Bölüm 23 - Güç

82 6 0
                                    

  "Güya gizli bir görev olacaktı," diyen Itachi, Susanoo'sunun korumasını arttırarak geriye çekilirken, Tobirama, yerinden ayrılmadan bir şeyler yapmaya koyuldu...
Bu esnada Kurama, üstüne yaklaşmakta olan kayan yıldıza başını çevirdi ve bir bijuu-dama hazırlamaya başladı. Bugüne kadar yaptıklarının hepsinden büyük olan bu küre, gittikçe daha çok büyürken kuyruklu daha da yaklaşıyordu. Çarpmasına bir kaç saniye kala ağzındaki nesneyi fırlattı.
Tekniğinin tepmesiyle pençeleri yere saplanırken, etrafındaki toprak çatırtıyla bel verdi. Kara küre, alevlerle kaplı olan taşa büyük bir hızla çarparken oluşan patlamayla beraber gökyüzü aydınlandı. Gecenin içinde, ikinci bir güneş doğmuş gibi göründü bir anlığına. Ardından pek çok parçaya ayrılan kuyruklu yıldız, saçılarak yeryüzüne yağmaya başladı. Düştükleri yeri yakan bu nesneler, elmas gibi parıldıyordu. Çok geçmeden etraflarını saran bir kaç kilometrelik alanı bir alev denizi yutmuştu.
"Bunu yapmanı bekliyordum," diyen Nagato elinde, önceden oluşturmuş olduğu küçük bir küreyi havaya savurdu.
"Chikabu Tensei!"
Devasa yıldızı yok etmek için yüklü bir efor sarfetmiş olan yaratık, bir bijuu-dama daha oluşturmaya çalışarak uzuvlarını yere sapladı fakat gücü buna yetmeyerek olduğu yerden söküldü ve tekniğe çekilmeye başladı. Zira, tam kürenin altında, yani en çok etkilenen bölgedeydi. Etrafındaki her şeyi etrafına çeken tekniğin gücü -Ay'ın yaratılması hariç- bugüne kadar görülenlerin hepsinden fazlaydı.
Olan biteni anlayan Tobirama, işaretli bir kunaiyi chibaku tensei'e doğru savurdu fakat Itachi'nin yolladığı bir amaterasu ile küllere karıştı. Bu sırada, üstünde bulundukları toprak parçası koparak havaya kalktı.
"Görünüşe göre önce seni indirmem gerekiyor," diyen Tobirama, Tsukuyomi'den korunmak için gözlerini kapadı ve iki parmağını yere koydu. İki ninja, karşılıklı dururken etraftaki diğer her şey yok olmuş gibiydi.
Depara kalkarken bir kunai daha fırlatan mavi zırhlı adam, Itachi'nin ona yolladığı kara alevlerden, kuyruklu yıldızın düşüşü sırasında savaş alanına bıraktığı mühürlerden birine ışınlanarak kurtuldu. Itachi'nin bulunduğu yerin tam arkasındaydı bu.
"İyi taktik. Elindeki kılıç büyük ihtimalle chibaku tensei'i bile kesebilir. Bu yüzden, beni kendimi savunmakla onu yok etmek arasında bir seçim yapmaya zorluyor. Ne yazık ki tam gücümü bilmiyor," diye içinden geçiren Itachi, önündeki adamın kapalı gözlerine baktı.
"Zettai Tsukuyomi!"
Bir an sonra, Tobirama kendini Tsukuyomi düzleminde zincirli bir halde bulmuştu.
"Nasıl?!" diye kalan adam etrafına bakındı.
"Sahip olduğumuz güç senin gibi gelişmemiş birinin anlayabileceğin bir şey değil, İkinci Hokage. Şimdi, yaptıklarının bedelini ödeyeceksin," diyen sharingalı adam, elindeki kılıcı ona sapladı. Derken bir "puf" sesiyle, beyaz-gri saçlı adam yok oldu.
"Ne?!" diye ağzından bir şaşkınlık nidası çıkan Itachi, hemen normal düzleme dönerek uçan kunaiye baktı. "Ben farketmeden kage bunshin ile kendini bir kunaiye mi çevirdi? Hayır, çakrasını bu gözlerle görebiliyor olmam gerek. O zaman orijinali başka bir yere ışınlanmış. Neyse ki halledebilirim," diye düşündükten sonra bir kaç mühür yaparak, Susanoo'sunun bir elini, diğerine, yani kılıcı tutanın üstüne koydu ve bütün kara alevler oraya toplanmaya başladı. Bu esnada, Kurama uçarak, bir şey yapamadan küreye çekiliyordu. Kunai de iyice yaklaşmıştı, ona ışınlanan Tobirama, çarpışma için kendini hazırladı.
"Enton: Dai Tenshou!"
Itachi'nin savurduğu kılıcından çıkan yay biçimindeki alevler, göz açıp kapayana kadar aradaki yolu kat etti ve işaretli kunai ile İkinci Hokage'nin vücudunu küllere çevirdi.
Ancak bir şey daha vardı, küçük bir kunai son anda fırlayarak kara küreye çekildi.
"Ah, beni alt etmeyi başardın, bu seferlik," dedi Itachi.
Kunai, Chibaku Tensei'in üstüne yapışmadan önce, etrafa dumanlar saçarak, Tobirama'ya dönüştü.
"Yer çekimi tarafından hareket edemez hale gelmeden önce son bir hareket için zamanım var," diye düşünen Tobirama elindeki kılıcı çoktan germiş bir halde tutuyordu... ardından bir kesişle beraber, küreyi ortasından ikiye ayırarak yok etti.
Dokuz kuyruklu yaratık büyük bir gürültüyle yere düşerken, onlarca metrelik bir toz bulutu kalktı. Tekrar yeryüzüne ışınlanmış olan Tobirama ise savaş alanına bakındı. Kilometrelerce boyunca, aç alevler, neredeyse her yeri yakıp yutarken, karanlık gökyüzünden büyüklü-küçüklü kaya parçaları yağıyordu.

"Vücuduma zarar vediği için bunu kullanmak zorunda kalmak istemiyordum fakat anlaşılan başka çaresi yok," diyen Nagato yere inmişti. Önündeki, ayağa kalkmakta olan ve kızgınlıkla soluyan yaratığa ellerini doğrulttu. Adam yaşlanırken yüzünde hafif kırışıklıklar ve saçında bir tutam beyazlık belirdi.
"Shinra Tensei: Anti-Çakra Dalgası!"
"Kahretsin!" diyerek karargahına ışınlanan Tobirama, teknikten kurtuldu. Darbenin etkisiyle dokuz kuyruklu yaratık geriye savrulurken, havada Naruto'ya dönüştü ve yere düştü.
"B-bu da ne? Neler oldu?" diyen Uzumaki, ellerine bakarak olan biteni anlamaya çalışıyordu. Hiç bir şey hatırlamıyordu, ayrıca vücudunda hiç bir çakra akışı hissetmiyordu.
"Şimdi!" diyen seslendi Nagato. Çakrasını hala kaybetmemiş Itachi, hızlıca Naruto'nun yanına gitti ve elindeki kılıç dönüşerek yeni bir form aldı. Mutlak mühürleme yeteneğine sahip, Totsuga'nın Kılıcı'ydı bu.
"Oyun bitti," diyen adam, kılıcı bir saplamaya hareketiyle önündeki genç adama savurdu.
Son anda gelip, genç Uzumaki'yle beraber ışınlanarak kaybolan Tobirama olmasa, bunu başarıyordu da. Buna rağmen, İkinci'nin aklından tek bir şey geçiyordu o sırada.
"Kaybettik. Naruto'nun mührü parçalanmış."  

Naruto - Savaş ve BarışWhere stories live. Discover now