Bölüm 14 - Üç Bilge Adam

136 7 1
                                    

  "Nasıl..." derken adam, Sasuke kılıcı bedenin içinde çevirerek adamın kalbini patlattı. Ağzından kanlar fışkıran Muu yere kapaklandı.
"Okumu attığımda nasıl kaybolduğu anlayamamıştım fakat Shinra Tensei'i kullandığımda şüphe bırakmayacak şekilde gördüm. Güzel taktik, Jinton ile bir zırh oluşturup ardından mükemmel görünmezlik tekniğin ile onu bu gözlerden bile saklamak. Ancak sol gözümü küçümsedin, tekniğini anlar anlamaz onu görebilmeyi başardım, geriye bir tek kopyalaması kalmıştı."
"Zekice... aynı... onun gibisin..." diyen adam orada hayatını teslim etti.
Sasuke'nin söylemediği ise, zırhı kopyalamasına rağmen tam kullanamamasıydı. Teknikte anlamadığı bir şey vardı. Jinton olmasıyla alakası yoktu, yıllardır sol gözü üstünde çalışıyordu ve artık kekkei genkai ve üstü jutsuları kopyalayabiliyordu.
Sol gözünden akan kanları silerken, içinden iyi ki Izanagi var diye geçirdi. Kötü olmuştu ancak, sol gözünü uzunca bir süre kullanamayacaktı.

Patlama alanından çıktığında Orochimaru'yu savaşırken buldu.
"Durumumuz nedir?" diye sordu.
"İyi değil, beşe bir savaşıyoruz," diyen Orochimaru sinsice gülümsedi, "Onu kullanmanın vakti gelmedi mi?" diye sorarken önündeki düşmanını yolladığı yılanlar ile parçalara ayırdı.
"Pekala," diyen Sasuke, kılıcına bulaşmış olan kanları bir el hareketiyle yere sıçrattı ve savaşın içine tam gaz fırladı. Birisinin ona doğru yolladığı topraktan sarkıtları, omzundan tutup önüne çektiği başka bir düşmanla engelledi. Ardından ölmek üzere olan adamı bir ateş tekniğiyle yükleyerek hasmına doğru tekmeledi. Patlamayla beraber on kadar kişi ölürken arkasından gelen bir başkasının karnına -geri bile dönmeden- kılıcını sapladıktan sonra onu kaldırıp fırlattı ve elektrik yüklediği silahıyla parçalara böldü. Etrafa kanlar yağarken içinden, korkunun en iyi silah olduğunu geçiriyordu.

---------------------

Bir patlamayla üstündeki tavan sarsılırken, tek bir ampulle aydınlanan loş odaya tozlar döküldü. Saldırı başladığından beri bir kaç gün geçmişti.
"Bu bölgede olduğuna emin misiniz?" diyen Shikamaru önündeki masada duran haritada bir noktayı işaret etti.
"Evet, Shikamaru," diye onu cevapladı, kısa-siyah saçlı kız. Oonoki'nin torunu olan, açık mor gözlere sahip Kurotsuchi'ydi bu.
"Peki o zaman. Harekete geçiyorum," diyen genç Nara, bir sigaraya yaktı ve derince içine çektikten sonra dumanını üfledi. "Iwagakure'nin dayanacağından emin misin?" diye sordu.
"Burası beş büyük köy içinde en korunaklı yer. Etrafı kayalıklarla çevrili olduğu için doğal bir savunmamız var, ayrıyetten en sert ninjalar bizde. Bizi hafife alma, Konohalı!" diyen kız, bir yandan çocuk gibi eğlenerek gülümsüyordu.
"Bu yüzden sordum. Yılan Bilgesinin dağına yapılan saldırı sadece onların yardıma gelmesini önlemek için, asıl hedefleri burası. Shino'nun düşünme şeklini biliyorum, Iwagakure düşerse, kaybederiz," dedi, patlamalardan dolayı sallanan ampule bakan adam.
"Bu yüzden iki kat şevkle savaşıyoruz ya," diyen kız, atletik bedenini kıvırarak masaya yaslandı, "Komik değil mi, bizim tarafımızda olman?"
"Evet -diyen adam ikinci kez sigaraya yüklendi- Naruto çok değişti. Gerçi Sunagakure'de olsam işler değişebilirdi fakat Temari..."
"Anlaşma anlaşmadır. Eşini kurtarman karşılığında desteğini alacağız," diyen kız doğruldu, "Çok yazık, Iwagakure'den birine iyi bir koca olabilirdin."
"Aklıma yatmayan bir şeyler var bu durumda. Gaara ve Kankuro neden Temari'yi aramayı bıraktı? Naruto bu kadar mı değişti, arkadaşlarını terk edecek kadar?" diye düşünen Shikamaru onu duymamıştı bile.

---------------------

Konoha'nın içinde gizli bir binada toplanmış üç adam, saldırıyı konuşuyorlardı.
"Görünüşe göre Sasuke hala dağı savunmakla meşgul. Iwagakure ise planladığımız gibi gidiyor. Hala güçlerini ölçüyoruz," diyen -sahte- Naruto elindeki raporu karşısındaki adama uzattı. Anbu Kök'ün lideri olan Sai, kağıdı eline alıp incelemeye başladı.
"Naruto-kun, yeni bir bilgi var," diyen Kabuto, kafasındaki kapişonu indirirken gözlüğünü düzeltti, "Orochimaru yeni bir şey deniyor, aynı benim projeme benziyor," diye ekledi.
"Ayrıyetten anlaşmamızı unutma, Naruto-kun. Muu'nun Edo bedenini nasıl tekrar canlı forma soktuğunu ve üstünde kontrol sağladığını bilmek istiyorum. Elindeki o güneş şeklindeki mühür pek kullanışlı," diye de tamamladı.
"Naruto, ona güvenmek konusunda emin misin?" diyen Sai, yılansı adamı işaret etti.
"Evet, eskisi gibi değil. Izanami'den çıktığından beri özgür birisi," diye cevapladı Naruto.
"Yine de bu deney--" diyordu ki Sai lafı yarıda kesildi.
"Biliyorum Sai, endişeni anlıyorum. Ben de güzel hissetmiyorum bu konuda fakat Sasuke'yi yenmemiz gerekiyor. Ayrıca insani sınırlarda tutulmasından emin oldum," diyen Naruto elini Sai'ın omzuna koydu.
"Pekala, Hokage," diyen Sai gülümsedi, "Kök'ten istediğin bir şey var mı?"
"Lee'nin görevi sandığımızdan uzun sürdü. Ne yaptığını öğreniver," diyen Naruto tekrar savaş planlarına eğildi.
Bu esnada Kabuto, Naruto'nun küçük sırrını bildiğini o öğrense ne yapar diye düşünürken eğleniyordu.  

Naruto - Savaş ve BarışWhere stories live. Discover now