Vote ve yorum yapmayı lütfen unutmayııın! Umarım beğenirsiniz, iyi okumalar! ^^
Yaşadığım şu 19 yılda hiçbir zaman 'keşke' dediğim bir şey olmamıştı. Daha önce hiç ertesi gün 'yaşayacak mıyım?' diye düşünmemiştim. Endişe duymadan yaşıyordum, rahattım. Tek düşündüğüm ve sinirlendiğim şey babamın bizimle fazla ilgilenmemesi ve annemin bana masal okumadığıydı.
Komik geliyordu.
Şuan ki endişelerimin yanında hiçbir şeydi. Ölümden korkan birine ölümü düşündürüyorlardı. Ben, korkuyordum. Sebebi soğuktu.
"Kaptan Kai, heyet sizi bekliyor." Yanımıza gelen sarışın bir kadın Kai'ye gözlerini dikerek bakıyordu. Kai söylediklerinden sonra kaşlarını çattı. "Neden?"
Kadın dik dik bakmayı kesip duruşunu düzeltti. "Ada yönetimi."
Kai onu onaylayıp saatlerin ardından bana döndü. Şuan saat kaçtı ve burada ne kadar süredir bekliyorduk bilmiyordum. Şuana kadar Kai'nin yaptığı tek şey sahneye geçen kadınları seyretmek ve içki içmekti. "Benimle geliyorsun."
Şaşkınlıkla ona baktım. Pekala, benim orada ne işim vardı bilmiyordum. Ayrıca heyet dedikleri şey neydi, onu da bilmiyordum. Gerçekten ve gerçekten, içten bir şekilde söylüyorum; hiçbir şey bilmiyordum. "N-ne?"
Kai ayağa kalkarken pantolonunun duruşunu düzeltti. Tanrı vardı yalan söyleyemezdim, kendine has bir karizması vardı fakat bu onun kötü olduğunu veya korsan olduğunu gizleyemiyordu. "Eğer peşimden gelmezsen neler olacağını düşünmek bile istemezsin. Aslanlar varken böceklerle uğraşmak zaman kaybı oluyor." keskin ve soğuk bakışlarını gözlerime sabitledi "Ve ben zamanımın boşa harcanmasını sevmem."
Onu onaylayıp hemen ayaklandım. Ellerim, bacaklarım; tüm vücudum zangır zangır titriyordu. Kai hızla yürürken ona olabildiğince yakın yürümeye çalışıyordum. Beni göremeyip kaçtığımı düşünmesini istemezdim, aklımı başıma toplamıştım ve kaçma düşüncesi şuanda hem güzel, hemde korkutucu geliyordu. Korsanlar insanları nasıl korkutacaklarını çok iyi biliyorlardı. Gerek sözle, gerek bakışla..
Normal birer insan sandığım tüm korsanlar birbiriyle şakalaşıp, gülüp eğleniyorlardı. Bazıları ortada birbirini yumrukluyor, bazıları ise kadınlarla fazlasıyla yakın bir şekilde muhabbet ediyordu. İçerisi içki ve ter kokuyordu. Kai hızla kalabalığın içinde ilerlerken bende ondan uzaklaşmadan adımlarımı hızlandırdım. Büyük daireyi geçtikten sonra önümüze kahverengi büyük bir kapı çıktı. Kapının yanında duran iki bekçi - büyük ihtimalle onlarla korsandı- Kai'ye başlarıyla selam verip kapıyı araladılar. Kai onları tınlamadan yanlarından geçerken benim yolumu ellerindeki büyük mızraklarla kesmişlerdi. "Nereye gittiğini sanıyorsun ufaklık?"
"O benimle birlikte." Kai duraksamıştı, sırtı bulunduğum yere dönük bir şekilde konuştu. "Onu içeri alamayız Kaptan. Kim olduğunu bilmiyoruz."
Kai yavaşça yüzünü bekçilere çevirdi. "Acelem var, eğer ki kollarınızın kopmasını istemiyorsanız mızraklarınızı çekersiniz. Beni uğraştırmayın."
Bekçilerin boş bakan gözleri korkuyla birbirlerini bulurken esmer olan diğerine başıyla onay verdi. İkisi de aynı anda mızraklarını çekerken beyaz tenli olan bana korkutucu bir bakış attı. Yanlarından hızla geçerken titremeye devam eden ellerimi sıkıca birbirine kenetledim. Kai hızla karanlık olan tünelden geçerken bende tam arkasından ilerliyordum. Karanlıktı, soğuktu ve korkutucuydu. İçimde sadece bir an önce buradan çıkma isteği vardı.
Karanlık koridor sonunda meşaleler ile aydınlandığında yürüdüğümüz yer iki yola ayrıldı. Bu yolların önünde de üç bekçi ufak bir masanın etrafına oturmuş muhabbet ediyordu. İçlerinden bir tanesi Kai'yi gördükten sonra koluyla diğerlerini dürtüp ayaklandı. Topallayarak yürüyen, uzun sakallı biri Kai'ye meşale uzatıp elindeki anahtar ile sağ kapıyı açtı. Kai önden ilerlerken arkasından yavru köpek gibi onu takip eden beni gördüklerinde tuhaf bakışlar attılar. Evet, haklılardı. Benim bu tür yerlerde ne işim vardı inanın ki bilmiyordum!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
4TEEN ⚓KaiSoo
Fanfiction"Ben de bir korsanım ve korsanlar sadece 'yalnız' bir masal kahramanı değildirler. " dudakları hafifçe yukarı kıvrıldı "Onlar kendi masallarını kendileri yazarlar..." arkasını dönüp ilerlerken mırıldandı "...Buna iyi veya kötü olmaya karar vermekte...