Yorgunluktan uyuşan bedenini yataktan kaldırmak için çok fazla uğraşması gerektiğini biliyordu Lillianna. Gözlerini açmak bile ölüm gibi geliyordu. Böyle durumlarda hayatı sorgulamaya başlaması kaçınılmaz oluyordu. Yattığı yerden doğruldu ve çoktan aydınlanmış olan odanın içinde gözlerini gezdirdi. Bebeğinin yokluğu odanın içinde kendisini hissettiriyordu. Misha'nın Daisy ile ilgilendiğini biliyordu. Şu son iki hafta da kızıyla hiç ilgilenememişti. Onu sadece emzirmek için kucağına alabilmiş ve o kısacık aralarda sevebilmişti. Şimdi ise odanın içinde olmadığını biliyordu. Örtünün altından çıkarak soğuk zemine ayaklarını koydu uykusunun açılmasını umarak. Bir an önce yataktan uzaklaşmalıydı yoksa yeniden uyuyabilirdi. Kollarını havaya kaldırmış gerindiği sırada kapının hızlıca açılmasıyla yerinden sıçradı. Arkasını dönüp baktığında Victoria'nın ışıl ışıl bir gülümsemeyle baktığını gördü. Bu kadar enerjiyi nereden bulduğunu gerçekten merak ediyordu.
İki hafta boyunca her sabah erkenden gelmiş ve geç saatlerde David'in zorlaması ile evine gitmişti. Planladığı balonun kusursuz olması için büyük bir çaba sarf ediyordu. Fakat David, kendine ve bebeklerine zarar verebileceği korkusuyla onu izliyordu bütün gün. Nereye gitse kuyruğu gibi peşinde dolaşıyordu. Tabi ki bu durumun Victoria'yı kızdırması uzun sürmemişti. Ellerini beline koyarak genç adamı bir güzel azarlamış William ve Lillianna'nın sessiz kahkahalarına neden olmuşlardı.
-"Hala yataktasın Lillianna. Bugün büyük gün, hazırlanmalısın." diyerek haftalar boyunca süren enerjisinden hiçbir şey kaybetmemiş olarak yatağa doğru yürüdü.
Lillianna'nın karşısına geldiğinde onun korkutucu bir suratla kendisine baktığın gördü. Ellerini yüzüne götürerek gözlerini şaşkınlıkla açtı.
-"Tanrım, Lillianna! Bu yüzünün hali de ne böyle? Gece hiç uyumadın mı?" demiş ve yatağın yanında duran konsolun üzerinde ki küçük zili eline alarak bir iki defa çalmıştı.
Zili yerine bırakarak Lillianna'nın ellerini tuttu ve oturduğu yerden onu kaldırdı.
-"Sen her halinle güzelsin ama yine de banyo yapmalısın ve bu akşam çok güzel olmalısın." dediği sırada genç bir hizmetçi kapıyı çalarak içeri girmişti.
Victoria Lillianna'nın ellerini bırakmadan, genç kadının omzunun üzerinden hizmetçiye çevirdi bakışlarını ve gülümseyerek:
-"Banyo için sıcak su getirir misiniz?" dedi.
-"Bu kadar enerjiyi nerende sakladığını çok merak ediyorum."
Victoria arkadaşına sırıtarak bakarken onu henüz yeni yakıldığı belli olan şöminenin önünde getirerek geniş divana oturttu.
-"Öncelikle güzel bir banyo yapıyorsun ardından da kahvaltı için aşağı iniyoruz zira açlıktan ölmek üzereyim. Kahvaltımızdan sonrada seni hazırlamaya başlıyoruz."
Koltuğa yaslanan Lillianna bir elini alnına götürerek yavaşça ovaladı. Yorgunluk bütün vücudunu takatsiz bırakıyordu artık ve o buna nasıl dayanabileceğini bilmiyordu. 'Bu akşam son', diye düşündü. Bu gecede bitince bebeğine sarılıp rahat bir uyku çekecekti. Odanın kapısı çalınınca elini alnından çekerek başını kapıya çevirdi. Victoria'nın istediği suları getirmişlerdi.
Üzerinde buharı tüten ağır kovaları taşıyan hizmetçi kızlar banyo bölümüne geçtiler. Victoria, Lillianna'nın elinden tutarak onu kızların ardından banyoya götürdü. Suyu büyük küvetin içine döken kızlar selam vererek odadan çıktılar.
-"Güzelce temizlen. Ben aşağıda bekliyor olacağım."
Dışarıya çıkan arkadaşının arkasından yorgun gözlerle bakan Lillianna, ağır hareketlerle geceliğini çıkardı. Sıcak suyun içine kendini bıraktığında yavaşça gözlerini kapattı. Bütün vücudunun gevşediğini hissedebiliyordu. Birkaç dakika sadece suyun içinde oturdu. Günlerdir süren yorgunluğu üzerinden birazda olsa gitmiş gibiydi. Eğer suyun içinde daha fazla kalırsa uyuyakalacağını biliyordu ve o yüzden hızlıca yıkanarak küvetten çıktı. Odaya geldiğinde kıyafetlerinin hazır bir şekilde yatağın üzerinde kendisini beklediğini gördü. Giyinmesine yardımcı olmak için bir hizmetçi de hazır bir şekilde yatağın ayakucunda dikiliyordu. Saçından yüzüne doğru süzülen suyu eliyle silerek yatağa doğru ilerledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Sevebilir Misin?
Historical FictionSevdiği adamdan vazgeçerek ülkesini terk eden genç bir kız... Yaptığı hatayı, onun için en değerli şeyi kaybettiğinde anlayan genç bir adam... İki aşık kalp, ama birinin diğerinden haberi yok. Lord William Campbell ve Leydi Lillianna Wilson'un kaçıp...