Bölüm 29

3K 106 16
                                    

''Gitmemiz lazım biliyorsun değil mi?'' dediğinde derin bir nefes verdim. Yaklaşık 3 saattir aynı yerde oturuyorduk. Akın birkaç kez ağaçtan inmek istese de buna izin vermemiştim.

''Gitmek istemiyorum.'' dedim.

''Biliyorum ama eve gitmem lazım güzelim. Babamla bir işimiz vardı ama ben senin için erteledim. Maalesef şimdi gitmem gerekiyor.'' dediğinde kafamı omzundan kaldırdım. 

''Ya yanımdayken bile nasıl oluyor da özlüyorum seni?  En kötüsü de seninleyken zamanın hızlı geçmesi.'' dedim üzgün bir ses tonuyla. Akın ise gülümseyip kafamı göğsüne yasladı. 

''Demek özlüyorsun beni. Acaba ne yapsak da buna bir çözüm bulsak?'' dedi ve bir süre durakladıktan sonra konuşmaya devam etti.

''Gel buradan belediyeye gidip evlenelim.'' dediğinde gülerek kafamı kaldırdım.

''Akın iyi misin?'' dedim gülmeye devam ederken.

''Ne o hanımefendi? Benimle gönül mü eğlendiriyorsun yoksa?'' dediğinde daha fazla gülmeye başladım. İyice kafasında kurup sevgilisini bunaltan kızlara benziyordu.

''Akın 16 yaşındayım, sende 17 bilmem farkında mısın?'' dedim.

''Ha yani sadece yaş yüzünden öyle mi? Yoksa reşit olsak bu dediğimi kabul edeceksin?'' dediğinde ciddi olup olmadığını anlamaya çalıştım.

''Akın hayırdır annem beni sana vermeyeceğini söyledi de şimdiden beni kaçırmak için yol mu yapıyorsun?'' dediğimde dayanamayıp güldü.

''Şurada seni biraz bunaltayım dedim onda da sıkılmayıp bir şey buldun ya aferin sana.'' dediğinde birlikte güldük.

''Seni güldürdüğüme  göre gidebiliriz.'' dedi ve ağaçtan indi. Bende peşinden indim ve yürümeye başladık. 

******

Sonunda yatağıma girip gözlerimi kapatmıştım. Akının beni eve bırakıp gitmesinden sonra evde anne ve kızları grubunu oluşturup eğlenmiştik. Önce oyun oynayıp sonra birlikte yemek hazırlamıştık. Yemeğimizi yedikten sonra mısır patlatıp film izlemiştik. Aslında bu bizim hafta sonları genelde yaptığımız bir şeydi.Şimdi ise rahat bir uyku çekecektim tabi önce düşüncelere dalıp, hayal kurma faslı vardı. Her zaman olduğu gibi. Bugünün güzelliğini düşündüm önce. Akın'ın beni aramasını beklerken kapıya kadar gelip beni harika bir yere götürmesi o kadar güzeldi ki. Her ne kadar bir erkeğe güvenme konusunda -ki artık tek erkekler için geçerli değil- sorun yaşasam da Akın'a çok bağlanmıştım ve ona çok güveniyordum. Beni en çok da bu korkutuyordu ya zaten. Bu kadar sevip, güvendiğim birini kaybetmeye dayanamam hele ki ihaneti düşünemiyorum bile. Bunları aklıma getirip kendimi üzmek istemiyordum.  Telefonuma bildirim sesi gelince mesajı açtım.

Kimden: Her şeyim ♥♥ 

''Pencereyi aç.'' Nasıl yani? Pencereyi mi açayım? Tedirgin bir şekilde yataktan çıkıp cama doğru yürüdüm. Perdeyi çektiğimde küçük bir çığlık atıp pencereyi açtım.

''Ödüm koptu napıyorsun sen bura-'' diye azarlarken eliyle ağzımı kapattı.

''Şşş. Sessiz ol.Şimdi annen falan gelecek.'' dediğinde ona şaşkın bir şekilde baktım. 

''Sen bu saatte neden buradasın? Delirdin mi?'' dediğimde gözlerimin içine baktı.

''Sevgilimi çok özledim ne yapsaydım? Uyuyamadım ki. Senin kokunla uyumak istiyorum.'' dediğinde anlamamış gibi baktım.

''Ne yani sırf beni özlediğin için bu saatte buraya gelip odama mı tırman-'' derken birden aklıma gelen şeyle camdan aşağı baktım.

''Akın buraya nasıl tırmandın?'' diye sorduğumda beni kendine doğru çevirdi.

İLK AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin