●4.Bölüm●

2K 141 42
                                    

Merhaba, umarım bölümü beğenirsiniz. :) Bölümler düzenlemeye devam ediyor...

İYİ OKUMALAR!

Düne göre bugün kendimi daha iyi hissediyorum. Seyit sağ olsun bana ilaç göndermişti. Yaptığı çok düşünceliydi. İlaçlar kendime gelmememi sağlamıştı. Tabii ki Sedef'in ilgisi ve çorbasınıda unutmamalıyım. İşime rahat odaklanabiliyorum.

Elmas ablanın bir işi çıkmıştı. Sedef benden önce gitmişti zaten. Bugün dükkanı ben kapatacağım. Etrafta son ayarlamaları yaptım. Eşyaları düzenledikten sonra çantamı aldım. Kapıyı arkamdan çekip kilitledim. Adımlarımı evime doğru çevirdim. Bugün çıkış saatimi tutturabilmiştim. Hava kararmaya başladı. Caddeye vardığımda hızlandım. Bak yine aklıma girdin Seyit. Kendime engel olamıyorum ki bazen düşünebiliyorum. Gün içerisinde beni aramamıştı. Ya da ben mi aramalıydım? Belki de benim aramamı bekliyordu. Veya bir şey mi oldu? Biraz daha bekleyeyim eğer aramasa arayacağım. Bizim sokağı yarılamıştım neredeyse, telefonu çantama koydum.

Gördüğüm yüzle gözlerim fal taşı gibi açıldı. Hayır, yanlış görüyorum şuanda o değil. Başımı sağa çevirdim. Bir kez daha önüme baktım. Bana doğru yürüyordu. Bu gerçek olamaz! Değil! Aramızda ki mesafe kapanıyordu. Başımı yere eğdim. Karşıma geçtiğinde yanından geçerek yoluma devam ettim.

"Ilca ablacım."

Duymamış gibi davrandım. Benim ablam yok. Yaşadığım şoku üzerimde hissediyorum. İçimde tarif edilmeyen duygular vardı. Biraz hüzün, biraz öfke ve en çokta nefret. Sevgi mi? Sevgim 5 yıl önce ki ablamla beraberdi. Şimdi sevgiye dair bir şey yok.

"Ilca! Dur!" Kolumdan yakaladı. Tepki göstermeden onu inceledim. Siyah saçları uzamıştı. 26 yaşlarında bir kadın gibi gözüküyordu. Bakımlıydı. Giyimi çok değişmiş. Daha ağır ve yaşına göre giyinmişti. Üstündeki elbise onu yansıtıyordu. Ah 5 yıl! O günden yana ne değişti ki, sadece ben biraz daha çöktüm.

"Ben geri geldim ablacım, senin için." Elini yanağıma değdirdi. Öfkeyle kolunu ittim. Ardından kahkaha attım. Benim için gelmiş! Hahahaha!

"Sen saçmalıyorsun." Diyerek sırıttım.

"Annemi görmek istiyorum."

"Anne mi? Senin annen yok ki? Kardeşin bile yok senin! Nereden geldiysen oraya git."

"Ilca yapma böyle, bak geldim işte. Bana kızgınsın biliyorum."

Hiç bir şey olmamış gibi konuşuyordu ve bu beni deli ediyor! Sanki ne yaptığını bilmiyor. Beni 17 yaşımda nasıl bırakmıştı? 5 yıl önceki çaresizliğim geldi gözlerim önüne. Ne kadarda acınası bir halim vardı. Bunların sebebi o'ydu!

"Geldin ne değişecek? Söylesene ne değişecek! 5 yılı geri mi vereceksin? Ne yapacaksın? Ya sen ne yapabilirsin artık? Ne yapabilirsin!" Omzundan sertçe ittim. Ellerim titriyordu. Gözlerim ıslanıyor ve dudaklarım aşağı doğru hareket ediyor.

"Beni dinle."

"Asıl sen beni dinle! Benim için gelmişsin, sahi buna inanma mı bekliyorsun? Madem beni düşünüyorsun 5 yıl neredeydin? Ya da neden gittin beni annemi hiçe sayarak? Sana yalvardım değil mi ben? 'Abla gitme' diye..." Sonlara doğru sesim kısılıyordu.

Gözümden akan yaşları serbest bıraktım. Tebessüm ettim, ağladımı belli etmemeye çalıştım. "B-Ben... Düşe kalka o siyah arabanın peşinden koştum. İnersin, vaz geçersin, geri dönersin diye. Ayağına kapandım, ya düşünebiliyor musun? Ablam gitmesin diye ayağına kapandım. Ayağına!" Bulunduğumuz sokağı elimle gösterdim. "Bu sokakta sana olan çığlıklarımı dünya alem duydu, sen duymadın niye?"

Tanıdığım Yabancı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin