22.Bölüm: 'Hayır'

3.4K 239 61
                                    

'Bana bir kez daha sarılabilir misin?'

....

Ekin tepkisizdi, iki eli iki yanda duruyordu. Kalbi hızla çarpıyordu, gözlerini yavaşça kapadı, burnuna bir koku sindi. Çok tanıdık, defalarca duyduğu, hissettiği eşsiz bir kokuydu.

Elleri tir tir titredi, zihninde bir ses tonu yer almaya başladı. Ömrünün 2 yıllık döneminin en güzel en eşsiz sesiydi.

"Meleğim"
...
"Seni çok seviyorum"
...
"Kıyamadığımsın"
...
"Başımın en güzel belası"
...
"Bizi hiç kimse ayıramayacak"
...
"Seni zenginlik içinde yaşatır mıyım bilmiyorum ama seni hep mutlu ederim. Hep canımdan çok severim. Benimle evlenir misin?"
...
"Seni bırakıp ölmeye niyetli değilim"

Kafasını yavaşça iki yana salladı genç kız, gözlerinden yanağına tek tek yaşlar süzülmeye başladı. Kulaklarında iki haykırış hemen ardından yankılandı. Bir motorsikletin dengesini kaybetmesi ve iki kişinin, "Ömer!!!!" "Ekin!!!!!" diye haykırışı, sonrasında da feci bir kazanın meydana gelmesi.

Uyuştuğunu hissettiği elini yavaşça kaldırdı genç kız, genç adamın omzuna bırakıp yavaşça geriye itti. Gözlerini delice aşık olduğu gözlere çevirdi.

Bakışlarında kaybolmaya çalıştı, alt dudağını sertçe ısırdı. Bu hatırladığı, bildiği, kalbine yer eden bakışlar değildi. Bu bakışlar çok yabancıydı.

Yanaklarına iki damla yaş hızla süzüldü, zihni bir ana yolculuğa çıktı. Babası, onu genç adamı unutmak üzere bir eve kapatmış, özgürlüğünü elinden almıştı.

Adamdan ayrı geçirmek zorunda kaldığı günlerden birinde genç adam karşısına çıkmıştı. Zorlu ve yorucu engellere rağmen genç adam soluğu özlem duyduğu kızın yanında almıştı.

Elinden sıkıca tutup hapsolduğu yerden kurtarmaya çalışırken de bindikleri motorsiklet feci bir kaza geçirmişti. Son hatırladığı, ona dair zihninde yer alan son anı genç adamın kaza anında ismini haykırışıydı. Sonrası yoktu, ömrüne beyaz bir sayfa açılmış, derin bir uykudan uzun bir süre sonra uyanmış misaliydi..

Gözyaşlarının yerini hıçkırıklar aldı, kafasını iki yana sallıyordu. Kabullenmek istemiyordu, böyle bir şey mümkün değildi. Her şey bitti, artık kavuşacağız derken birbirlerini tamamen unutmuş olamazlardı.

İki elini yumruk yaptı, kaderine akıyordu tüm gözyaşları. Karşısındaki adamla büyük hayalleri vardı, bir gün her şeye rağmen karısı ve çocuklarının annesi olacak, bir ömür yanıbaşında bulunacaktı.

Kafasının üst kısmına şiddetli bir ağrı saplandı, kendini zorladığı her anda karşılaştığı bir durumdu. Tüm benliğini koca bir titreme sardı. Canı hiç olmadığı kadar yanıyordu. Dili laldi, tek kelime edecek gücü bulamıyordu.

Nasıl olmuştu? Nasıl unutabilmişti? Bunca zamanı onsuz nasıl geçirebilmişti?

Geriye zar zor sarsak bir adım attı, ayakta durmak bile zordu. Genç adam sessiz ve şaşkındı, gözleri sadece onun üzerindeydi. Günlerdir sesine, gözlerine hasret biriktiriyordu.

Derin bir nefes alıp yanına yaklaştı, buraya gelirken tüm cesaretini toplamıştı. Artık sadece kalbinden geçeni yapacaktı. Elini kaldırıp yüzüne yaklaştırdı, baş parmağıyla kızın yanağındaki yaşları dikkatle silmeye çalıştı.

"Seni Seviyorum Ekin" dedi, genç kız alt dudağını ısırdı. Bu iki cümleyi ondan defalarca duymuştu fakat ilk defa böylesine kötü hissetmişti. Bu defa söyleyen onun Ömer'ine değil, yabancı bir adama aitti.

İki Yabancı - (Bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin