●13. Bölüm●

1K 37 3
                                    

(Medyada ki şarkıyı Seyit'in sahnelerini yazarken dinliyorum. Sizde okurken dinleyin diye bırakıyorum.) Sagopa Kajmer- Toz taneleri

Merhaba, bu hafta sonunda yeni bölüm atmasam olmazdı.

Bölümleri telafi edeceğimi söylemiştim. Uzun bir bölüm oldu. Umarım beğenirsiniz. :) :)

İYİ OKUMALAR!

- 3 Hafta Sonra-

"İbo dedik neler yapıyormuşsun sen öyle ha?" Sırıtarak gözlerine baktım.

"Yok abi estağfurullah."

"İbo rahat olsana kardeşim ya sende artık dünya evine giriyorsun ne de olsa." Elimi omzuna yerleştirdim.

"Henüz değil Seyit bey. Eğer bugün verirlerse neden olmasın ki?"

"Senin gibi aslana neden vermesinler İbo. Rahat ol."

"Sorun bu zaten ailesi bizim gibi değil."

"Nasıl yani?" Cebimden çıkardığım paketten bir dal aldım. Dudaklarımın arasında tutarken çakmakla yaktım. Tek kaşımı kaldırarak sigaranın dumanını içime çektim.

"Şöyle, ailesi örf ve adetlere açık bir düzeyde. Benim böyle bir durumda çalıştığımı öğrenirlerse kızı vermezler. Bu konularda katı bir ailesi var."

Arabanın camına sırtımı yasladım. "Anlıyorum seni İbo, sende bu durumdan bahsetme."

"Artık adını koyacağız ve bugünde yanımda olmanı istiyorum. Biliyorsun babam... Nur içinde yatsın." Elini ensesine götürdü.

"Yedi yıldır benle berabersin davet etmezsen olmazdı aslında."

Verdiğim kararla sevinmişti. "Güzel, akşam sekiz de orada olacağız."

Dumanı dışarıya verirken "Aslında bugün pek yapacak bir şeyimiz yok. Git ne gerekiyorsa yap."

"Gerekecek bir şey yok Seyit bey, işimi engelleyecek bir durum yok."

"İbo bugün iş yok dedim. Sekiz de görüşürüz. -yaslandığım arabayı gösterdim- Bu araba sende kalsın. Ben kendi arabamla gideceğim. Hadi eyvallah."

İbo'nun yanından hızlı adımlarla uzaklaşırken telefonumu elime aldım. İbo'nun bu mütevazi tavrı beni delirtiyordu. Fazla efendiydi. Evet, her şeye rağmen sadık birisiydi. Bu karekterini her zaman beğenmişimdir. Telefon rehberimde babamın numaranı tuşladım. Park halinde ki arabamın kapısını açmak için sigarayı dudaklarımın arasında tuttum. Pantolon cebimden anahtarı çıkardım. Düğmeye basıp direksiyon başına geçtim. Telefonuma cevap vermiyordu. Bir kez daha aradım. Anlaşılan yaşlı ihtiyarımız cevap vermeyecekti. Telefonu tam kapatacakken ses geldi.

"Alo." Ses babama ait değildi. Genç yaşlarda bir erkeğe sahipti.

"Sen kimsin lan?"

"Seyit bey, babanız müsait olmadığı için cevap veremedi." Anlaşılan babama çalışan elemanlardan birisiydi. Ya da en yakını ne bileyim.

"Hayırdır ne iş? Sen niye telefonu açıyorsun?"

"Babanızı merak etmeyin diye cevap vermek istemiştim, bir yanlışım olduysa affınıza sığınıyorum."

"Ya siktir et onu şimdi ne yapıyorsunuz?"

"Şuan kısa bir ziyarete geldik. Sizi aramasını söyleyeceğim."

"Ne ziyareti? Neredesiniz siz?"

"Hatice Yaman'ın evindeyiz."

Siktir orada ne işi var lan? "Hiç aramadığımı say," diyerek telefonu hızlıca kulağımdan uzaklaştırdım. Bu adam bir boklar çeviriyor demiştim. Sebep ne ki Hatice ile tekrardan görüşme kararı alıyorsun. Lan yoksa? Siktir! Bu adam benim kuyumu kazıyor olmasın? En son söyledikleri kulağa hiçte hoş gelmemişti. Kontağı çalıştırdığımda gaza yüklendim. O atmosferi bulmuşken yakalamalıyım...

Tanıdığım Yabancı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin