●8. Bölüm ●

898 43 4
                                    

Medya da ki şarkı Sedef ve Batuhan için C(: Ece Şeçkin - Aman Aman

Bir bölümü daha tamamlamış bulunmaktayım, bu biraz kısa oldu ama olsun.

Bu aralar Sedef ve Batuhan gözüme çok batıyor. İnişli çıkışlı ilişkileri olacağına eminim :)

Umarım beğenirsiniz, İyi okumalar!

"Kerem hadi ablacım. Okula geç kalacaksın."

"Abla bir dur sende ya." Onu çantasız okula götürüyorum diye bana kızgındı. Çanta olmak zorunda mıydı, hayır. Sokağın ortasında durmuş Kerem'in ayakkabı bağcıklarını bağlamasını bekliyorum. Sorumlulukları bir yerden başlaması lazım. Ayakkabı bağcını bağlayarak mesela... Yanında her gün ben olmayacağım, annem veya babamda öyle. Gerçekten sorumluluk derken neyi kastediyorum ki? Daha dokuz yaşında. Ya da onu fazla önemsediğim içindir. Dünyanın bütün mükemmelliğini görmesini yaşamasını istiyorum. Fakat rüyalar her zaman gerçek olmuyor. Umarım geleceği çok güzel olur. Her şey okumakla başlıyor. Keşke bende okuyabilseydim....

"Hadi Kerem!" Umarım beni oyalamıyordur öyle yaparak.

"Tamam geldim işte." Yerden kalkıp koşmaya başladı. "Koşma sonra terliyorsun."

"Dicle olmazsa gitmezdim zaten." Gözlerini devirdiğinde elini tuttum.

"Neyse o da bir sebep."

"Hıhı..." Dudaklarının arasından mırıldandığında trip attığını anlayabiliyordum. Gerçekten şu lanet herif çantaları ne zaman getirecekti? Böyle durduğuma bakmayın asla hiç sakin kalamam. Ya adam kötü biriyse? Ya da bu fırsatı kötü olarak kullanmışsa? Aklıma kötü senaryolar geliyor... Harbiden yazık sana Sedef! O adamın getirmesini nasıl beklersin? Seni tanıyor mu ki? Yaşadığın yeri biliyor mu? Onu dün hemen polise şikayet etmeliydim. Anlıyorum iyisin ama bu kadar iyilik fazla be... İç sesime hak verdim. İyiliğimizi suistimal edenler utansın.

Allah'tan bugün izin almıştım. Biraz vaktim vardı. Kerem'i okula bırakıp oradan karakola gidebilirdim. Sokağı bitirip sola dönecekken korna sesiyle yüzümü ekşittim. Bazen bu kornaya basanları boğmak istiyorum. Anons mu geçiyorsunuz anlamıyorum? Karşımızda park eden beyaz arabanın kapısı açıldı. Namı değer sokak lambasını görünce kaşlarımı çattım. Birde yüzsüz gibi yürümüyor mu? Beyaz gömleği vücudunu sarmış olmasına rağmen ilk üç düğmesini açık bırakmıştı. Siyah pantolonla beraber fiziğinin gerçekten güzel olduğunu düşünmeye başlayacağım. Ne diyorum ben! Bu herifle dünyalarımız çok farklıydı. Giyimi bile iki seçenek gösteriyordu. Kerem "Abla bu o abi değil mi?" diye soru sorduğunda adını bile bilmediğim herif cevap verdi.

"Evet kardeşim, o abi benim. Adınız Sedef mi?" Gözlerini bana çevirdi.

"Sen benim çantamı mı karıştırdın?!"

"Senin niye çantanı karıştırıyım? Ne alaka?"

"Nasıl adımı biliyorsun o zaman? Annen sana öğretmedi mi kadınların çantası karıştırılmaz!"

"Hayda! Konu niye buraya geldi ki şimdi?" Pişkince sırıtarak bakışlarını Kerem'e çevirdi. Neye güldüğüne bakmak için başımı eğdim. Kerem güya sesinin çıkarmadan bir şeyler söylemeye çalışıyordu.

"Dicle de böyle. Benimkisi." derken eliyle işaret parmağını göğsüne bastırdı.

"Kerem sana ne oluyor?" Uyarıcı tonda sesimi yükseltim.

"Hiç bir şey abla."

Araya beyaz gömlekli adam girdi. "Neyse, kimliğinizden adını öğrendim. Yoksa nasıl bulabilirim değil mi?" Yapmacık bir şekilde kıkırdadı. Utanma Sedef, o vesikalık bir fotoğraf...

Tanıdığım Yabancı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin