Bölüm 8 - Usta ve Öğrenci

276 16 5
                                    

  Ertesi gün, köydeki bir kaç kişiyi daha gören Kakashi, Hokagelik binasına gitmişti ve Naruto'yu bekliyordu. Bir süre sonra birisi geldi ve Hokage'nin geldiğini ve müsait olduğunu söyledi.
"İşi başından aşkın olmalı," diye düşündü Kakashi ve odaya yollandı.
"Kakashi-sensi, nerelerdeydin?!" diye heyecan ve sevinçle karşıladı onu genç adam.
"Uzun zaman oldu Naruto, boy atmışsın," diyen Kakashi maskesinin altından gülümsedi.
"Hadi hadi, anlatsana. Neler yaptın?" diye bastırdı onu Naruto.
"Önce bir sohbet edelim," diyen adam ile karşısındaki genç Hokage muhabbete daldılar. Aradan saatler geçtikten sonra, güneş batarken turuncu ışıkları geniş camlardan içeri süzülerek odayı doldurmaya başladı. Usta ve öğrenci, bu kadar uzun sürenin ardından birbirlerini tekrar görmenin keyfini çıkarıyorlardı.
"Cidden Tsunade teyzeden yumruk mu yedin?" diyen Naruto, bir kahkaha attıktan sonra sandalyesine yaslandı ve kıkırdamaya devam etti.
"Anlaşılan yaşı konusunda çok hassasmış. Üstüne bir de yedi yıl eklenince," diyen Kakashi yanağını, darbeyi aldığı yeri istemsizce sıvazladı.
"Yedi yıl..." diye kendi kendine konuştu, "Naruto, hala o olay için kendini mi suçluyorsun?" diye sordu.
Uzaklara dalan Naruto cevap vermedi, farklı duygular yaşıyormuş gibi görünüyordu.
"Sakura'nın ölümünden sen sorumlu değilsin, biliyorsun," diye devam etti gri saçlı adam.
"Biliyorum, yine de... yine de onun bunu yapmasını kaldıramıyorum," diyen genç adam doğrularak ona baktı.
"Sasuke'nin bu kadar düşeceğini ben de tahmin etmezdim fakat o olaydan beri değiştin," dedi, Kakashi, "Yıllardır dünyayı geziyorum, özellikle senin kontrolünde olan bölgeleri."
"Benim kontrolüm mü? Sadece Gaara ve Raikage ile Sasuke'ye karşı bir birlik oluşturduk. Diğer köylere ne oldu da onun tarafına geçtiler anlamadım -diyen Naruto yumruklarını sıktı- onu, Sasuke'yi affedemem artık."
"Biliyorum. Ancak şunu bil ki dünya üstünde nüfuzun sandığından çok, Gaara ile Raikage sana çok saygı duyuyor, halk da öyle ve savaşa hazırlandığınızı biliyorum ama yeni bir dünya hayaline ne oldu? Yetenekli, yeteneksiz bir çok çocuğu ninjalık için yetiştirdiğinizi duydum. Özellikle Dördüncü Dünya Savaşı'ndan sonra ebeveynleri ölenleri. Biraz abartmıyor musun?"
"Sasuke'yi yendikten sonra bunların önemi kalmayacak, zorundayım, zorundayız," dedi sarı saçlı genç, "Gerçek savaş, insanların birbirini öldürdüğü bir savaşın bu kadar kötü olacağını tahmin etmezdim."
"Önemi kalmayacak mı?" dese de Kakashi sakince, gözlerini öfkeyle kıstı, "Nefret döngüsünü bu şekilde yenemezsin. Zamanında Obito'yu öldürmeye çalışmış biri olarak söylüyorum bunu. Aynı zamanda Pain'in saldırısını hatırla, nefret sadece daha fazla nefret doğurur. Katil yetiştirerek bunu halledemezsin, küçük köylere yaptığınız baskı inanılmaz."
"Doğru. Obito hayatını bizim için feda etti, ancak Kaguya'yı yenmemize, bir zamanlar bir amaç için bütün olmuş olmamıza rağmen halimize bak! Ne yapmamı istiyorsun, Kakashi-sensei?" diye tepkiyle sordu Naruto.
"Benim bildiğim Naruto bunun cevabını zaten biliyor -diye soğukça cevap verdi adam- Çok değişmişsin."
Derince iç çeken yirmi üç yaşındaki Hokage, arkasına iyice yaslanarak tavana baktı.
"Belki de haklısın sensei, ancak gerçek dünyayı ancak görüyorum. Böyle olmam zorundaydım," dedi, melankolik bir tonda. "Yaptıklarım konusunda içim rahat değil fakat başka bir çıkış yolu göremiyorum," diye devam etti ve ayağa kalktı. Kakashi de kalktı ve vedalaşmak için birbirlerine yaklaştılar.
"Bir gün beni anlarsın umarım, sensei," dedi Naruto ve elini ustasının omzuna koydu.
"Naruto, bu yaptıklarını onaylamıyorum. Hala geri dönebilirsi--" diyordu ki Kakashi, gözleri genişleyerek, şok içinde, elini göğsüne götürdü. Kızıl ve dumanları tüten bir kılıç göğsüne saplanmıştı.
"Görünüşe göre kalbini ıskaladım, ne de olsa hala bunun üstünde çalışıyorum," diyen Naruto kılıç şeklini almış elini ondan çekti ve yere kanlar boşandı.
Yere, dizlerinin üstüne yıkılan Kakashi korkuyla ona bakıyordu.
"Çok şey biliyorsun, sensei. Keşke bu kadar inatçı olmasaydın," diyen Naruto elini tekrar kaldırırken güneş, son ışıklarını da vererek uzaktaki dağların ardından battı. Gece, soğuk ve kapkaranlık bir gece çöküyordu. Sanki bir daha hiç hayat kaynağı olan o yıldız doğmayacakmış, ışık bir daha yüzünü göstermeyecekmiş gibi.
"Bu seferkini ıskalamayacağım."  

Naruto - Savaş ve BarışWhere stories live. Discover now