28.Bölüm: 'Yaşama Sebebim'

3.4K 220 70
                                    

Koridorun ucunda ayaklarını yere indirdi, annesi buradaydı, adamın sınırı bu kadardı. "Sonra yine geleceğim, şimdilik gitmem gerek."

Arkasını dönüp hızla asansörü bile beklemeden merdivenlere yürüdü, cebinden telefonu çıkarıp Mert'in ismini buldu.

"Alo"
"Bana yardım etmen gerek, Ekin'in sevdiği adamı bulup getireceğiz"
"Ne?" dedi Mert şaşkınlıkla.

"En azından bunu onun için yapmalıyım, hala zamanı varken ikisini bir araya getireceğim"
"Ne? Ne istediğinin farkında mısın oğlum sen?"

Şaşkındı, anlam veremiyordu. Seviyorum dediği kızım sevdiği adamı mı arayacaktı? Bir adam böylesini yapabilir miydi?

"Bunu Ekin için yapacağım, yardım edecek misin başka birini mi arayayım?"

Sesi net ve kararlıydı, Mert kafasını yavaşça olumlu anlamda salladı, hala şaşkın olsa da arkadaşının isteğini geri çevirmeyecekti.

"Tamam ama nasıl yapacağız?"
"Buluşup konuşalım"
"Tamam"

.....

Yatağın kenarında oturuyordu Ekin, ayaklarını yere indirmişti. Bakışları dalgındı, önündeki pencereye rağmen gözleri dolu doluydu. Zihninden çıkmayan tek bir şey vardı, sessizce düşünüyordu.

Bir ses duydu, kapı yavaşça tıklanıyordu, tam arkasındaydı. Umursamadı, öylesine dalgındı ki kimin geldiği de umurunda değildi.

Ezgi girdi içeri, yüzünde ufak bir tebessüm vardı, arkadaşının yanına her geldiğinde özelikle bunu oluşturmaya dikkat ediyordu.

"Ben geldim" dedi, Ekin duymadı, duyacak durumda değildi. Şaşırdı Ezgi, elinde birkaç poşet vardı, köşeye bırakıp yanına yaklaştı. Yatağın kenarına, tam yanına oturdu. Bakışlarını aynı şekilde pencereye çevirdi.

"Anneni gönderdim" dedi zaferle, zar zor da olsa Asiye Hanım'ı eve göndermeyi başarmıştı. "Beni özlemedin mi?" diye sordu, arkadaşındaki durgunluğu anlamlandırmaya çalışıyordu.

Derin bir nefes aldı Ekin, tek gözünden yanağına bir damla yaş süzüldü, kalbi acıyla yanıyordu. "Hata yapıyorum" dedi zar zor.
"Ne hatası?"
"Ömer'e bunu yapmamalıyım"

Zihninde sadece genç adamın bir süre önceki durumu vardı. Koridorda ağlayan kişileri görüp genç kıza bir şey olduğunu düşünmüştü, gözlerinde gördüğü korku genç kızın dünyasını yıkmıştı.

Ezgi'nin yüzünde koca bir tebessüm  belirdi, gerçekleri artık ortaya sereceğini düşündü, hızla ayağa kalkıp gözlerine baktı.

"Bu zaten en baştan hataydı, en doğru kararı verdin. Bir an önce Ömer'e söylemeli-"
"Onu artık görmek istemiyorum" dedi Ekin, Ezgi'nin sözünü kesip.

Ezgi'nin gözleri büyüdü, anlam vermeye çalıştı. "Ne?"

Ekin kafasını hızla iki yana salladı. Gerçekleri onu üzmemek için gizlemesine rağmen genç adam yine ona bağlanmıştı. Yine ölümü ile sarsılacaktı.

"Görmemeliyim.." Dedi Ekin, yanakları yaşla doldu. Onsuzluğa bu odada, bu acıların ve yalnızlığın arasında nasıl dayanacaktı hiç bilmiyordu. "Görmemem gerek.."

Dolu gözleriyle önüne dikildi Ezgi, kafasını şiddetle iki yana sallıyordu.

"Yanlış yapıyorsun. Doğru olan kesinlikle bu değil!"
"En baştan engel olmalıydım, hata yaptım" dedi Ekin.

Ezgi'nin yanağına öfkeyle yaşlar arka arkaya süzüldü. "Hayır! Büyük hata yapıyorsun! Onu buradan uzak tutamazsın!"

Genç kızın gözyaşları süzülüyordu, verdiği karar en çok onu üzecekti. Ezgi önüne eğildi, bakışını kaldırıp yeşil gözlerinin içine kararlılıkla baktı.

İki Yabancı - (Bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin