisine seslendiğini duyduğunda gücünü toplayarak cevap verdi.
-"Buradayım teyze. Taraçada."
İsolde, yeğenini bulmak ve misafirleri olduğunu haber vermek için uzun koridorda ilerlemeye başlamıştı. Genç kıza seslendiğinde taraçadan gelen sesini duydu ve adımlarını oraya yönlendirdi. Büyük kapıdan yeşil bahçeye çıktığında Lillianna'nın acı içinde kıvrandığını gördü.
-"Lillianna! İyi misin? Ne oldu?" diyerek hızlı adımlarla yeğeninin yanına geldiğinde genç kızın yüzünün acıyla kasıldığını gördü.
-"Bebek... Bebek geliyor. Doğuruyorum." diyen genç kız karnına giren sancıyla iki büklüm olmuştu.
Duyduğu acı o kadar fazlaydı ki nefes almasını bile zorlaştırıyordu. Bacaklarının arasında hissettiği ıslaklıkla korkusu daha da çoğalıyordu genç kızın. Kendine bir şey olmasından değil bebeğine zarar gelmesinden korkuyordu Lillianna. Teyzesinin onu kolundan tutmuş yürütmeye çalıştığını bile farkında değildi. Yanlarına gelen Victoria ve David gördükleri karşısında şaşkınlıkla oldukları yerde kalmışlardı. Victoria, Lillianna'nın neden burada olduğunu az çok tahmin ediyordu ama doğurmak üzere olan bir Lillianna ile karşılaşmak düşündüğü son şeydi. İlk şaşkınlığını üzerinden atarak arkadaşının yanına gitti uzan adımlarla.
-"Lillianna, iyi misin?" diyerek arkadaşının elini tutmuştu ona destek olabilmek için.
Lillianna, arkadaşını yanında gördüğünde ne hissedeceğini bilememişti. Utanmalıydı ona yalan söylediği için ama vücudunu ikiye ayırıyormuş gibi hissettiği acı bütün diğer duygularının önüne geçiyordu. Acı dolu gözlerle arkadaşına baktığında aynı bakışların ondada yer ettiğini gördü. Victoria, arkadaşının bu kadar çok acı çekmesine dayanamıyordu. Elini sıkan genç kıza yanında olduğunu hissettirebilmek için oda aynı şekilde karşılık verdi. Yanlarına gelen bir diğer kişiyi tanımıyorlardı ama Lillianna'ya karşı olan davranışlarından onunda aileden olduğu anlaşılıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Sevebilir Misin?
Historical FictionSevdiği adamdan vazgeçerek ülkesini terk eden genç bir kız... Yaptığı hatayı, onun için en değerli şeyi kaybettiğinde anlayan genç bir adam... İki aşık kalp, ama birinin diğerinden haberi yok. Lord William Campbell ve Leydi Lillianna Wilson'un kaçıp...