Bölüm Bir - Ziyaretçi

1.5K 39 21
                                    

Karşısındaki üç gözlü kadın, ninjalık tarihinin en büyük savaşının ardından yenilmiş ve özgür hayatının son anlarını yaşayarak yatıyordu. Çatışmanın etkisiyle ezilmiş toprağa akan kanı giysilerini kızıla boyamışken ve hasar görmüş boğazı nedeniyle boğulur gibi oldu ancak son sözlerini söyleyecek gücü bulabildi ve başını, ona ve siyah saçlı arkadaşına doğrulttu.

"Her şeyin bittiğini sanıyorsunuz... ancak daha yeni başlıyor..."

Ardından kafası tekrar geriye düştü ve gözleri kapanırken görüşü kararmaya başladı. Ay tam tepesinde ışıldıyordu, gümüşi ışıklar bu aciz bedeni bir acımayla yıkıyor gibiydi. Ne de olsa doğa, iyi ya da kötü, herkese aynı davranırdı.

Mühür görevini yerine getirdi ve onu sonsuz hapishanesine tekrar yolladı...

Naruto, savaş alanının ortasında kurulmuş portatif hastahanede gözlerini sabah güneşine açtı. Savaş biteli bir hafta olmuştu fakat iyileşme gücüne ve tedaviye rağmen hala yaraları yüzünden kalkamamıştı. Yapılacak çok iş vardı ancak, barış döneminde ne gibi bir tutum izlemesi gerektiğinden emin değildi ve hala Sasuke konusu vardı. İş birliği yapmış olsa da ona ne olacağından emin değildi. Konoha'ya ve dünyaya ne olacağından emin olamadığı gibi.

"Mutsuz görünüyorsun. Yine mi aynı rüyayı gördün?" diye sordu, Kurama.

"Evet, Kaguya'nın son sözleri yüzünden, neyi kastetti acaba? Hem daha dünyayı yeniden kurma var."

"O konuda endişelenme, her zamanki gibi bir yolunu bulursun," diye teselli etti onu tilki "Ancak Kaguya konusunda ben de rahat değilim," diye de itiraf etti.

"Hey, diğer kuyruklular konusunda ne yapmamızı önerirsin?" diye sordu, Naruto.

"Serbest kalmalılar tabi ki, isterlerse -benim gibi- bir taşıyıcı da bulabilirler," diye hemen cevabını aldı. "Bunun cevabını biliyorsun gerçi, kendine gel velet! Yoksa kontrolunu ele geçiririm!" diye şakayla karışık cesaretlendirdi onu Kurama.

"Ah, güldürme yaralarım acıyor," diye sırıtarak neşelendi Naruto, "Her neyse, bugün ayağa kalkabilecek gibiyim. Haydi," deyip ayağa kalktı ve çadırından dışarı çıktı.

Kocaman bir kalabalık onu bekliyordu.

"Hey! O burda!" diye bağırdı birisi ve insanlar neşe ile tezahüret etmeye başladı. Aralarında Sakura, Shikamaru, Kiba, Gaara gibi pek çok arkadaşını gören Naruto'nun morali iyice yerine geldi ve kendini anın akışına bıraktı...

Bir kaç saat sonra toplanmış, Kagelerle konuşuyordu. Sasuke de oradaydı.

"Yeni bir sistem getirmeliyiz," diye sakince konuştu Gaara.

"Kazekage-dono'ya katılıyorum, yeni bir devirdeyiz," diye ekledi Mei.

"Demesi kolay tabi," diye homurdanarak cevapladı Oonoki.

"Huysuzluk yapma be adam!" diye Raikage çıkıştı ona.

"Naruto, ne düşünüyorsun?" diye merakla sordu Tsunade.

"Bilmiyorum. Açıkçası bu yüzden fikrinizi almak istiyorum."

"Şu hırçın kagemiz lafımı kesmezse daha önce bazı şeyleri söylemek istiyorum. Sasuke konusu. Hala kilit altında tutuyoruz ama bir an önce bir karara varmalıyız. Açıkçası şu kadarlık bile olsa bizimle iş birliği yapmasına şaşırdım. Ayrıca kuyruklu yaratıklar..." diye ana konuya giriş yaptı Tsuchikage.

Geceye kadar tartıştıkları halde bir sonuç çıkmamıştı. Artık çadırına dönmüş ve yorgunlukla kendini yatağa atmış olan Naruto inledi. Bir süre sonra söylene söylene kalktı ve banyoya gidiyordu ki dışarıdan "Girebilir miyim?" diye bir ses geldi. Yeni bastırmış olan yağmur ve rüzgarın uğultusu yüzünden sesi tam çıkaramamış olsa da tanıdık gelmişti.

"Elbette," diye cevapladı onu.

İçeriye üstü örtülü bir adam girdi, bayağı uzun boyluydu.

"Bu an için ne kadar beklediğimi bilemezsin," diyen adam ani bir hareketle üstündekini ona fırlattı. Hala yaralı olsa da anında yana atılan Naruto bir rasengan hazırladı. Tam bijuu modunu açıyordu ki şaşkınlıkla dona kaldı.

"Bakıyorum da son gördüğümden beri çok gelişmişsin, Naruto," diye sakince bir ses duyuldu.

"S-sen... sen ölmüştün! Nasıl! NE!?" diye kekeledi genç adam.

Adam ona yavaş adımlarla yaklaşırken tak-tuk sesleri çadırın içinde yankılandı.

Rasenganı yok olan Naruto duygu karmaşası yaşayarak kilitlenip kalmıştı.

"Jiraiya-sensei..."

Adam onun önüne gelince sarıldı. O kadar zamanın ardından onu görmenin getirdiği heyecanla gözleri dolmuştu. Deli gibi konuşmaya başladı.

"Bunca zamandır neredeydin?! Nasıl ölmedin?!"

"Naruto..." diyen adam nasıl açıklamaya çalışacağını düşünür gibi durakladı.

"Thump!" diye bir darbe sesi duyuldu.

"... bu kadar saf birisi olduğunu görmekten çok memnun oldum."

İkinci bir şaşkınlıkla ve aldığı darbeyle sarsılan Naruto hareket edemedi.

"Sen... sen Jiraiya-sensei değilsin," derken gözleri karardı ve eli ayakta kalmak için adama tutunmaya çalışsa da başarılı olamadı ve onun ayaklarının dibine kapaklandı. Son hatırlıdığı şeytanice bir sırıtıştı.

Naruto - Savaş ve BarışWhere stories live. Discover now