38.Bölüm: 'Neden?'

3.5K 230 15
                                    

Kafasını olumlu anlamda salladı Ömer, mekanın önemi yoktu. Gerekirse tüm varlığını feda edip onu doktora ulaştırırdı.

"Biz gideriz hemen bugün."
"Sakin ol oğlum. Araya çok fazla insan koydum yine de en yakın bir hafta sonrası için randevu alabildim. Mutlaka o tarihte orada olmalısınız."

Kafasını olumlu anlamda salladı Ömer, günler sonra ilk defa yüzünde gerçek bir tebessüm belirdi. Hayalini bile kuramadığı şey gerçek olacaktı, sevdiği kadın bu hastalığa yenik düşmeyecek, bir ömür yanında olacaktı.

Heyecan doluydu, koridorda bir oraya bir buraya giderken gözleri babasına kaydı. Dayanamayıp hızla yaklaştığı gibi sıkıca sarıldı.

Kemal Bey'in yüzünde ufak bir tebessüm oluştu, oğlunun mutlu edebilmeyi başardığı içindi.

"Eğer sonuçlar doktorun istediği şekilde çıkarsa, bir ameliyat gerekecek."
"Onu iyi edecek ama bu ameliyat, değil mi?"

"Evet" dedi, tebessüm etti. "İkinci hayatınız sonrasında başlayacak."

"Ekin'e haber vermeliyim ama uyuyor." heyecan doluydu, yerinde duramıyordu. Uzun zaman sonra ilk defa içi içine sığmıyordu.

"Ben son hazırlıkları halledeceğim, sen herkese haberi bildir."

Ömer babasının gözlerine baktı, kafasını yavaşça yere eğip, "Ne diyeceğimi hiç bilmiyorum" dedi.
"Hiçbir şey söylemek zorunda değilsin. Ben sadece oğlumun en büyük hayalini gerçekleştirmeye çalışıyorum."

Kafasını yavaşça olumlu anlamda salladı genç adam, "Teşekkür ederim."
"Teşekkür etmeyi bırak ve toparlanmaya başlayın. Ekin'in ailesini ikna etme görevi sana düşüyor."
"Reddetmeyeceklerdir."

Yüzünde tebessüm vardı, derin bir nefes aldığında aklında tek bir şey belirdi, "Ama.. Ekin uzun yolculuk yapabilecek mi?" diye sordu.

Babası kafasını onaylar anlamında salladı, her türlü tedbiri düşünmüştü. Yanında sağlık ekiplerinin de olacağı bir ambulans uçakla gidecekti.

"Bunu da halledeceğim, endişe etme."
"Tamam" dedi sustu, şaşkındı. Babası her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünmüştü.

"Şimdi son hazırlıklar için gitmem gerek, sizde toparlanmaya başlayın."

Ömer kafasını onaylayarak salladı, babasının gidişini sessizce izledi. Kafasını geriye çevirdiğinde Ezgi'yi gördü. İkisinin de aynı anda yüzünde gülümseme oluştu, yaklaştıkları anda sıkı sıkı sarıldılar.

...

Derin bir uykudaydı Ekin, bir rüya görüyordu. Uzun zamandır sık sık gördüğü bir yol vardı önünde, yeniden oradaydı.

Yolun ortasındaydı, ağır ağır adımlarla yürüyordu. Adımını bir an durdurdu, yolun sonunu ilk defa görülebiliyordu. Beyaz dev bir kapıydı, kapalıydı.

Genç kız ürktüğünü hissetti, dönmek istedi. Yavaşça kafasını geriye çevirdi, çok uzun bir yol katetmişti buraya gelebilmek için.

Kafasını yavaşça iki yana salladı, yine de dönebilirdi. Kapıdan girmek yerine geldiği yere yeniden gidebilirdi.

Bedenini çevirip tek adım atmak istedi, yapamadı. Ayakları geriye değil sadece ileriye adım atıyordu. Bir daha denedi, yine uzaklaşamadı. Gözleri her deneyişinde daha da yaş akıttı, kaderiydi bu kapı. Ne yapsa ne kadar çabalasa da geriye dönmesi mümkün bile değildi.

Kafasını yavaşça iki yana salladı, kalbi delice çarpıyordu. Tam o anda gözlerini araladı, hastanedeki odasındaydı. Gözleri ilk anda kapıyı sessizce aralamaya çalışan genç adama kaydı.

İki Yabancı - (Bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin