Bölüm 31 - Uğruna Savaşacak Bir Şey

76 4 0
                                    

  Üstünü çıkarıp, portatif yatağa uzanmış Kiba, gözleri açık, çadırın tavanına bakıyordu. Hinata'nın son hali aklından çıkmıyordu, bedenden fırlamış kanlı bir omurga, parçalanmış kollar ve kopmuş bir bacak. En azından kızın bilinci yerinde değildi, acı çekmemişti fakat bu durumun, Kiba'yı rahatlattığı söylenemezdi. Tenten'e destek olmak için güçlü görünmeye çalışıyordu. Şu an ise, kimse yoktu yanında.
O esnada çadırın girişi aralanarak birisi girdi içeri.
"Uyuyamadım," dedi, ona bakan Tenten ve yanına oturdu.
"Evet," diyen Kiba yatağında doğrularak ona oturmasını işaret etti ve tişörtünü giymeye yeltendi.
"Bunun olabileceğini biliyordum... yine de hazırlıklı değildim. Daha hızlı olabilseydim, bunları önceden görebilseydim," diyen kız başını önüne eğmiş, dizlerinin üstüne koyduğu ellerini birleştirmişti.
"Klanımızın güzel yanı ne biliyor musun? Çocukluklarımızdan itibaren köpeklerimizle büyüyoruz. Ailemiz, hep yanında olan ve seni koşulsuz bir şekilde sevip koyuyan bir kardeş onlar," diyen Kiba, kıza baktı.
"Fakat onlar da, biz de savaşçıyız. Bir çok iyi kişinin, köpeğini kaybettikten sonra çöktüğünü gördüm. Önlemek için yapabilecekleri hiç bir şey olmasa da. Bunun sana olmasına izin vermeyeceğim," dedikten sonra elini, kızın omzuna koydu.
Bir şey demeyen kız, onu öptü, adam da karşılık verdi. Gözlerini açtıktan sonra Tenten'e baktı.
"Bunu yapmak istediğine emin misin? Kafan karışık şu an," diye sordu.
"Evet. Bir süredir istiyordum, bu son şansımız olabilir," diyen genç kız, Kiba'nın elindeki tişörtü alıp bir kenara fırlattıktan sonra onu yatağa iterek, üstüne çıktı ve tutkulu bir şekilde öpmeye devam etti. Adam da kollarıyla onu sararken, kızın topuzları açıldı ve saçı dağınık bir şekilde Kiba'nın yüzünü gıdıkladı. Bir hışımla Tenten'in üstündeki giysiyi çıkartan Kiba, onun diri göğüslerini eline alırken, kız, geri çekilerek yüzünde oynamaya meraklı bir sırıtışla ona baktı. Genç kadının fit vücudu, heyecandan dolayı terlerken, karnının yanlarından aşağı süzülen iki tatlı çizgi hafifçe parlıyor, göğüsleri aldığı derin nefeslerle inip kalkıyordu. Savaşçı kız, yavaş yavaş aşağı inmeye başladı. Önce, genç adamın boynunu ve göğsünü öptükten sonra, ardından kaslı karnına geldi. Sonra, pantolonunu açmaya koyuldu...
Acele etmeye meraklı olmayan çift, gecenin keyfini sonuna kadar yaşarken, çadırdan arada bir inilti sesleri geliyordu.

-----------------------------------

"Hala anlamıyorsun, değil mi?" diye sordu, Karanlık Naruto. Yüzü, yediği darbelerden dolayı kan içinde kalan Naruto'yu yakasından kaldırmış, havada tutuyordu. Bilincini zar zor açık tutan adamın, ikisine karşı doğru düzgün karşılık verme şansı bile olmamıştı.
"Onca süreden sonra, çok ahım şahım bir insanmış gibi beni, bizi tanımayı reddediyorsun," dedikten sonra yüzüne bir yumruk daha vurdu.
O anda, bir şey, nihayet Naruto'nun aklına dank etti.
"Yalandan ibaret olduğumu düşünüyorsun değil mi?" diye sordu.
Karanlık bir çakra vücuduna yayılırken, yaraları iyileşmeye başladı. Karşısındaki karanlık tarafından gelmiyordu bu. Kurama'dan geliyordu, yıllar boyunca, Naruto'nun yerine işkenceleri yüklenmiş olan yaratıktan fışkırıyordu.
"Asla eskisi gibi olamayacaksın," dedi, biraz kendine gelmiş olan Kurama, ciddi bir ifadeyle.
"Bee-san ile eğitimimde bunları aştığımı düşünmüştüm. O hissi tekrar yaşamak istedim, reddetim bu yüzden sizi," derken, karanlık versiyonuna bir kafa atarak kendini kurtardı.
"Yanılmışım. Anca anlıyorum, ömür boyu bu duygulara sahip olacağım, geri dönüşü yok. Bir şey ifade eder mi bilmiyorum ama teşekkür ederim, beni korumaya çalışıyordunuz," dedikten sonra, karşısındaki adam yok olmadı. Hayır, bu seferki, Doğruluk Şelale'sindeki eğitimden farklıydı. Yumruğunu tokuşturmak için, karanlık versiyonuna uzatırken gülümsüyordu yine de. Onun yerine, karnına bir yumruk yedi.
"Şimdi ödeştik, işleri tekrar berbat etmemeye çalış," diyen, gözleri kararmış adam, yumruğunu tokuştururken çakraları birbirine karışmaya başladı ve adam, Naruto'nun içine çekildi. Kendini sonunda kabullenen birisiydi bu, kötü yanını geçici olarak görmeyen birisi. Asla, yaşadığı şeylerden kaçamayacağını bilen birisi. Yükünü sırtlanan birisi.
"Kolay olmayacak, Naruto. Bunu kaldırabileceğine emin misin?" diye sordu, karanlık çakrayı, Naruto'nun sorumluluğu olan anıları artık tamamen ona devretmiş olan Kurama.
Elindeki güneş mührüne baktı, genç Uzumaki. Mühür değişerek, ortası kıvrımlı bir şekilde ayrılan, yarısı karanlık yarısı aydınlık bir hal almıştı. Beyaz tarafta siyah bir nokta, siyah tarafta da beyaz bir nokta vardı.
"Zorlanacağım, hem de çok. Yardımına ihtiyacım olacak," dedi, Naruto.
"Tabii ki öyle olacak, gerizekalı," diye bir ses duydu kafasının içinde.
"Hey! Böyle olacağını söylememiştin," diye, karanlık tarafına seslendi.
"İki kişiliği olan birisinin kafasının içinde olmak eğlenceli mi sanıyorsun?" diye cevap verdi, Karanlık Naruto.
"Onunla da, Sasuke'yle olduğu gibi öpüşmeyi düşünmüyorsun, değil mi?" diye sordu Kurama.
"Kazaraydı, kazara! Hem çocuktum, bu olayın peşini hiç bırakmayacak mısın be?" diye bozularak bağırdı, Naruto.
"Görünüşe göre, sınavı geçtin," diye bir ses duyuldu. Gelen İlk Uzumaki'ydi, yanında birisi daha vardı.
"O da kim?" diye sordu, Naruto.
"Çok da parlak birisi değil herhalde?" diyen adam, yanındaki zırhlı Uzumaki'ye döndü. Adam, hayır anlamında başını salladı.
"Ben, Hamura Ōtsutsuki. Şimdi, soruların olmalı, değil mi?"  

Naruto - Savaş ve BarışWhere stories live. Discover now