35.Bölüm: 'En Büyük Dilek'

3.3K 217 29
                                    

"Hayır.. Hayır aşkım. Bunu bana yapmış olamazsın."

Endişe doluydu, ondan uzaklaşmak adına tedaviyi bırakıp gizlice hastaneden ayrılamazdı, hayır bunu kesinlikle böyle bir durumda yapamazdı.

Kalabalığın hakim olduğu bahçede, her köşeye bakarken kendini suçlamaktan vazgeçemiyordu. Dediğini yapıp hastaneden gitseydi, belki de böyle bir çare bulmayacak, tedaviyi bırakmayacaktı.

Koşar adımları bahçenin her ucunu bucağını ararken çocuk parkının olduğu kısımda durdu. Gözleri sadece birkaç küçük çocuğun bulunduğu yere kaydı, genç kız yanlarındaydı. Solgun yüzünde tebessüm vardı, onlara bir şeyler anlatmaya çalışıyordu.

Genç adam derin bir soluk verip o yöne doğru ağır adımlar attı. "Hasta mısın sen abla?" diye soran çocuklardan erkek olanın sesini duydu.

"Birazcık" diye cevap verdi Ekin, "Sana iğne mi yaptılar?" diye sordu kız olan. Ekin tebessüm etti, artık canını delice yakışlarını bile hissetmiyordu, vücudu tamamen alışmıştı. "Evet ama hiç acımadı" dedi.

Ömer sessizce dinliyordu, parkı net görebileceği bir köşe aradı, bir bank gördü. Müdahale etmeden oraya yaklaştığında Ezgi'yi gördü. Yavaşça yanına oturdu, genç kızın bskılakrı ona döndü, gözlerinde gördüğü tek ifade endişe ve telaşrı. Tedaviyi bıraktığını düşünmek aklını başından almıştı.

"Ömer" dedi Ezgi, "İyi misin?" diye ekledi.

Genç adam kafasını eğdi, kafasını ellerinin arasına alıp derin bir nefes verdi. "Gitti sandım.. Çok korktum." Dedi.

Ezgi elini omzunun üzerine bıraktı, yüzünde buruk bir ifade vardı. Sabahın erken vaktinde arkadaşını ziyarete geldiğinde, hava alma isteğini reddememiş, ona bahçeye kadar eşlik etmişti.

"Gidemez.." Dedi Ezgi, gözlerini arkadaşına çevirdi. "Artık bahçeye bile yalnızken çıkamıyor."
"Bana neden haber vermediniz?"
"Uyuyordun, uyandırmaya kıyamadı"
"Telefonun kapalıydı"

Ezgi çantasından çıkarıp ekrana baktı, kapalıydı. Farkında bile değildi.

"Şarjı bitmiş olmalı" deyip ayağa kalktı. "Sen yanındasın, ben odaya geçeceğim"

Genç adam kafasını onaylar anlamında salladı, genç kız arkasını dönüp odaya ilerledi.

Bakışlarını Ekin'e çevirdi Ömer, sessizce onu izliyordu. Bakışlarını bir an bile üzerinden ayırmaya niyeti yoktu.

"Salıncağa bin abla" dedi erkek olan küçük çocuk. Elinden tutup salıncağa yaklaştırdı.

Genç kız ufak bir tereddüt yaşasa da itiraz etmek istemedi. Salıncağı her daim çok sevmişti. Koltuğuna yavaşça oturdu, iki küçük çocuk arkasını tüm güçleri ile ittirmeye başladı.

Başlarda genç kızın tebessümü sonra da gülüşü görüldü, sadece birkaç dakika sonra kafasında bir gariplik hissetti. Tek elini yavaşça salıncaktan ayırıp başına yaklaştırdığında, Ömer hızla kalktı.

Koşarak parka girip salıncağın önüne set oldu, durdurdu. "Meleğim.. İyi misin?"

Genç kız elini başından ayırıp adamın endişeli yüzüne baktı. "Başım.. döndü" dedi.
"Tamam, yeterli bu kadar. Hadi odana gidelim."

Ekin kafasını iki yana salladı, bahçenin havası ona iyi hissettiriyordu. "Hayır, biraz daha kalmak istiyorum"
"Tamam, ama salıncak yeterli."

Elinden tutup ayağa kalkmasını sağladı, çocuklar merakla izliyordu. Erkek olanın gözleri dakikalardır oyunlarına eşlik eden ablayı onlardan ayıran adamdaydı.

İki Yabancı - (Bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin