5- BAR

17.3K 1.2K 237
                                        

Not: Çağrı ile bahsettiğim kişinin adı 'Gediz' olarak değiştirilmiştir. Kafanız karışmasın. Okumaya yeni başlayanlar için sorun yoktur :) 

(Bu bölümü düzenlediğim için bazı farklılıklar olabilir. Okuyan kişiler gözden geçirsinler. Kusura bakmayın :) )

Media: Meltem

.....

Telefonuma gelen bildirim sesiyle gözlerimi zorda olsa açmıştım. Duvarda ki saate bakınca saatim 08.30 olduğunu görmüştüm. Yastığımın altında olan telefonu alıp gelen mesaja açtım.

Gönderen: 0545*******

Günaydın KülKedisi :)

Kül kedisi mi? Aklım dün gece ki konuşmalara gidince bu mesajı atanın Kerem olduğunu anlamam uzun sürmemişti.

Gönderilen : 0545*******

Numara mı nasıl buldun?

Cevap vermesini beklerken aynı zamanda yataktan kalkmıştım. Ne kadar yapışkan bir çocuktu bu böyle. Daha dün tanışmıştık.

Gönderen: 0545*******

Gedizde. buldum. O da Meltem'den buldu sanırım. Ama halen günaydınıma bir karşılık alamadım Kül Kedisi?

Çok beklersin. Cevap vermeyerek telefonu yatağa koydum. Bunu Meltem'e fena ödetecektim. Salona geçtiğimde annemin çoktan uyandığını babamın ise işe gittiğini anlamıştım.

"Hayırdır sen bu saatte kalkmazdın." Annemin imasını umursamayarak koltuğa doğru ilerledim. Tam koltuğa oturacakken "Oturma!" diye bağırması ile "Neden anne?" diye sitem ettim. Bana bu evde rahat yoktu anlaşılan.

'Kalk Remzi amcandan iki ekmek al." Elime bozukluklar tutuşturdu. Suratımı asınca "Zaten şu iki adımdık yol evin karşısı mızmızlanma." demesiyle askılıkta asılan hırkamı üstüme geçirdim. Kapıdan çıkınca gözüm merdivene kaydı. Dün Bekir'le birbirimize çok fena bağırmıştık. Okulda da kavga ederdik ama bu sefer ki biraz farklı gibiydi. Düşüncelerimden kendimi çekip binanın dışına çıktım. Remzi amca bakkalının önünde taburesini koymuş çay içiyordu.

"Günaydın Remzi amca." Gülümseyip bakkalın içine girecektim ki hiç bitmeyecek konuşmasına başlamıştı bile. "Günaydınlar benim çimen gözlü kızım. Gelmiyorsun kaç zamandır yoksa şu ilerde yeni açılan fırından mı alıyorsunuz ekmekleri? Vallahi çok kırılırım, burada kaç yıl-"

"Yok Remzi amca bir kaç gündür tatildeydik ondan." diyerek direk içeri kaçtım. Dolapdan iki ekmek çıkartıp parayı masaya koydum. Tam çıkıyordum ki Bekir'i görmemle donup kalmıştım. Hiç beklemiyordum. "Günaydın." deyip geçecektim ki hiç cevap vermemesi yüzünden durmuştum.

"Kime diyorum? Günaydın." Bekir ise hiç oralı olmadı o da aynı şekilde dolaptan bir tane ekmek alıp parasını masaya koydu. "Kolay gelsin Remzi amca." diye seslenip bakkaldan çıkmıştı. Bende peşinden çıkmıştım.

"Ne bu surat?" Bekir bu sefer durdu ve bana döndü.

"Sen haklıydın biz arkadaş bile değiliz. Muhattap olmaya gerek yok." Tam bir şey diyecektim ki korna sesi bölmüştü. İkimiz de gelen arabaya baktık. Kerem'i görmeyi hiç beklemiyordum. Arabayı durdurdu ve inip yanıma geldi.

"Galiba kül kedisi günaydın mesajını sevmiyor bende yüz yüze söyliyeyim dedim." Elinde ki gülü bana uzattı ve devam etti. "Günaydın." Bu çocuk kafayı mı yedi?

"Günaydın." diyerek gülümsemeye çalıştım. Elinde ki gülü işaret edince almazsam ayıp olur diye düşünüp aldım. "Hiç gerek yoktu."

"Çok güzel görünüyorsun. Sanırım bu halin tam bir kül kedisi." üstüme baktığımda dün geceden ördüğüm saclarım dağılmış ve ayıcıklı pijamalarımla Bekir ve Kerem'in karşısında duruyordum. Bekir beni bu halde her zaman gördüğü için umursamamıştım ama Kerem'den utanmıştım açıkcası. Bekir "Bak, benim günaydınıma gerek kalmadı işte." diyerek arkasını döndü. Tam gidiyordu ki Kerem durdurdu.

ÖDEŞTİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin