Sizi beklettiğim için üzgünüm. Bilgisayarımda sorun olduğu için bölümü telefondan yazdım o yüzden biraz kısa oldu gibi ama en kısa zamanda hatamı telafi etmeye çalışacağım. İyi okumalar...
Son olaylardan sonra aradan 1 hafta geçmiş ve sınav haftası bitmişti. Biz de kantinde oturmuş şişe çevirmece oynuyorduk.
"Çeviriyorum." dedikten sonra şişeyi çevirdim. Soru kısmı Beren'e cevap kısmıysa bana gelmişti.
"Doğruluk mu? Cesaret mi? "
"Cesaret. Çünkü zaten her şeyimi biliyorsun." dedim.
"Acaba ne yaptırsam? Ha buldum..." diyerek pis pis sırıtmaya başladı. Doğruluğu mu seçseydim diye düşünmeden edemedim.
"Şimdi Özgecim telefon rehberini açıp bana verir misin? "
"Birini mi işleteceğim? Oh be korkmuştum öyle sırtınca. " dedikten sonra dediğini yapıp telefonumu Beren'e verdim.
"Bakalım kimler var. İşte bu ya, asıl aradığım kişiyi buldum."
"Anlat bakalım ne yapacağım? "
" Özgecim şimdiden birazdan yaptıracağım şey için özür diliyorum. Belki sen fazla eğlenmeyeceksin ama biz çok eğleneceğiz. Sen kaşındın. " dedikten sonra anlatmaya hazırlandı.
"Vereceğim numarayı arayacaksın. Önce normal bir konuşma yapacaksın yani hal hatır falan sor, sonra da -burası bomba kısım- ona onu sevdiğini söyleyeceksin. "
"Yok artık! Saçmalama istersen Beren."
"Bence de Beren. Bu biraz fazla oldu."diye beni destekleyen Akın'a baktım. Sinirlenmiş gibiydi ama fazla belli etmemeye çalışıyordu.
"Ya sakin. Sonra oyun olduğunu söylersin. Hem asıl kızacağın yer burası değil, asıl kızman gereken yer kişiyi öğrendikten sonraki kısım. "
"Kim ki?" dediğimde telefonu bana uzattı ama isme bakmaya korkuyordum.
"Hayatta yapmam böyle bir şey. Beren sen ne ara bu kadar acımasız oldun? "
"Özge bize de söyleyecek misin acaba?" diyen Akın'a bakarak cevap verdim.
"Umut." deyip göz devirdim ama kızlar gülmeye başladı. Kızlar yetmiyormuş gibi Bora ve Arda da gülüyordu. Gülmeyen tek kişi Akın'dı. O da olayı bilmediği içindi.
"Gerçekten de acımasızmışsın Beren. " "Bak Beren, Bora bile acıdı halime. Bence başka bir şey iste benden. Yeni kurtulmuşken yapma bunu bana lütfen. " diyerek masum bir şekilde bakmaya çalışıyordum ama çok komik göründüğüme emindim.
"Özge masum veya tatlı bir şekilde bakmaya çalışıyorsan hiç uğraşma çünkü çok komik oluyorsun. " Tam da tahmin ettiğim gibi.
"Sende beni buna mecbur bırakma Beren." dedim gülerek.
"Umut kim diye sorsam çok mu saçmalamış olurum? " diye soran Akın'a hepimiz birden baktık.
"Umut'a böyle bir şey söylersem peşimden ayrılmaz. En özet şekli bu."
"Gerçekten çok açıklayıcı oldu. Teşekürler. " diye alaycı bir tonda konuşan Akın'a Helin cevap verdi.
"Umut bizim ortaokuldan arkadaşımız. Liseye geçince taşındıkları için okul değiştirdi. 6-7-8 de Özge'nin peşinden ayrılmazdı. Özge ise artık sinir krizleri geçirmeye başlamıştı diyebiliriz."
"Daha açıklayıcı oldu mu Akın? " dedim.
"Evet daha açıklayıcı oldu Özge. " sinirlendiğini anlayabiliyordum ama neden böyle yaptığını anlamıyordum.
"Akın sen şimdi bu çocuğu öyle filmlerdeki, kitaplardaki gibi sivilceli, gözlüklü falan sanma. Çocuğun gideri vardı ama Özge yüz vermiyordu." diyen Melis' e benle beraber Bora'da sinirle baktı.
"Bence bu detaya gerek yoktu Melis. " dedim.
"Ha yani çocuğun yakışıklılığına baktın öyle mi?"
" Yok aşkım yani genelde öyle olur ya güzel kızın peşindeki inek öğrenci. Biz de öyle olmadığını söylemeye çalışmıştım. " diye açıklama yapan Melis' in haline gülmemek için zor duruyordum. Melis Borayla sevgili olmadan önce onu hep kıskanırdı ve bir gün Bora'nın da onu kıskanmasını isterdi. Onun hayallerinin gerçek olduğunu görmek, onu mutlu görmek kesinlikle beni de mutlu ediyordu.
"Beren artık vazgeçmişsindir bence."
" Tamam Bora, oylama yapalım o zaman. Özge Umut'u arasın diyenler el kaldırsın. " Akın, Bora ve ben haricinde herkes el kaldırmıştı.
"Kızlar inanmıyorum siz de mi?" diyerek kızlara trip attım.
"Kızma Özge ama Umut'un şimdiki tepkisini çok merak ediyorum. " diyen Deniz'e diğerleride katılmıştı.
"İyi be yapıyorum ama siz bittiniz. Göstereceğim ben size. " tehdidimde işe yaramayınca arama tuşuna bastım ve hoparlörü açtım. 2. çalışta açmıştı.
"Alo Özge?"
"Naber Umut?" diye sordum.
"İyi de hayırdır bir şey mi oldu?" diye şaşkın bir şekilde soru soran Umut'a 'hiç bir şey yok' deyip telefonu kapatmak istiyordum.
"Yok bir şey olmadı. Öyle bir arayayım dedim. "
"Özge cidden sen misin? Yoksa başka biriyle mi konuşuyorum?"
" Evet benim Özge. Niye başka biriyle konuşuyor olasın ki?"
" Senin beni öylesine arama ihtimalin uzaylıların var olup, dünyayı ele geçirip, bizi de köle olarak kullanma ihtimalinden bile düşük. Farkındasın değil mi?" Gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Çocuk haklıydı sonuçta. Bizimkiler gülmekten yere yatmak üzereydiler.
"Haklısın, aslında sana önemli bir şey söylemek için aramıştım. " diyerek kafamı telefondan kaldırdım. O sırada Akın'la göz göze geldik. Bunu Umut'a söyleyebileceğimi sanmıyordum. Hele ki Akın karşımda oturup bana adlandıramadığım bir şekilde bakarken bunu yapamazdım.
"Şimdi anlaşıldı işte. Seni dinliyorum." Umut'un sesiyle telefona baktım ki o sırada telefon elimden çekildi.
"Cidden saçmaladınız."diyerek telefonu kapatan Akın'a baktım.
"Akın ne yapıyorsun ya?"
"Beren asıl sen ne yapıyorsun? Cidden arkadaşına bunu yapacak mısın? Siz 2 dakika gülüp eğleneceksiniz diye Özge arkasında bir kuyrukla gezip rahatsız mı olsun? Kız istemiyor işte. "
"Bunda bu kadar abartılacak bir şey yok Akın. Asıl istemeyen o mu yoksa sen mi?" Diyen Beren'e baktım. Ne demek istiyordu?
"Ne demeye çalışıyorsun? " dedi Akın.
"Sen ne demek istediğimi gayet iyi anladın Akın. Bence bunu iyi bir düşün. " Ortam gerginleşmişti. O sırada telefonum çaldı. Akın'ın elinden telefonu çekip açtım. Bu sefer hoparlörü açmak yerine direk kulağıma koydum.
"Özge neden suratıma kapattın? "
"Kusura bakma Umut. Birden kapandı telefon. Bu aralar bunu çok sık yapıyor. "
"Tamam önemli değil o zaman. Sen bana bir şey diyecektin."
"Ha doğru. Aslında sana şey diyecektim... Biz arkadaşlarla şişe çevirmece oynuyorduk. Beren de seni arayıp halini hatrını sormamı istedi de o yüzden aradım. Kızmazsın umarım. "
"Şaşırmadım Özge. Bunun için de kızacak değilim. Merak etme aradan 2 yıla yakın bir süre geçti ve biz büyüdük. Ergen gibi davranıp peşinden koşacak değilim. Kendine iyi bak. Görüşürüz. "
"Görüşürüz. " deyip telefonu kapattım. Cidden Umut'un böyle demesine şaşırmıştım. Yani Umut'u birazcık tanıyorsam onu aramamı yanlış anlar kendine pay çıkarırdı.
"Özge, Umut ne dedi? Biraz şaşırdın gibi."
"Biraz mı? Bayağı şaşırdım desem daha dogru olur Helin."
"Ne dedi ki?"
"Bana 'Ergen bir şekilde davranmayacağım. Artık büyüdük peşinden koşacak değilim' dedi." Dedim şaşkın bir sesle.
"Yok artık. " diye şaşıran Beren'e döndüm.
"İstediğin oldu mu?" dedikten sonra masaya Mert oturdu. Ne işi vardı bunun yanımızda?
"Selam gençler." derken bana bakıyordu.
"Mert ne yapıyorsun burda? Kalk hemen." diye sinirlenen Arda'ya aldırış etmeden bana bakmaya devam etti. Sanki eline bir koz geçmiş gibi sırıtıyordu ve bu beni fazlasıyla rahatsız ediyordu.
"Sakin gençler. Bir kereliğine oynayıp kalkacağım merak etmeyin. " dedikten sonra Bora ve Akın ayağa kalktı. Bende onlarla birlikte kalktım çünkü Mert sinirimi bozmaktan başka bir şey yapıyordu.
"Nereye arkadaşlar? Otursanıza. Birazdan yapacağım şeyi merak etmiyor musunuz?" diyen Mert'e sinirli bir şekilde baktım. Yine neyin peşindeyse bize zarar vermek amaçlı olduğuna emindim. O ise şişeyi çevirdi. Şişe Helin ve Arda'ya denk gelince, şişeyi soru kısmı kendisine cevap kısmıysa bana denk gelecek şekilde düzeltti. Ne yapıyordu bu?
"Özgecim sana doğruluk mu, cesaret mi diye sormayacağım. Doğruluğu seçtiğini farz edip direk sorumu soracağım. " Sinirimden yanlış bir şey yapmamak için arkamı dönüp yürümeye başladım.
" Annenle baban neden ayrıldı Özge? " diye sorduğunda olduğum yerde dondum. Ben unutmaya çalıştıkça, güçlü kalmaya çalıştıkça hayat neden beni bu kadar zorluyordu? Mert gerçekleri mi öğrenmişti yoksa sırf geçmişi hatırlatmak için mi yapıyordu bunu? İnşallah 2. seçenektir çünkü ilkiyse benim canımı çok acıtabilirdi.
"Yeter artık!"diyerek Mert'in üstüne yürüyen Akın'ı durdurabilmek için önüne geçtim.
"Boşver Akın. Burdan çıkalım lütfen daha fazla durabileceğimi sanmıyorum. " dedim ağlamaklı bir ses tonuyla. Olaylar bu kadar tazeyken her hangi bir şey beni üzebiliyordu ve ben eski gücümü kaybetmiştim. Akın da beni böyle görmeye dayanamayıp yürümeye başladı.
"Özge nereye gidiyorsun? Sorumu cevaplamayacak mısın? Bu oyun kurallarına aykırı yani hile oluyor. " dedi gıcık bir şekilde. Bende sinirle ona döndüm.
"Mert yeter artık. İnsanların canını acıtmaktan başka işin yok mu senin ? " dedim bağırarak.
"Ama Özge böyle yapma. Sana senin canını acıtacağımı söylemiştim. Hem de bunu senin oyununla yapacağım. Sen mi cevap verirsin yoksa ben mi söyleyeyim? " dediğinde her şeyi öğrendiğini anlamıştım ama nerden öğrenebilirdi ki?
" Peki ben söylüyorum. Arkadaşlar buraya bakar mısınız?" diye kantindekilere seslendi.
"Hepinizin bildiği üzere Özge, Bora'nın partisinde bazı gerçekleri ortaya çıkarmıştı ve ben yine herkesin önünde ona aynı şeyi yapacağımı söylemiştim. "deyip bana baktı ve sonra konuşmasına devam etti.
"İşte o büyük gün, bugün. " dediğinde Akın Mert'in üzerine yürüdü ve ona yumruk attı.
"Yeter lan! İnsanların hayatlarının içine etmekten vazgeç artık. " diye bağırdı. Mert de Akın'a yumruk attı. Benim yüzümden kavga etmelerini istemiyordum. Bende Akın'ı kolundan tutup çekmeye çalıştım. Tabii ki de çekememiştim.
"Tamam Akın boşver. Öğrenmiş bir kere, önünde sonunda söyleyecek. " dedim ama ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Az önce gülmemek için kendimi tutarken şimdi ağlamamak için kendimi tutuyordum ve buna hiç şaşırmadım. Akın da Mert'i bırakıp yanıma geldi ama çok sinirliydi.
" Bildiğiniz gibi Özge'nin annesi ve babası ayrı ama neden ayrıldıkları 1 hafta önce ortaya çıktı. Özge her şeyi yeni öğrendi. Yazık. O kadar yıl çok masum bir neden yüzünden ayrıldıklarını san sonra pat diye babanın anneni en yakın arkadaşıyla aldattığını öğren. Gerçekten zor bir durum. " deyip yüzünü acıyormuş gibi yaptı. Akın yerinde zor duruyordu çünkü beni bırakmaya korkuyordu. Bırakırsa şu an yere düşebilirdim.
"Bunu nerden öğrendin? " dedim Mert'e bakarak.
"Bunu 2 kişi haricinde kimse bilmiyordu ve onlarında söylemeyeceğinden adım gibi eminim. Bunu nerden öğrendin? " diye bağırdım sorumu sorarken.
"Demek ki insanlara güvenmemen gerekiyor Özge. Çünkü ben bunu senin en yakınından hatta kardeşin sayılabilecek kişiden öğrendim. " dediğinde direk Deniz'e baktım.
"Deniz sağolsun bana çok yardımcı oldu. " diyerek Deniz'in yanına gitti ve kolunu Deniz'in omzuna attı. Duyduklarıma inanamıyordum.
"Deniz bu doğru mu? Bunu bana, kardeşine gerçekten yaptın mı? " derken Deniz'in üstüne yürüdüm.
"Kusura bakma Özgecim ama 'her şeyi bilirim, herkes beni sever, herkes benim peşimde ama kimseye yüz vermem, çok masumum, hayattaki tek sorunları olan insan benim' havalarından gerçekten bıktım. Evet Mert'e her şeyi ben anlattım. Bora'nın partisinden sonraki gün Mert'le sevgili olmuştuk ve ayrıca ortaktık zaten. " bunları sanki suçlu değilmiş hatta haklıymış gibi söylemişti. Deniz'in bu kadar iyi oyuncu olduğunu gerçekten bilmiyordum.
"Sana inanamıyorum Deniz. Sana gerçekten inanamıyorum. Ben ne olursa olsun senin yanındayken, sana kimseye anlatmadığım bir şeyi anlatacak kadar güvenirken bana bunu nasıl yaptın ya ? Hiç mi vicdanın yok senin? Sen ne ara bu kadar kötü oldun? Senden nefret ediyorum Deniz. Sakın bir daha yanıma yaklaşma, yaklaşırsan seni doğduğuna pişman ederim!" deyip onu omuzlarından ittim ve arkamı dönüp Akın'ın yanına gittim. Kızlara baktım çünkü burda taraf oluşmuştu ve taraflarını belli etmeleri gerekiyordu.
"Sana inanamıyorum Deniz. Seni insandan sayıp arkadaş yerine koyduk. Senin Özge'ye hatta bize yaptığına bak. Yazık, bir erkek için kardeşini, kardeşlerini sattın. " diyerek Beren de yanıma yürüdü. Onun arkasından Helin ve Melis de geldi. Yanımdakileri öğrendiğime göre artık gidebilirdim. Arkamı dönüp koşarak okuldan çıktım. Okulun yakınındaki parka girip bir banka oturdum. Bir süre sonra yanıma biri daha oturdu. Kafamı kaldırdığımda Akın'ı gördüm. Her zaman olduğu gibi yine yanımdaydı ve ben buna çok alışmıştım.
"Akın bunlar gerçek mi? Lütfen bana bunların bir kabus olduğunu söyle. Çünkü bunu yapan kişi Deniz, kardeşim. " derken ağlıyordum.
"Özge üzülmekte haklısın ama emin ol bu onların yanına kalmayacak."
"Şimdi annemi o kadar iyi anlıyorum ki. Benim birkaç yıllık arkadaşım bunu bana yaptı ama annemin birlikte büyüdüğü, nikah şahidi olan kişi ona iğrenç bir şey yaptı. Benim arkadaşım beni sadece okulda rezil ederken annemin arkadaşı kocasını elinden aldı. Ben belki de Deniz'in yaptığını birkaç ay sonra unutacağım, herkes unutacak ama annemin arkadaşının yaptığı şey birkaç ayda unutulacak bir şey değil. Tüm hayatını etkileyen bir şey. " deyip kafamı kaldırdım ve Akın'ın yüzüne baktım.
"Akın annem bunu nasıl kaldırmış? Çünkü ben onunkinin yanında bir hiç olan olayda bile yıkıldım, yerlerde sürünüyorum. " derken gözlerine bakıyordum.
"Özge sen çok güçlü bir kızsın. Seninde yanında ben varım. Bunu hiç bir zaman unutma. Her ne olursa olsun, her ne yaparsan yap yanındayım. Ben sana bir söz verdim ve sözümün arkasındayım. Ve asıl önemli olan şey ise sen annenin kızısın. O yaparsa sende yaparsın. Çünkü onu üzmemen gerek. Anneni asıl üzecek şey, asıl yıkacak şey arkadaşının veya kocasının ihaneti değil, kızının üzülmesi. O yüzden topla kendini. "Derken gözünü bir an olsun gözlerimden kaçırmadı. Bense boynuna sarıldım ve ağlamaya devam ettim. Haklıydı. Ben annemin kızıydım ve güçlü olmam gerekiyordu.
"İyi ki yanımdasın Akın. Yoksa beni kimse toparlayamazdı. " derken bunu tüm kalbimle söylüyordum. Deniz benim kardeşimdi evet ama asıl Akın'ı kaybedemezdim. Hayatım boyunca ona ihtiyacım vardı ve o bana söz vermişti. Her ne kadar bir gün onu kaybedeceğimi, sözünde durmayacağını bilsem de şu an kendimi bununla avutmak zorundaydım. Çünkü elimde başka bir şey yoktu...
İnşallah beğendiğiniz bir bölüm olmuştur. Biraz kısa oldu. Aslında daha uzun yazmak istiyordum ama telefondan anca bu kadar oluyor. Yorum yapmayı unutmayın. Sizi seviyorum.. 😚
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLK AŞK
Подростковая литератураİLK AŞK - TANITIM Acaba bir erkeğin İLK AŞKI olmak nasıl bir şey veya aşkla alakası olmayan bir kızın İLK AŞKI? İşte bu kitap bu olayı anlatıyor. Özge'nin İLK AŞKINI. Özge lise 2'ye giden bir genç kız ve onun ailesiyle ilgili sorunları.. Acaba aşkın...