9

8.8K 515 4
                                    

David ve Victoria arasında ki yanlış anlaşılmadan kaynaklanan bebek krizinin çözülmesinin üzerinden çok geçmemişti ki Victoria yeni bir şeyle kapılarına dayanmıştı.

-"İstemiyorum Victoria. Kimseye bir şey kanıtlamaya ya da göstermeye ihtiyacım yok."

-"Bu kanıtlamak ya da göstermek değil, sadece boş ve gereksiz konuşanların ağızlarını kapatmak olacak." diye cevapladı bıkkınlıkla genç kadın.

Geldiğinden bu yana Lillianna'yı yapmak istediği baloya ikna etmeye çalışıyordu. Kulağına gelen dedikodular yüzündendi bu ısrarı. Fakat arkadaşı yılda bir kere tutan inadını gün yüzüne çıkarmıştı yine ve o gerçekten yorulduğunu hissediyordu. Hamileliğinden kaynaklanan uyku hali ortaya çıkmıştı. Lillianna'yı bir an önce ikna etmek ve evine gidip kocasının kollarının arasında güzel bir uyku uyumak istiyordu.

-"İstemiyorum." diyerek kucağında parmaklarını emen kızına çevirdi bakışlarını.

Küçük kızı büyümeye başlamıştı. İlk dişini çıkartmaya uğraşıyordu ve ellerini ağzından bir türlü uzak tutamıyordu. Küçük yumruğunu ağzına sokmaya çalışırken Lillianna nazikçe küçük eli tutarak ağzından çekti ve dudaklarına götürerek öptü.

-"Ellerini ağzına sokmak yok küçük hanım." diyerek kızının babasının aynı olan gözlerine bakarak gülümsemişti.

Victoria arkadaşına şaşkınlıkla karışık bir kızgınlıkla bakıyordu. Onun kendisini görmezden gelerek başka şeylerle ilgilenmesi canını sıkmaya başlamıştı. Hamileliğinin de etkisiyle bütün duygularını en uçlarda yaşamaya başlamıştı. Şu anda ise Daisy annesinin karar vermesini engelleyen bir kafa karıştırıcıydı. Henüz çok belli olmayan karnına elini koyarak süslü koltuklardan birine oturdu.

-"Pekâlâ, bana yapmamak için küçük bir neden söyle. Eğer geçerli bir sebep olursa söz veriyorum daha fazla ısrar etmeyeceğim."

Lillianna biraz bekledi ve bakışlarını büyük bir tablonun asılı olduğu duvara sabitleyerek düşündü. İşe yarar bir şey bulmuş olmalıydı ki genişçe sırıtarak Victoria'ya baktı.

-"Çünkü neden yapalım ki?" dedi en sonunda da.

Victoria şaşkınlıkla aralanan ağzını kapatabilmek için hiçbir çaba sarf etmiyordu. Genç kadının kendisiyle dalga geçtiğini düşünmeye başlamıştı.

-"Pekâlâ, o halde iki hafta sonra burada büyük bir balo yapılacağına dair verilen karar uygulanacaktır." diyerek koltuktan kalktı ve kapıya doğru yürüdü.

Lillianna ise ne olduğunu anlayamamıştı. Kucağında Daisy ile oturduğu yerden dikkatli bir şekilde kalktı ve Victoria'nın peşinden geniş sahanlığa çıktı. Yukarıya çıkan merdivenlere yöneldiğinde Lillianna da peşinden gidiyordu. Adımlarını hızlandırarak genç kadına yetişti.

-"Gerçekten ciddi misin?"

-"Hangi konuda?"

-"Burada bir balo olacağı konusunda.."

-"Elbette." diyerek Lillianna'nın yüzüne bakmadan yürümeye devam etti.

-"Peki şimdi nereye gidiyorsun?"

Kendisine bakmadan yürüyen arkadaşının kızdığını anlayabiliyordu. Yüzüne bakmadan konuşuyordu ve ayaklarını daha sert basıyordu yere.

-"Kocamın yanına gidiyorum."

Lillianna adımlarını yavaşlatarak Victoria'nın arkasında kaldı. Farkında olmadan Daisy'e daha sıkı sarılmıştı. Merdivenleri çıkan arkadaşının arkasından baktı bir süre ve sonra arkasını dönerek odasına gitti. Kapıyı arkasından kaparken zihni düşüncelerin içinde boğuluyordu adeta. Herhangi bir balo ya da onun benzeri şeyler yapmak istemiyordu. Kimseye açıklamak durumunda değildi şu anda ki durumunu. Evet, William ile evlenmiş ve bir de çocuğu vardı ama bu çocuk o adamın çocuğuydu. Ortada anlaşılmayacak, yanlış olan bir durum yoktu.

Beni Sevebilir Misin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin