15

8.9K 453 18
                                    

Kalın atlas perdelerin arasından sızan güneş ışığı, büyük yatakta birbirlerine sarılarak yatan çiftin üzerine vurduğunda saat henüz daha sekizdi. Şöminenin üzerinde asılı duran büyük saatin saat başı tınlamaları huzurla uyuyan genç kadını rahatsız etmekten çok uzaktı. Fakat aynı şey genç adam için söylenemezdi. İlk iki tınlamada gözlerini aralayan William, ardından gelen kapı vurma sesi ile iyice uyandı. Gözlerinin önünde duran kahverengi saç öbeğini uzunca öptükten sonra yavaş hareketlerle yataktan çıktı. Acele etmeden yerde duran pantolonunu ayağına geçirerek kapıya gitti. Kapıyı açtığında uşağının dikildiğini gördü. Kolunu kaldırarak kapıya dayandı ve yüzünden okunan soru işaretleriyle uşağına baktı. Ama genç uşak başını kaldırıp William'a bakmıyordu bu yüzden efendisinin merakını gideremiyordu.

-"Beni bu saatte uyandırman için geçerli bir nedenin olmalı Malik."

William'ın sesini duyan uşak hızlıca başını kaldırdı ve eğilerek selam verdi. Doğrulduğunda küçük siyah gözlerini ciddiyetle efendisine dikti. Başında Hintlilere özgü krem rengi sarığı ve alnının ortasında ki küçük kırmızı noktası(bindi) ile garip bir adamdı Malik. Fakat görevine ve efendisine sadakatle bağlı olduğunu kanıtlamıştı. Bu yüzden William onu ikinci uşak yaparak ona güvendiğini göstermişti.

-"Bay Gerald Garner geldiler efendim. Çalışma odanızda sizi bekliyorlar." dedi aksanlı İngilizcesi ile.

-"Pekâlâ, birazdan geleceğim."

Malik, eğilerek geri geri yürürken William tek kaşı havada onun bu garip hareketine bakıyordu. Derin bir soluk vererek içeri girdi ve arkasından kapıyı kapattı. Yatağa yaklaştığının karısının yer değiştirdiğini, onun yastığında yattığını görerek sırıttı. Bu anlamsızca hoşuna gitmişti genç adamın. Yüzünde ki sırıtma silinmeden yatağa ilerledi ve örtüyü açarak içine girdi. Elleri karısının çıplak bedenine dokunurken sabırsızdı. Lillianna, William'ın yataktan çıktığını ve biriyle konuştuğunu duymuştu ama bunun rüya mı yoksa gerçek mi olduğunu anlayamayacak kadar uykuluydu. Vücuduna dokunan soğuk ellerle hafifçe ürperdi fakat kocasının sıcak dudaklarını omuzlarında hissettiğinde ürpertisi kaybolmuş yerini kavurucu bir sıcaklık almıştı.

William, dudaklarıyla genç kadının boynuna doğru ilerlerken bir eli de aşağıya, karısının kadınlığına doğru gidiyordu. Oraya dokunduğu anda sertçe nefesini içine çeken Lillianna William'ın yüzüne keyifli bir sırıtışın gelip oturmasına neden oldu. Ama Lillianna, genç adamın daha ileriye gitmesine izin vermeden arkasını döndü ve uykudan kısılan gözlerini kocasının mavi gözlerine dikti.

-"Neredeydin?" diye sordu boğuklaşan sesiyle.

Genç adam kendisine dönen karısının görüntüsü karşısında bir an için nefesinin kesilir gibi olduğunu hissetti. Saçları karışmış ve gözleri şiş halde bakan genç kadının sahip olduğu masum güzellik karşısında ne yapacağını nasıl davranacağını bilemedi ilk başta William. Fakat içinden onu öpmek geliyordu ve o da öyle yaptı. Karısının dudaklarına yaklaşırken mırıltı halinde günaydın dedi ama ondan karşılık beklemediği o kadar belliydi ki genç kadının konuşmasına bile izin vermeden dudaklarına yapıştı.

Belki uzayacak olan ve devamında başka şeylerinde olabileceği bir öpücük olacaktı ama Lillianna'nın kendini geri çekmesi ile kısa sürdü. Bundan hoşlanmayan William kaşlarını çatarak tepkisini gösterdi.

-"Bugün huysuzluğunuz üzerinizde leydim." derken geri çekilerek kendini yatağa bıraktı.

Lillianna, kocasının bu somurtkan yüz ifadesini görünce gülmemek için yanaklarının içini ısırmak zorunda kalmıştı. Onunla beraber olmak ve vakit geçirmek çok güzeldi ama genç kadın bir şeylerden şüpheleniyordu. Bir aydır kocası ile aynı yatağı paylaşıyordu. Gecelerinin pek sakin geçtiği söylenemezdi ve bundan şikâyetçi değildi. Kocasının onu sevmediğini anlamıştı ama bunu dert etmiyor onun sevgisinin ikisine de yeteceğini düşünüyordu. Ne zaman bunu düşünse gözleri doluyor, ruh hali hızla değişiyordu. Şimdi ise bu durum tamamıyla farklıydı. Hamile olabilirdi ve bundan emin olana kadar William'ın ondan uzak durması gerekiyordu fakat genç adam ellerini karısının üzerinden çekemiyordu. Dün akşamda engel olmaya çalışmıştı ama William'ın dokunuşları karşısında her zaman tetikte olan vücudu yine karşı koyamamış kendini ona bırakmıştı. Şimdi ise başarılı bir geri püskürtme ile kocasını uzaklaştırmıştı kendinden. İçinden tebriklerini sıralarken kocasına ifadesiz yüzüyle bakmaya çalışıyordu.

Beni Sevebilir Misin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin