Bölüm 27 - Sakra Devanam Indra

84 7 0
                                    

  "Bu da ne?" diye düşünen Tobirama, eğilerek, parçalara ayırdığı kılıca baktı.
Kılıcın kabzasını ayırdığında içinin, kanlarla dolu olduğunu görmüştü. Fuuton kullanıcılarının kanlarından oluşturulan bu sıvı çok yoğun bir haldeydi. Ancak içinde, kıvamlı sıvının ortasında bir mekanizma farketmişti, bir şeyi tutuyordu.
Gerekli işlemleri gerçekleştirdikten sonra nesneyi çıkardı ve elinde tuttuğu şeye baktı, içi mavi çakrayla kaplı bir küreydi. Ortasında ise, sinir uçlarının olması gereken yerden odunlar çıkan bir sharingan duruyordu.
Odunların üstünde bir yazı vardı.
"Sakra devanam Indra"
Parmaklarını saran eldiveni çıkarıp, daha iyi incelemek için çıplak eline aldığında ise gözden ışıklar çıkarak önünde bir şey açıldı. Bir boyut kapısıydı bu, öbür tarafta ne olduğunu göremiyordu.
"Anlaşılan onunla aynı çakraya sahip olduğum için dokunduğumda aktifleşti. Ne yapmayı planlıyordun, kopyam?" diye düşündü Tobirama.
"Anlamanın tek bir yolu var," dedikten sonra, gözü de tutarak boyut kapısının içine daldı.

-------------------

"Burası neresi?" diye sordu, duvarları yeşil ve mavi ışık huzmeleri saçan taşlarla kaplı mağarada yürüyen Naruto.
"İkinci Hokage, ben gelmeden önce araştırmam gereken yerleri bir haritada işaretlemişti. Sen ne olduğunu biliyor olmalısın, Karin," diyen Kakashi, genç kadına baktı.
"Bu sadece Uzumakiler arasında bir mitti. Ailemden duymuştum ama gerçek olacağını asla düşünmemiştim..."
O esnada yolun ilerisinde bir şey gördüler. Tavan yükselirken, otuz metre yüksekliğinde, eski kalelerinki gibi gibi iki yana açılmak üzere tasarlanmış, devasa bir kapı gözlerinin önüne serildi. Üstünde, kazınmış halde bir çok mühür görünüyordu. Üçü de huşu içinde bu manzaraya bakarken, bir ürperti vücutlarından geçti.
"Uzumakilerin atası, Hamura Ōtsutsuki'nin mezarı."
"Ne? Senju'dan geldiğimizi zannediyordum," dedi Naruto.
"Hayır, Senju'yla akraba olduğumuz söyleniyor. Uzumakiler arasındaki bazı tarihçilere göre bu akrabalığımız, Rikudo Sennin ile kardeşi arasındaki bağdan kaynaklı. Yine de buna tanık olacağımı asla düşünmezdim," diye cevapladı Karin.
Naruto, kapıya yaklaşıp elini üstüne koyunca, büyük bir gıcırtıyla açılarak arka taraftaki turuncu ışıklarla kaplı oda göründü. İki yüz metre genişliğindeki yerin ortasında, bir mezar vardı. Mezarın mermerinin dört bir yanına ise kızıl girdap sembolleri işlenmişti.
Onun önünde birisi bekliyordu, üstündeki eski usül, turuncu-siyah zırhın göğüs kısmında da kızıl bir girdap sembolü vardı. Kafasında, iki yanından küçük kanatlar çıkan bir miğfer duruyordu.
"Sonunda gelebildin," dedi, adam. Yüzü, gözlerine kadar çekili maskesinden dolayı görünmüyordu.
"Sen de kimsin?" diye sordu, Naruto.
"Ben bu mezarın gardiyanıyım. Hamura Ōtsutsuki'nin oğlu, diğer bir deyişle... İlk Uzumaki'yim. Uzun süredir seni bekliyordum. Tabii, önce durumunu kontrol etmem gerek," diyerek sırtından uzunca bir kılıç çekti. Kadim odanın içinde, Naruto ile gardiyan, turuncu ışıklarla kaplanırken, Kakashi ona vurmak için atıldı fakat ıskalayarak içinden geçti.
"Bu teknik, bizzat Hamura-sama tarafından benim için icat edildi. Sadece, o ve ben birbirimize zarar verebiliriz," dedi ve ayaklarını iki yana açarak savaş pozisyonu aldı.
"Merak etme, Kakashi-sensei, sadece bir test," dedi Naruto.
"Hayır. İçindeki karanlığı yenemediysen bu sınavı geçemeyeceksin. O zaman da, seni öldürmek zorunda kalacağım," diyen adam bir selam verdikten sonra ileri atıldı.  

Naruto - Savaş ve BarışWhere stories live. Discover now