Esmer Kız.

302 11 2
                                    

Harika. Yine en geç ben uyanmıştım. Niye kimse uyandırmamıştı ki? Jack'in yanında uyuduğumdan emindim ayrıca, bu salak hastane odasında Aiden ve Seth'le ne işim vardı? Seth? Bir dakika. Ne zaman gelmişti?! Hızlıca yataktan fırlayıp Seth'e sarıldım.

"Sakin Cath, sakin, ilk defa görmüyorsun. Dün de yanındaydım ya?" dedi gülerek. Öyle miydi? Hatırlamıyordum ama çok özlemiştim gerizekalıyı. Jack'i buralarda gördüğümde onun da burada olacağını bilmem gerekirdi. Bazen kardeş olduklarından ve bizden sakladıklarından şüphelenirdik. "Hadi, bir daha da uyumadan önce lenslerini çıkarmayı unutma sakın." Salak. Niye Aiden'ın yanında söylemişti ki? Lens kullandığımı bilen çok nadir kişilerdendi. Kızlar biliyordu, sayamadığım kadar çok Jack'le uyuduğum için o, bir de ilk taktığımda lenslerle alakalı sorunlar yaşadığımda bana yardım ettiğim için Seth biliyordu. Aiden bilmiyordu, Finn ve Brandon da bilmiyordu. Gerek yoktu zaten bilmelerine. Aiden gözlerini büyütüp "Lens mi kullanıyorsun?" dedi. Gözlerimi devirip "Evet. Numaralı." dedim ve odadan çıktım. Artık ezbere bildiğim odaya girdiğimde Blair'in onunla konuştuğunu gördüm.

Haksızlıktı bu! Uyandığında ilk beni görmesi gerekiyordu! Yanında olduğumu bilmeliydi!

Kapıda dikilirken beni fark edip "Hoşgeldin sevgilim. Yanıma gelsene." dedi yumuşak bir sesle. Tamam, onun o mutlulukla parlayan mavi gözlerine karşı koyamazdım. Blair'in yanına oturup üzgün bir şekilde bekledim. Blair "Neyin var?" diye sordu. Söylemedim. Jack "Senin yanımda olduğunu biliyordum Cath. Geceleyin uyandım, gördüm sen yanımda yatarken. Sonra Seth'ten seni başka bir odaya götürmesini rica ettim, rahat olman için." dedi.

Aklımı okuyor. Yemin ediyorum aklımı okuyor.

"Ama o çocuğun yanına götürdüğünü bilmiyordum." dedi kaşlarını çatarak huzursuzca. "Sorun yok Jack." dedim sakinleştirmek için. Birbirlerini öldüresiye dövdüklerini unutmuş olabilir miydi?

Hayır. Nasıl ben o kızla beraber ona dokunan herkesi ezbere hatırlıyorsam, o da bana dokunan herkesi bilirdi. Unutmazdı.

Konuyu değiştirmek için "Seth gelmiş." dedim neşeli bir sesle. "O hiç gitmedi ki sevgilim." dedi. Nasıl? Gitmedi? Bir saniye. "Ne demek gitmedi?" dedim.

"Boşver. Bunu zaten söylememeliydim." dedi. Üsteleyebilirdim, kavga ederdik, sonra barışırdık ve öğrenirdim. Ama şu an onu üzmek istemiyordum. Öğrenebileceğim başka yollar da vardı.

Tam yine konuyu değiştirmek için ağzımı açmıştım ki Lily odaya girdi. Şoka girmiş gibi bakıyordu. "Seth gelmiş." dedi kısık bir sesle. "Evet?" dedim umursamazca. Bu yüzden şoka girmiş olamaz- ah, hayır. Tamam. Sakin ol Cath. Şimdi kırdığın potu düzeltme zamanı. "Bize biraz izin verir misin Jack? Hemen gelicem." dedim kulağına eğilip. Başını evet anlamında salladı. "Lily, benle bir dakikalığına lavaboya gelir misin?" dedim hiçbir şey olmamış gibi. Bunu halledebilirdim. Tepki vermedi. Kolundan tutup lavaboya sürüklerken Seth bizi durdurup "Bir sorun mu var Cath?" dedi.

Hayır ya of. Yok bi sorun. Neden şimdi geldin ki? Hızlıca "Hayır ama acil bir işimiz var. Çekilir misin lütfen?" dedim. Kabalığımı sonra telafi edebileceğimden emindim. Lavaboya girer girmez Lily'yi mermere yaslayıp "Kendine gel." dedim. Yumuşak davranamazdım bu konuda. Seth'i her gördüğünde böyle başka bir dünyaya gidemezdi, özellikle toplum içinde. İnsanlara nasıl açıklayacaktı? Ben onları gördüğüm için biliyordum, onun dışında kimse bilmiyordu. Seth'i sevdiğini hepimiz biliyorduk. Ama onunla bir şeyler yaşadığını kimse bilmiyordu.

***

Ne dediğini bilmiyordum ama kıkırdadım. Beynimde küçük bir fısıltı "Yanlış yapıyorsun. Bu kadar içmemelisin." dedi. Hadi ama. Bu kadar içmeliydim tam olarak. Hatta daha fazla. Nereye gittiğimizi de biliyordum. Bacağımı okşamasının, dudaklarının boynumda gezinmesinin bizi nereye götürdüğünü biliyordum. Ama kim demiş ki bu yanlış bir şey diye?

"Yanlış. Beklemediğiniz sonuçları olabilir. Daha küçüksün." dedi yine o salak ses.

Sensin küçük dedim ona karşılık olarak. İstediğimi yapabilecek kadar özgürdüm, o lanet iç ses bile bana karışamazdı.

"Yapma." dedi yine iç sesim. Kapa çeneni dedim bende karşılık olarak.

Boynumdan köprücük kemiklerime inmiş, askılı tişörtümün askılarını indirmişti. Dudaklarını çekip kulağıma doğru "Emin misin?" diye fısıldadı. Bir daha kıkırdayıp gözlerimi açtım. Evetti tabii ki cevabım. Ama o karşımdaki sarışın çocuğu ve esmer kızı 'ön sevişme' yaparken görünce birden o mayımış ruh halimden sıyrılmış, hemen Lily'yi kenara çekmiş ve Seth'e ne yaptığını sormaya başlamıştım. Jack de çok kısa bir zamanda yanıma gelmişti zaten. Seth'in zil zurna sarhoş olduğu çok belliydi, ama Lily'nin o kadar sarhoş olmadığına bahse girebilirdim.

Elimizdekiler;

Lily'nin Seth'i sevdiğini biliyoruz. Seth'in sarhoş ve Lily'nin olmadığını da. Bu aklıma sadece Seth'in Lily'ye önce sahip olup sonra bir kenara atacağı seçeneğini getiriyor. Ama ne olursa olsun ben kardeşime bunun yapılmasına izin vermezdim. Evet, Seth'i de seviyordum ama Lily'yi kullanmasına izin veremezdim.

Sesime tehditkar bir ton katıp "Ondan uzak dur Seth. Ondan yararlanacaksan uzak dur." dedim. Başını yere eğip düşünür gibi yaptı ama cevap vermeden arkasını dönüp gitti. Lily gidişini izledikten sonra omzumda ağlamaya başlamıştı. Lily'yi arabaya kadar götürüp Jack'in yanına geri döndüm. Bilincim hala açıktı. "Gitmelisin." dedim. "Hayır, Seth'in yaptığı yanlıştı. Ve sen sarhoşsun, bu halde araba kullanmana izin veremem. Sizi bırakıyım, gerekirse ben giderim sevgilim" dedi küçük bir öpücük kondurup. Başımla onaylayıp arabaya bindim. Lily uyumuştu.

***

"Lily!" diye bağırdım tekrar. "Tamam. iyiyim. Özür dilerim." dedi derin bir nefes alıp. Şimdi yumuşayabilirdim işte. "Gel hadi" dedim yumuşak bir sesle ve Jack'in yanına doğru ilerlemeye başladım. Koridordan gelen sesler Aiden'a ait olamazdı değil mi? Ve tanımadığım bir kıza? Zannetmiyorum. Umarım yani. Yine de içimde kalırdı bakmasaydım.

Kafamı sessizce uzatıp baktım. Şu esmer kız vardı yine. Tam bir sürtük gibi giyinmişti. "Bana o kızın onu unutacağına dair söz vermiştin!" dedi kız çınlayan bir sesle. Aiden alnını kızın alnına yasladı, burunları birbirine değiyordu ve dudakları arasında bir kaç santimetre kalmıştı. "Söz verdim, ve unutturacağım. Ama sonra onu bırakırsam yine o çocuğa gider." dedi. Kız tıslayan bir sesle "O zaman hallet. Sevgili kardeşim o çocuğu istiyorsa alacak. Anladın mı beni?" Aiden onaylar bir tavırla başını salladı ve kendini geri çekti.

Lanet. Olsun.

Bela.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin