19.Bölüm: 'Gerçekler'

3.8K 226 78
                                    

Başının o kısmında şiddetli bir ağrı hissetmişti. Genç adam gözlerinin içine bakıyordu, "İyi misin?"
"Ufak bir sızıydı ama geçti"

Derin ve sessiz bir soluk verdi Ömer, dağ evini anımsadı. Orada da baş ağrısı olduğunu görmüştü.

"Bir doktora görünmedin mi?"
"Göründüm" dedi Ekin, başındaki ağrıya rağmen bakışını ayırmadan adamın gözlerine bakıyordu.

"Ne dedi?"
"Ölecekmişim" kalbi delice çarpıyor, kalbi artık gizlememek için gayret ediyordu. Adamın yanında lal olan dili çözülmeye başlıyor, bu adamdaki sihir her bir araya geldiklerinde onu daha çok etki altına alıyordu.

Genç adam duraksadı, dili lal bedeni tutuldu. Gözleri büyümüş, tüm benliğini endişe sarmıştı. Kalbi hızla çarpmaya başladı, kafasını yavaşça iki yana salladı, böyle bir şey olamazdı.

"Ne?" diyebildi kendini biraz da olsa toparlayarak. Yavaşça kafasını yere eğdi genç kız, adamın gözlerindeki bakışa anlam vermeye çalıştı. Kelimeyi duyduğu anda yüz ifadesi değişmiş, hüzünlü bir hal almıştı.

Gözlerini kapadı, bakışlarını onun bakışlarına çevirdi. Çaresiz bir soluk aldı, bu adam hala kızın hayatının en büyük gerçeğini öğrenmeye hazır değildi.

"Şakaydı, bakma öyle" dedi yüzünde ufak ve yalancı bir tebessümle. Adamın yüzü gevşedi, rahatlatıcı bir nefes verdi.

Gülümsedi Ömer, bir çift yosunun içerisine bakıyordu. "Kötü bir şakaydı" dedi, tek kelime tüm bedeninin titremesine neden olmuştu. Ölüm kelimesi kesinlikle kızın ağzına hiç yakışmamıştı.

İkisi de bakışını ayırdı, genç kız parkı inceledi. Gözleriyle kardeşini arıyordu, iki köşeye baktı. Tüm çocuklarda göz gezdirdi, kardeşi görünürlerde yoktu.

"Ali'yi göremiyorum" dedi, endişeyle ayağa kalktı. Genç adam da o yöne döndü, aynı şekilde çocuğu aradı.

"Buralardadır, oynuyordur"

Genç kız kafasını iki yana salladı, Ömer de kalktı. "Hayır, görünmüyor" hızla çocukların olduğu oyun alanına yürüdü, "Ali!" diye seslendi.

Genç adam da etrafa bakınıyor, çocuğu bulmaya çalışıyordu. Adımını durdurdu Ekin, gözleri oturdukları yerin sağ kenarında bulunan ağaca kaydı. Küçük kardeşi arkasına gizlenip sadece kafasını çıkarmıştı. Dakikalardır ablasını ve adamı izliyordu.

"Ali" dedi Ekin, hızla yanına yaklaştı. Önüne çömeldi, derin bir nefesle yanağına dokundu.

"Beni çok korkuttun"

Küçük çocuğun gözleri genç adama kaydı, yanlarına yaklaşıyordu. Bakışlarını kıstı, "Onu sevmiyorum ben!"

Duyduğu gibi adımını durdurdu Ömer, daha fazla yaklaşmaya, çocuğun tepkilerini duymaya hazır değildi. Genç kız derin bir nefes aldı, bu konuyu şimdi sonlandırma gereği duydu.

"Çok ayıp Ali"
"O seni üzdü abla, yine üzecek"

Genç adam kafasını hızla iki yana sallayarak yanına yaklaştı. "Hayır, hayır ben ablanı üzecek bir şey yapmadım"
"Yaptın! Kötü birisin sen!"

Genç kızın bakışlarıyla kardeşini izliyordu. "Ablacığım, Ömer Abin beni hiç üzmedi"

Küçük çocuğun yüzünde şaşkın bir ifade oluştu, zihninde annesinin tembihleri vardı.

"Biz onunla iyi anlaşan iki arkadaşız"
"Birbirinizi seviyor musunuz?"

Genç adam uzak kalmaya dayanamadı, yanlarına yaklaştı. Aynı şekilde Ekin'in yanına, çocuğun da önüne çömeldi.

İki Yabancı - (Bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin