15.Bölüm: Bebek

4K 249 67
                                    

"Kıyamadığımdan hep deli sözlerim."

....

Komodinin üzerinde telefon titredi, ışığı yanıp söndü, bir mesaj iletildi. "İyi ki doğdun, doğum günün kutlu olsun." yazıyordu. Genç kız kendinden geçmişti, mesajın da, titreyen telefonun da farkında değildi.

Ömer aramayı düşünüp kendiyle savaşa girmiş, sonunda dayanamayıp bir mesaj göndermeye karar vermişti. Odasında, yatağında telefonuna bakıyor, ondan gelecek ufak bir cevap bekliyordu.

.....

Kızının odasına yaklaştı Asiye Hanım, elini yavaşça kapıya vurdu, sabah vakitleriydi, kahvaltıya çağırmak için gelmişti. İçeriden ses yoktu, bir daha tıklamayı düşünemeden endişeyle kulpunu indirdi.

Bakışları ilk olarak yatağa yoğunlaştı, yüzünde şaşkınlık belirdi. Yatak boştu, örtüsü düzeltilmişti. "Ekin" dedi merakla. İçeri girdi, yatağın bitişiğindeki komodinin üzerinde küçük bir not gördü, ucu avizenin altına kaybolmaması için sıkıştırılmıştı.

Hızla eline aldı, 'Anneciğim telaş yapma, herhangi bir sorun yok sadece kahvaltıyı dışarıda yapacağım' yazıyordu. Derin nefes aldı kadın, bir an endişe duymuştu.

.....

Bir caddedenin kaldırımında, denize karşı bir bankın üzerinde oturuyordu genç kız, günün ilk ışıklarıyla soluğu burada almıştı, tek başınaydı, bakışları karşıya dalmış, hayatını sorguluyordu.

Doğum günü kutlaması sonrası benliği büyük bir acıyla daha sarsılmış, hayatının kaçınılmaz gerçeğiyle yeniden yüz yüze gelmesine neden olmuştu.

Annesinin, çaresizliği nedeniyle kutlama boyunca tek kelime edemeyen babasının ve ablasından bir an bile uzak kalamayan küçük kardeşinin bakışları onu derinden sarsmıştı.

Onları geride acıyla bırakıp bu hayattan göçüp gitme ihtimali aklını başından alıyordu. Sonrasını düşünmek istemiyordu, canını kullandığı ilaçlardan bile daha çok yakıyordu.

Dünden bu yana üzerine halsizlik hakimdi, sabaha doğru başına bir ufak ağrı saplanmış, vücut ısısı d yükselmişti. Bunu fark ettiği anda yataktan zorlanarak da olsa aceleyle çıkmış, üstünü değiştirdiği gibi kendini dışarı atmıştı.

Ailesinin telaşlanmasına izin veremezdi, olabildiğince gizlemeliydi. Biraz toparlanmadığı sürece de geri dönmeyi düşünmüyordu.

Bakışını eğdi, gözleri avucunda sıkıca tuttuğu telefonuna kaydı. Sabah gözlerini açtığı anda genç adamın mesajını görmüştü, umudunu kestiği anda karşısına çıkan bu mesaj, itiraf edemese de kalbine ufak bir ferahlık vermişti.

Ne yazacağını bilmeden dakikalarca bekledikten sonra 'teşekkür ederim' yazıp göndermişti. Diyecek başka hiçbir şeyi yoktu, yanında olmak için çırpınan kalbine rağmen uzak durmaya gayret ediyordu.

....

Şirketteydi Ezgi, sabahın erken vaktinde soluğu burada almıştı. İstemeye istemeye de olsa işinin başına geçmişti, bulunduğu odada birkaç masa daha vardı. Her birinde birer kişi oturmuş, önlerindeki bilgisayara veya dosyalara yoğunlaşmıştı.

İki Yabancı - (Bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin