Bu bölümde yeni karakterler dahil olacak, bakalım sevecek misiniz... ♥
Media: Duygu✨
Furkan halinden hiç memnun olmadığını belirten bir tavır takındı. "Bu saçma mekana gelmek kimin fikriydi?" Arkasından hemen gelen Yasemin ise "Benim fikrimdi." demesi ile Furkan durakladı.
"Süper bir fikirmiş aşkım." Arından Yasemin'in elini tutarak ilerledi. Gediz ve Meltem de etrafı inceliyorlardı. Duvarlar masmavi renge boyanmıştı ve etrafta deniz canlılarını andıran bir sürü heykel, çizim ve tablolar hakimdi. Yerlerde ise su dalgasına benzer görüntüler vardı. "Sanırım birazdan beni deniz tutacak." Meltem, Gediz'in koluna girerken bu mekanı sevmediğini o da belli etmişti.
"Neden ya? Farklı, ben sevdim."
Dün ki kumsal keyfinden sonra Yasemin biraz olsun mahalleden uzaklaşmak istemişti. Ve her seferinde gözüne çarpan ama asla gelemediği bu cafeye gelmeyi tercih etmişti. Duygu'yu ikna etmek oldukça zor olmasına rağmen Bekir'de gelmek için can atmıştı.
Furkan ve Yasemin garsondan rica edip iki masayı birleştirmek istemişlerdi. Ardından Furkan sandalye çekip Yasemin'in oturmasını sağladı. Gediz, Meltem, Duygu ve Bekir'de sırası ile oturduktan sonra masaya konulmuş menüleri aldılar. Aynı zamanda da kumral, uzun boylu bir kızın gitarla söylediği canlı müziğe dikkat ediyorlardı.
"Yasemin burası için çok mu kafa yordun?" Meltem suratını buruşturup tekrar etrafı inceledi. "Sen zevksiz bir insansın canım. Görmüyor musun? Herkes buraya gelmiş." Duygu'da Yasemin'e hak vermek adına konuya dahil oldu.
"Ben aşırı beğendim." Etrafta söylenen şarkıyla dans eden insanlar bile vardı. Değişik bir atmosferdi. Bir süre sonra gelen garson ne isteyeceklerini sormuştu.
"Ben baklava alayım ama yanına da dondurma koyun." Furkan ardından Yasemin'e dönüp bakışları ile soru sormuştu. "Ben waffle alayım." Garsonun gözleri Gediz ve Meltem'e kaydığında Meltem yanıtladı. "Ben tiramisu almak istiyorum." Gediz ise cevap vermemişti.
"Sen bir şey yemeyecek misin hayatım?" Gediz biraz düşündükten sonra cevap vermek zorunda kalmıştı. "Şey, aynısından." Aklı ise cüzdanında ki paradaydı. Sacit'le çalışmayı bırakmıştı ve adam akıllı parası kalmamıştı. Acilen bir iş bulmadı ve eski haline geri dönmeliydi.
Duygu menüye biraz daha göz gezdirdikten sonra "Mozaik pasta." demişti. Ardından Bekir'de "Sufle" diyerek istediğini belirtmişti. İçecek olarak herkes kola alıyordu. Garson masayı terk ettikten sonra Furkan bacak bacak üstüne atarak arkasına yaslandı. "Bugün bendensiniz gençler."
"Sakın ona inanmayın yoksa hepimiz el ele tutuşup buradan kaçmak zorunda kalırız." Herkes gülerken Furkan Yasemin'e kötü kötü baktı. "Aşk olsun bebeğim."
"Aşk oldu oldu, sen merak etme."
"Hem fenamı, çocuklarımıza anlatacağımız bir anımız var artık."
"Merak etme kardeşim, liseden beri baya bir anımız var. Bol bol anlatırsın çocuklarına." Bekir'de aynı şekilde arkasına yaslanmıştı. "Yavrularım lise üçteyken annenizin saçlarına bir kavanoz dolusu karınca atmıştım." Duygu sesini Furkan'ın sesine benzetip taklidini yaparken Furkan gözlerini devirdi.
"Polyana, açmasana eski defterleri." Ardından Bekir'e dönüp sırıttı. "Yoksa anlatacak çok şey var."
"Tamam lan sus." Bekir'in gözleri Gediz'i bulunca kafasının fazlası ile dalgın olduğunu görmüştü. "Sen iyi misin Gedo?"
"Hiç sormayın direk 'iyiyim' deyip geçiştirir. Sabahtan beri böyle kendisi." Meltem'in sesinden gerginlik ve endişe akıyordu.
"Ya, yok bir şeyim." Gediz'i bölen ise garsonun gelmiş olmasıydı. Hepsinin isteklerini getirebilmesi için iki defa gidip gelmişti. Ve şuan tam anlamıyla hepsi tatlılara gömülmüştü. "Issız bir adaya düşsem ve yanıma üç şey almam gerekirse, kesinlikle şunlardır; Yasemin, baklava ve patates kızartması..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖDEŞTİK
Teen FictionBirbirinden nefret eden iki farklı grup düşünün... Lise bitse de aynı mahallede yaşadıkları için yaz tatilinde de bu savaş durmuyor. Peki bu anlaşmazlığa aşkta karışırsa... . Dostluk ve aşkın buluştuğu sımsıcak, bizden, bir hikaye. Ödeştik serisinin...