Neydi gerçek? Niye gerçek diye bir kavram var? Hayallerimiz olmasaydı gerçekler olur muydu?
Olmazdı tabiki! Hayaller sadece imkansız şeyler veya düşler değil ki! Hayaller gerçekleri de getirir ardında. Gece düşündüğün şey yaşandıysa gerçek, yaşanmadıysa hayaldir. Bazı insanlar hayal dünyasında yaşar mesela. Ayrı bir dünyadır orası. Kimse karışmaz. Hep olumlu ve güzel şeyler olur. Peki bu insanı hayaller dünyasına iten neydi? Gerçekler degil mi? Yaşadığı zorluklar, çektiği acılar... Ilk olarak gerçekleri ele alalım:
Gerçekteki ailen... sana göre sinir bozucu, sürekli senin istemediğin şeyleri yapmanı isteyen, moralini bozmakta bir numara insanlar. Hayalleri ele alalım:
Hayalindeki ailen... istediğin şeylere her zaman evet diyen, seni asla üzmeyen, odana kapıyı-açıkken bile- çalarak giren muhteşem insanlar. En basit örnekti bu. Aileni seçemediğin için bu psikolojiye girersin. Bir gerçek daha alalım ele. Mesela gerçek arkadaşların. Yada gerçek sandığın arkadaşların. Seninle gülen ama ağlamaya gelince çocukça bulup kendini daha olgun zannedip yanına gelmeyen arkadaş. O kadar da yakın olmadığın insanlar gelirken onun olmaması. En sevdiğin insanın yokluğu zor degil mi? Zaten sevdiklerimiz acıtır hep canımızı. Sonuçta düşman kör nişancıdır fakat dost bilir nerden vuracağını. Verdiğin değerin karşılığını alamamak... ama verdiğin değerin fazlasını sana verenler vardır belki. Salak görünümlü ama iyi arkadaşlardır. Her zaman her akıllı iyi arkadaş olacak diye bir şey yok. Arkadaş olmayı bilmiyordur. Uyarırken farkında olmadan canını yakar mesela. Uyarmanın nasıl olacağını bilmez. Senin duygularını ve düşüncelerini sürekli yargılayar ve bunu yaparken kendi düşüncesini hep doğru gibi ortaya atar. Çünkü ondan başkası düşünemez. Sadece onun duygulari var. Senin onun için düşündüklerin sadece bir ayrıntıdır tabi. Küçük ayrıntılar değiştirmez mi zaten hayatı? Farkedilmez işte. Ve sen tüm sorunlarını unutmuş ona yardım ederken o benim de sorunlarım vardı der. Ben sana böyle mi öğretim be çekirge? Hala anlayamadın. Ettiğim kavgada zıt görüşte olmak benim yanımdan seni çekip sürüklememeli karşıma. Yanımda olmak zorunda değilsin ama iyi bir arkadaş zorunlu hisseder kendini. O üzülünce için rahat etmez. Senin için nasıl rahat çekirge? Gerçek arkadaştın be sen. Değer verdiğim, BEKLEDIĞIMdin. Kendini Gidince Mutlu Olduğum Insana dönüştürmek hoşuna mı gidiyor? Yapma böyle be çekirge. Yakma canımı yanımda ol. Herkes yanımda olunca mutlu olmak gerekirken senin yokluğun mutsuzluğa sürüklüyor beni. Seni de mi unutayım. Zorla yaptığım o işi daha mı zorlaştıracaksın. Ben anlayınca hiç mi yanmadı canın çekirge? HIÇ MI? Ben teselliyi sende ararken başkasıyla senin açtığın yarayı mı tartışacaktım. Nasıl oldu da geldik bu hale?
Sen böyle düşünürken bir de hayallerine bakalım...
Sünger Bob izlerken birlikte güldüğün, sokakta bir katille karşılaştığında birlikte korktuğun, ve bir çok duyguyu birlikte yaşadığın her dakika yanından ayrılmayan, yaptığı hataya bile- mesela disiplin- seni katan ve bunu yaparken bile mutlu olduğun muhteşem bir insan... neden hayaller hep mükemmel. Mükemmel bir hayatın olmadığı için mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MONOLOG
Não FicçãoBu bir hikaye kitabı değildir fakat herkes bu kitapta kendi hikayesini bulacaktır.