Bölüm 9 - Kayıp

232 17 5
                                    

  "Hala onu mu düşünüyorsun?" diye sordu odaya giren Sasuke.
Cevap vermeden oturan adam, ellerindeki sargılara bakıyordu ve yedi yıl önce olanları düşünüyordu.
.
.
.
Karanlık bir odada uyanmıştı. İlk başta neler olduğunu idrak edemese de daha sonra Jiraiya'yı hatırladı, daha doğrusu bir şeyler olduğunu biliyordu fakat anlam veremiyordu. Hareket etmeye çalışınca bağlanmış olduğunu farketti. "Bu da ne?" diye düşünürken karşısında güneş gibi sarı bir ışık açılarak önündeki bir ekranı gösterdi. Ekranda, bir takım kişiler vardı, onları tanıyordu.
Zincirler içinde getirilen Sasuke, beş Kage'nin önüne yargılanmak için çıkmaya hazırlanıyordu. Soğuk ve sakin görünüyordu her zamanki gibi.
"Durun!" diyen birisi, Uchiha'nın yanına geldi. Pembe saçlı, kırmızı giysileri olan birisi. Bu oydu, Sakura.
"Sasuke-kun... hala geri dönebilirsin. Davranışların için özür dilersen anlayış göstereceklerine eminim," dedi kız.
Ona şöyle bir bakan adam hiç bir şey demedi. Etraftaki insanlar gerginlik ve merakla bekliyordu. Yaralı kolunu tutan bir ninja, kanlı sargıları bastırırken evde kendisini bekleyen karısını düşünüyordu. Bir başka ninja, bir kunoichi ise çocuğuna babasının öldüğünü nasıl söyleyeceğini düşünmekten hiç bir şeye odaklanamıyordu. Erken doğmuş aydan yayılan gümüşi ışık huzmeleri, tepelerin ardında hemen hemen batmış güneşin alev turuncusu ışınlarına karışarak bir tezatlık oluşturmuş şekilde orada bulunan herkesin, öyle ya da böyle bir kayıp vermiş, bir fedakarlıkta bulunmuş kişilerin üstüne düşüyordu. Dünya tarihindeki belki de en kahraman nesildi onlar, savaşları bitirecek nesil. Dökülen kana, düşmanlığa son verecek nesil.
Bu gökyüzünün altında bir el çıktı ileri, deşip geçerek önündeki bedeni.
Kanlar sıçrarken kahverengi toprağa, söndü gözündeki ışık o kişinin.
Son bir gayretle önündeki adamı tutmaya çalıştı kız, ağzından kanlar boşanırken.
"Neden...?"

"Sa... Sakura-chan?" diyerek kalan Naruto'nun nutku tutuldu. Titreyen ellerini hareket ettirmeye çalışırken gördüklerini idrak edemiyordu.
O hala bir tepki veremezken, önündeki kızın göğsüne ayağını dayayan adam ondan destek aldı ve bir hışımla elini çekip kurtardı. Bu sırada yeşil gözlerindeki hayat ışığıyla beraber ölmüş olan kızın bedeni yere düştü. Şaşkınlıkla açılmış olan gözler, cesedin gözleri, ekrana bakıyordu. Naruto'nun ruhunun içine bakıyordu.
Susanoo'sunu açan Sasuke, etrafındaki herkesi katlederek kaçmaya koyulmuştu. Biraz önce evdeki karısını düşünen adam ölmüştü, çocuğuna babasının nasıl öldüğünü söyleyeceğini düşünen kadın da ölmüştü. Bu sırada koyu tenli bir kol havaya uçtu, kalan tek elindeki ve bozulmuş dengesi yüzünden vücuduna yerleştirdiği kılıçları düşürerek acıyla çekilen adam, Killer B idi.
Gözünden yaşlar gelerek görüntüleri izlemekte olan Naruto, debeleniyor çırpınıyor ve bulunduğu yerden kurtularak oraya gitmek istiyordu. Onu bağlayan zincirler ve mekanizma vücudunu deldi, damarlarını parçaladı fakat umursamıyordu.
"SASUKEEE!!"
.
.
.
"Sakura öldüğünde çok fazla bir şey hissetmedim, Naruto," diyen Sasuke onun karşısında bir yere oturdu. Artık sargılardan gözünü çekmiş olan Naruto öfkeyle titreyen adam bir anda ayağa kalkarken, yatağının ucunda duran pelerini yere düştü.
"Fakat, aradan zaman geçtikçe bundan pişman oldum. Sakura beni de seni de dünyadaki her şey den çok önemsiyordu, abim de ona benziyordu," diye devam etti Sasuke. Artık öfkesi geçmiş olan Naruto hala ona bakıyordu.
"İşte bu yüzden, benim yerime geçmiş olan ve Sakura'yı öldürmüş olan o kopyayı bulup öldürdüğümde zevk aldım," diye lafını tamamladı.
"Sasuke..." diyen Naruto bir süre lafını toparlamaya çalıştı. Yedi yıllık esaretin ardından günlük şeyleri yapmakta bile zorlanıyor ve kendini kontrol edemiyordu. "Bu kopyalar da ne?"
"Açıklayayım..."

--------------


Bu esnada, Konoha'nın Hokagelik binasında iki adam karşılıklı duruyorlardı. Daha doğrusu birisi, yaşlı ve gri saçlı olan göğsünde kanlı bir delikle dizlerinin üstüne çökmüş ve dehşet ile şaşkınlıkla dolu gözlerle önündeki genç, sarı saçlı şeytana bakıyordu. Kılıca dönüşmüş olan kanlı elini kaldırmıştı Naruto görünümlü bu adam. Ay ışığı, ölüm gibi keskin olan kılıcın ucunda parladı.
"Bu seferkini ıskalamayacağım," dedi adam... ve kılıç aşağı inerek, gri saçlı adamın, bin tekniği kopyalamış ninjanın kalbini deşerek geçti. Ardından adam elini çekerken, binanın pencerelerine sıçrayan kan etrafı kızıla boyadı. İşte böylece, Konoha'nın Ünlü Ninjası bilinci kararırken kendi vücudundan akan kızıl sıvının üstüne kapaklandı.
"Obito... Rin... sizi hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm."  

Naruto - Savaş ve BarışWhere stories live. Discover now