Bölüm 20 - Karanlığa Karşı On Ninja!

92 5 1
                                    

  Kılıcını sahtesinin bedeninden çeken gerçek Tobirama, adamı tekmeleyerek havaya zıpladı ve geriye doğru ters bir takla atarken aynı zamanda bir kesiş hareketiyle hasmının omurilik soğanını paramparça etti.
Kara küreler yok olurken, yürüyerek kanlar içindeki adamın yanına gitti ve kılıcını kafasına saplayarak hayatına son verdi.
"Tobirama..." diye kalan Naruto'nun öfkesi geçerken çakra modunu kapadı.
"Uzun zaman oldu, Uzumaki çocuğu," dedi Tobirama kılıcındaki kanları bir savuruş hareketiyle temizlerken.
"Nidaime-sama, burayı nasıl buldun?" diye sordu yanlarına gelen Shikamaru.
"Uzun zamandır bu sahtenin peşindeyim. Yerini bulduğumda çoktan onunla savaşıyordunuz. Kara küreler çakra sezgisini bozduğu için gizli kalabildim, boşluk bulduğum anda ise Hiraishin ile bu fırsatı değerlendirdim," dedi adam. Ölü Tobirama'nın yakınındaki bir kunaiyi işaret etti.
"Anladım. Onu, kara küreler tarafından saptırılmadan atmak için doğru zaman gerekiyordu," dedi Shikamaru. "Daha önemlisi, Temari'yi bulmaya gidiyorum. Döndüğümde biri bana olan biteni anlatsın," diyerek fırladı.
"İkinci..." diyen Naruto hala ona bakıyordu.


Bir süre sonra Temari'ye destek vererek gelen Shikamaru rahatlamış görünüyordu. Kızın üstünde ciddi bir yara yoktu.
"Bizi deneyleri için kullanıyordu -demişti her zamanki güçlü halinin aksine şu an kırılgan görünen kız- kanımızı ve rüzgar çakramızı aldı. Bir kılıç yapmaktan bahsediyordu, her şeyi, maddeyi ve çakrayı kesebilen bir kılıç."
Kanaması durmuş Naruto yarasını tuttu, hala çakra hissedemiyordu kesilen bölgede. Bir köşede ise Karin, Suigetsu'yu iyileştiriyordu.
"Hey, şimdi bize neler olup bittiğini anlatacak mısın?" diye sordu Naruto.
"Pekala. Diğer Hokagelerin aksine savaş bittiğinde ben geri dönmedim çünkü bir şeylerin yanlış olduğunu seziyordum. Bu yüzden dünyada kaldım ve kendimi gizledim. Konoha'yı yöneten senin sahte olduğunu farkettim zaman içinde, aynı zamanda arkadaşını öldüren Sasuke'nin de. Yine de sen tekrar belirene kadar bir şey yapamazdım. Başka bir şey daha var, bu diyara gelmek için kullandıkları bir portal var," dedi Tobirama, bir yandan garip kılıcı inceliyordu. Kendi kolunda bir yere küçük bir kesik attı. Yara, bedeni Edo olmasına rağmen iyileşmedi.
"Neden herkes bu konuda sessiz kalıyor?!" diye patladı sonunda Naruto, "Hepinizin hatası yüzünden her şey bu halde!"
"Olabildiğince basitçe açıklayayım, Naruto. Bu adamlardan bir-iki tanesini yakalamayı başardım. Sorguladığımda ise tek bir şeyi farkettim. Bu oyunu sürdürmek istiyorlar, bir çıkarları var. Ancak açığa çıkarlarsa istedikleri an bizi yok edebilirler," diyen Tobirama ciddileşmişti fakat bir an sonra elini Naruto'nun omzuna koydu.
"Zor şeyler yaşadığını biliyorum, başına gelen her şeyden haberim var," derken yüzünde babacan bir ifade vardı. Çok nadir görülen bu yüz karşısında şaşırmıştı Naruto, ancak Tobirama'nın yeni nesile ve öğrencilere karşı iyi davrandığı Konoha'da bilinen bir gerçekti.
"Şimdi -diyen adam tekrar ciddileşti- bu çıkarın ne olabileceğini araştırmaya başladım. Savaş başladığından beri dünyadaki çakra miktarı, özellikle karanlık çakra artıyor. Bundan bir şey elde etmeyi amaçlıyorlar fakat ne olduğunu bilmiyorum. Ayrıyetten, çok ilginç bir şey buldum. Benim klanımla, Senju Klanı'yla bir tür bağlantıları var, hala bulmaya çalışıyorum."
Odanın diğer köşesine gitmiş Shikamaru ve Temari'ye baktı Naruto. Birbirini uzun süreden sonra tekrar gören çift, ilk şokun ardından sarılmış, huzurlu bir şekilde oturuyorlardı. Tanktan yeni çıktığı için sarı saçları ıslak olan genç kadın, uzanıp yumuşak dudaklarıyla Shikamaru'yu öptü uzun uzun. Aklına Sakura geldi Naruto'nun, bunu yaşayabilme şansı için neler vermezdi ki.
"Bütün bunlar hastalıklı bir oyun yani," derken önüne döndü ve üzüntü ile nefret karışımı bir duyguyla ürperdi vücudu.
"Evet. Hadi, diğer kullanıcıları da kurtaralım. Ardından yapacaklarımız var," diyen Tobirama yerinden kalktı, "Bu arada, ustan Kakashi'yle karşılaştım," diyerek anlatmaya koyuldu...


Yine bir süre geçtikten sonra, bütün tutsakların içinde bulundukları su tanklarını mühürlerle işaretlemişlerdi. Ardından teker teker onları ışınlamaya başladı Tobirama.
"Onları nereye yolluyorsun?" diye sordu yanına gelen Kurotsuchi. Sakin bir yapıya sahip kız, yine de olan bitenin ardındaki gerçeği öğrendiğinde şoka uğramıştı.
"Şimdilik gizli bir yere gidiyorlar. Merak etme, güvendeler," diye cevap verdi Shikamaru.
"Demek bu dünyada gerçekleri bilen kişiler sadece bu kadar," dedi gözünde bir bandajla gelen Suigetsu. Zabuza'nın mezarından aldığı kılıç, geri dönülmez bir biçimde kırılmıştı. Prototip kılıcın kestiği hiç bir şey, canlı ya da değil, eski haline gelmiyordu.
"Sasuke, Orochimaru ve Kakashi'yi de unutma," dedi Naruto.
Naruto, Shikamaru, Temari, Tobirama, Kagutsuchi, Karin ve Suigetsu. O odada bulunan herkes, omuzlarında ağır bir yükün bulunduğunu hissediyordu. Aynı zamanda uzaklardaki diğer üçü için de geçerliydi bu. Dünyalarını kurtarmak için tek şans onlara aitti. Garip bir şekilde, bu durum, on kişiyi birbirine yakınlaştırmış gibiydi.
Sasuke ve Orochimaru o günkü çatışmadan dönmüşler ve dinlenmemiş bir halde dağı savunma planları yaparken, bir yandan ileride ne yapacaklarını tartışıyorlardı o sırada. Öyle ki kolundaki bir yarayı bile farketmemişti Sasuke.
Kakashi de Tobirama'nın ona verdiği görev alanına doğru hızla ilerlerken, mola vermeden ilerlemekten dolayı altı yara olmuş ayaklarının acısını hissetmiyordu bile. Bir yandan yeni, beyaz koluna bakıyordu. Beyaz Zetsulardan kalan parçalarla deney yapan Tobirama, yapay organ oluşumunu taklit etmeyi başarmıştı.
Evet, bu on kişi dünyanın geleceğini belirleyecekti.
"Adımızı Narut-on falan koymacaksın, değil mi?" dedi Suigetsu.

Tobirama, son tutsağı da ışınlanmıştı ki bir patlamayla arkalarındaki koridor yıkıldı. Yedi kişi de hemen o tarafa dönerken, gölgelerin içinden iki kişi belirdi.
"Sonunda burayı bulabildik," dedi birisi.
"Kendi başına hareket eden başına buyruğun biriydi o. Yine de hakkını vermeliyim, iyi gizlenmiş," dedi öteki.
"Siz...?" diyen Naruto, onları tanımıştı.
"Formalatiye gerek yok, ne de olsa gerçek olmadığımızı biliyorsunuz," derken bir Susanoo belirerek geniş mağara-salonun neredeyse tavanına kadar uzandı.
"Gerçek acıyı tadacaksın, Uzumaki Naruto," derken diğeri, halkalı gözleri parladı.
Itachi ve Nagato, arkalarından tek çıkışı da kapatarak savaş alanı haline gelecek alana adımlarını atmışlardı.  

Naruto - Savaş ve BarışWhere stories live. Discover now