İhanet.

267 10 3
                                    

"Afedersiniz, bölmüyorumdur umarım." dedim iğneleyici bir sesle. Aiden sanki unuttuğu bir şeyi hatırlarmış gibi bana baktı. Kız da bana dönüp "Ah. Sen Catherine olmalısın. Bende Elisa." dedi sesimdeki imayı görmezden gelerek. "İşinize karışmak gibi olmasın ama ne yapıyorsunuz?" dedim aynı ses tonuyla. "Hiç. Bence artık gitmelisin. Tatlı Jack'in başı belada olabilir." dedi Jack'in ismini pislik gibi söyleyerek. Canları cehenneme. "Gidiyorum. Ama gitmeden önce; sen beyefendi, bir daha gözüme gözükmesen iyi edersin." diye bir tehdit savurdum ve sinirli bir şekilde topuklarımın üstünde dönerek Seth ve Brandon'ı bulmaya gittim.

O ikisi Aiden'ın icabına bakardı.

Koskoca hastanede bağırıp çağırarak -ve küfrederek- dolaşmaya başladım. Bir yandan da kafamda kurgular üretiyordum. Belki de sakinleşmeliydim. Bir köşeyi dönerken çarptığım bir vücutla önüme bakmayı akıl edebildim.

Aiden?

Gülümsedi ve "Hey, napıyorsun?" diye sordu. Ah. Hadi ama. "Dalga geçtiğini söyle." dedim dişlerimi sıkarak. "Hayır. Neden ki?" dedi şaşırmış bir tavırla.

Ne??

"Aiden, hatırlıyorsan seni 10 dakika önce son gördüğümde o esmer kızla yiyişmek üzereydin -Elisa sanırım- ve gözüme gözükmemen için seni tehdit etmiştim. Bil diye söylüyorum, hala tehdidim geçerli. Yani hemen defolup gitsen iyi olur." dedim fazlasıyla sakin bir sesle. Ya aşırı duygu patlamasından yavaş yavaş hissizleşiyordum, ya da fırtına öncesi sessizlikti. Ayrıca sanırım güvenimin kırılmasına alışmıştım. Hem daha ne kadardır tanıyordum ki? Tahmin etmeliydim.

Gözlerini kırpıştırıp "Bak, Cath, yemin ederim 10 dakika öncesine kadar hiçbir şey hatırlamıyorum. Hayatımda hiç Elisa denen bir kızla tanışmadım." dedi.

İğrenç. Dalga mı geçiyordu?! Şimdi de hafıza kaybı numarası falan mı yapacaktı?! Bir insan bu kadar mı yalan söyleyebilir?

Çok soğuk bir sesle "Aiden." dedim. "Açık bir şekilde ne düşündüğümü söyleyeceğim. Bu kadar midesiz olabileceğini tahmin edememiştim, gözlerimin içine bakıp gördüğüm bir şey hakkında yalan söyleyebileceğini de öyle. Ki seni çok kısa bir süredir tanıyorum, yani ilk tanışmamızdan beri zaten daha sevgilin olup olmadığını bile bilmiyordum. Büyük ihtimalle vardı ve ikimizden biri seni tatmin edemediği için diğerimizle oynaşıyorsun. İnan bana, sorun değil. Zaten güvendiğim erkeklerin güvenimi boşa çıkarmasına alışığım, yani çok büyük bir sürpriz olmadın. Şu an senden tek istediğim gözüme gözükmemen. Nasıl bu kadar sakinim bilmiyorum, ama sakinim ve inan bana kontrolümü kaybedersem benden önce Seth ve Brandon seni mahveder. İyileşince Jack de öyle. O yüzden şimdi defolup gitmeni öneriyorum. Hem benim, hem kendi iyiliğin için. Bir saatin var. Şimdi, izin verirsen kaza geçirmiş bir eski sevgilim, benim iyi olup olmadığımı merak eden üç kız kardeşim, canlarını benim için verebilecek iki erkek kardeşim var. Onlarla ilgilenmeliyim." dedim ve omzuna çarparak geçip gittim. Neden yaptığını anlamıyordum. Neden gördüğümü bile bile yalan söylüyordu?

Bela.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin