17-Papatya

11.4K 795 324
                                    

Media: Meltem

...

Bir hafta, koskoca bir hafta geçmişti. Yasemin her dışarı çıktığında Furkan'dan saklanmaya çalışırken aynı zamanda da Meltem her seferinde bara gidip Gediz'i görmek istediğinde Yasemin onu durduruyordu. Bekir ise tamamen kayıplara karışmıştı. Furkan'ın, Duygu'ya günlüğü verdiğini bile bilmiyordu. Belki de Duygu'nun öğrenmişse göstereceği tepkisinden korkmuştu. 

Furkan günlüğü verdiğinin ne gibi sonuçlar çıkardığını bilmiyordu. Duygu, Eskişehir için tercih yaptı mı, onu da öğrenememişti. Ve Bekir'i mahallede hiç görmedi. Bir iki defa Bekir'in annesi, Fatma teyzeye sorsa da, annesinin cevabı her zaman 'yazlıkta' olmuştu.

Şimdi ise tekrardan Bekir'in evine gidip, yazlıktan dönüp dönmediğini öğrenecekti. Kardeşi ile en son konuşması yumrukla sonlanmıştı. Ve gerçekten onu çok özlemişti. Telefonu kapalıydı, ve yavaş yavaş Duygu'ya günlüğü verdiği için pişman oluyordu. Her şeye burnunu soktuğu için ise kendisine kızıp duruyordu.

Furkan, Bekirlerin evine yaklaşırken karşıdan gelen Yasemin'i görmeyi beklemiyordu. Bir haftadır Yasemin'in ondan kaçtığı aşikardı. Şimdi ise Furkan'ı görmesi ile eli ayağına dolaşmış ve adımlarını hızlandırıp Duyguların evine gitmek için apartmana yönelmişti ki Furkan hızlı davranıp onun önüne geçti. "Günaydın geveze." Yasemin, Furkan'ın suratına bakamadı. Hem aniden gelip dudağından öpmüştü hemde hiçbir şey olmamış gibi konuşuyordu. Bu çocuk cidden yüzsüzdü.

"Sen benden mi kaçıyorsun?" Yasemin sinirle kafasını kaldırıp Furkan'ın alayla bakan gözlerine odaklandı. Evet kaçıyordu. Ama neden? Utandığı için mi yoksa onu görünce heyecanlandığı için mi? Bir türlü karar veremiyordu. Ona kızgındı, sonuç olarak Yasemin'i izinsiz öpmüştü. Ama Yasemin'in içinde ki heyecan, kızgınlıktan biraz daha fazlaydı. 

"Neden kaçayım ben senden ya?" Furkan gülümsedi. "Bilmem, ateşli bir şekilde seni öperek aklını başından aldığım için olabilir mi?" Yasemin şaşkınca karşısında duran Furkan'a baktı. Furkan'ın kullandığı kelimeler onu rahatlatmıyor aksine daha çok utanıp gerilmesini sağlıyordu. "Asıl benim tokadım senin aklını başından almış olabilir!" Cümlesini bitirdikten sonra Furkan'a adam akıllı laf sokamadığı için kendisine içinden kızmıştı. Neler oluyordu ona? Şuanda Furkan'a tekrar tokat atıp hıncını çıkarması gerekirken sadece konuşuyordu. Ki onu bile doğru düzgün yapamıyordu.

"Hadi ama! Daha ne kadar benden kaçacaksın? Sende itiraf et aşkını tekrar öpüşelim sonra barışalım sonra ise bu mahallenin en çılgın çifti olalım." Furkan ne ara bu kadar açık sözlü oldu bilmiyordu. Ama artık duygularını saklamanın bir anlamı kalmamıştı onun için. Yaptığı şeyin ve kullandığı kelimelerin Yasemin'i etkileyeceğini sanıyordu. Ama Yasemin sadece ona sinirle bakıyordu. 

"Sen hayatımda gördüğüm en terbiyesiz, en patavatsız, en..." Aklına gelen bütün kelimeleri saymak istiyordu ama sorun şu ki şuanda aklına gelmiyordu. Furkan'da bunu fark etmiş olacak ki Yasemin'in yarım kalan cümlesini kendi tamamladı. 

"...En yakışıklı, en kaslı, en komik kişiyim. Değil mi?" Yasemin derin bir nefes aldı. Furkan karşısındayken kelimeleri bir araya getiremiyordu. Oysa ki evde kendi kendine Furkan'a kullanmadığı sıfat kalmamıştı. "Seninle laf dalaşına giremem. Öpüşmeyi unut! Hem o öpüşme bile değildi ki, zorla öptün beni, seni polise veririm!" Furkan kendini durduramayıp kısa bir kahkaha attı.

"Olur hatta beraber gidelim polise. Bende derim ki:Komiser bey bu kız kalbimi çaldı." 

"Milattan önce kalmış sözlerle bana asılma Furkan!"

ÖDEŞTİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin