Bölüm 30

2.6K 106 7
                                    

Özge'den...
Kızların ısrarı üzerine evden çıktım. Bugün ki hayalim evde oturup kitap okumaktı ama kızlar buluşmak için çok ısrar etti. Buluşacağımız kafeye doğru yürürken bir araba yanımda durdu. Umursamayıp yoluma devam ederken arabadan biri indi ve önüme geçti. Bu kişinin Mert olduğunu fark edince gözlerimi devirdim.

''Bu ne tesadüf? Gerçi burada olduğunu biliyordum ama sen bu ayrıntıya fazla takılma.'' deyip gülümsedi.

''Ne istiyorsun Mert?'' dedim bıkkın bir şekilde.

''Direk konuya girmeni seviyorum aslında. Diyorum ki sen arabaya binsen e biraz sohbet etsek. Nasıl olur?''dediğinde şaşkın bir şekilde ona baktım.

''Saçmalamayı kesip önümden çekilir misin? Şuan senin oyunlarınla hiç uğraşamam.'' deyip onu kenara iterek yürüdüm. Yanından geçerken kolumdan tutarak durdurdu. 

''Hadi ama Özge. Seni zorla arabaya bindirmek istemiyorum. Biraz konuşacağız sadece.'' dedi.

''Ne saçmalayacaksan burada saçmala. Uğraştırma beni Mert.'' dediğimde derin bir nefes erdi.

''Özge son kez söylüyorum ya arabaya bin ya da ben seni bindirmesini bilirim.'' dediğinde sinirli bir şekilde ona baktım ve yürümeye başladım. Kolumdan çekerek beni sürüklemeye başladığında çırpınmaya başladım.

''Mert napıyorsun ya?  Bırak beni delirdin mi?'' diye bağırırken çevrede neden kimsenin olmadığını düşündüm.

''Ben seni uyarmıştım güzellik.'' dediğinde ben hala çırpınıyordum ama çırpınmalarım arabaya binmeme engel olmadı. Filmlerde hep dalga  geçtiğim bir şey vardı. Oğlan kızı zorla arabaya bindirip yan koltuğa oturmak için dolandığında kızın neden kaçmadığıyla dalga geçerdim. Ama şuan anladığım bir şey vardı ki o sırada kaçmak gerçekten imkansızmış. Çünkü çok hızlı gelişiyormuş. Mert'te arabaya binince ona sinirle döndüm.


''Ne yaptığını sanıyorsun sen ya?'' diye bağırdım.

''Seni uyarmıştım Özge.'' dedi umrsamaz bir şekilde.

''Ben seninle bir yere gelmek istemiyorum. Hem sen konuşacağız demiştin.'' dediğimde güldü.

''Evet konuşacağız dedim ama bir yer belirtmedim sonuçta. Gittiğimiz yerde bol bol konuşacağız emin olabilirsin.'' dediğinde derin bir nefes aldım.

''Nereye gidiyoruz?'' dedim sakin kalmaya çalışarak.

''Gidince görürsün.'' dedi yine gıcık bir şekilde. Oflayarak yolu izlemeye başladım. O sırada telefonum çaldı. Telefonu elime aldığımda kızların aradığını gördüm. Tam açacaktım ki telefon elimden çekildi.

''Mert ne yapıyorsun? Ver şu telefonu.'' dediğimde telefonun sesini kıstı.

''Mert kızlar merak eder. Ver şu telefonu da konuşayım.'' dediğimde yine sinir bozucu bir şekilde güldü.

''İyi ya merak etsinler. Amacımız da bu.'' dediğinde anlamamış gibi ona baktım.

''Amacın ne senin?'' dedim tedirgin bir şekilde. O sırada arabayı durdurdu. Nereye geldiğimize bakmak için camdan dışarı baktığımda ağzıma bir şey kapattı. Ben çırpınırken kafam ağırlaşmaya başlamıştı.

''Canımı sıkmaya başlamasaydın bunu yapmak zorunda kalmazdım güzellik.'' dediğini duydum en son. Sonraysa bilincim kapanmıştı bile.

''Evet aynen öyle yapacaksın. Bunun nesinden korkuyorsun. Sana güvenebileceğimi sanıyordum..... Aferin canım. Bunlar bittiğinde senle çok güzel zaman geçireceğiz emin ol.'' dediğini duydum Mert'in. Henüz gözlerimi açamamıştım. Açmaya mecalim yoktu. En son ne olmuştu ve ben neden şu an Mert'in sesini duyuyordum? Peki neden hareket edemiyordum? Aklıma gelen şeyle gözlerimi açtım. İlk gördüğüm şey karşımda sıkılmış bir şekilde beni izleyen Mert'ti. Korkuyla etrafımı incelemeye başladım. Ellerim ve ayaklarım sandalyeye bağlanmıştı.

İLK AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin