Yeniden merhabalar. Bölümler tekrar yazılıp, kurgu değiştirildiği için eski yorumlar lütfen kafanızı karıştırmasın. Kirya'nın bir de ınstagram hesabı var, ismini hemen aşağıya bırakıyorum.
kirya_wattpadDüşünceleriniz benim için önemli, umarım beğenirsiniz.
Sevgilerimle!💜
Sanki bir savaş tepesi var. İki tarafında birbirine merhamet göstermediği, kazananın daha da vicdansız olacağı ve insanlığın yok olabileceği bir savaş tepesi. Tam ortada duran, iki taraf içinde hain sayılabilecek tek bir kişi var, benim. Elimde hiçbir şey yok. Sadece yaralı, lanetli ve cennetten muaf tutulmuş ruhum var. Bir de savaşa dahil olmadan kaybettiğim gerçeği var.
Artık bir kalbi vardı. Bu onun bana karşı ilk somut zaferiydi.
Bir yenilgi, ilk kez beni bu kadar memnun etti.
Sıcak nefesi üstüme sinerken ve beni kendimden geçirirken, gözlerindeki ifade görülmeye değerdi. Sanki dünyayı keşfetmeye yeni başlamış küçük bir çocuk gibiydi. Eli hala sol kısmından ayrılmamıştı. Az önce söyledikleri de benim sol tarafımın ateşin içinde harlanmasına neden olmuştu.
''Bir şeyi hissetmek...'' Parmakları durdu. Kendi de olanlara inanamıyor gibiydi. ''Kalbimi hissediyorum Gaia.''
''Buna şahit olup, heyecanını görmek güzel.'' dedim hafif bir gülümse ile. Onu ilk kez bu kadar olumlu bir ruh halinde görüyordum. Gözleri gözlerime yeniden kitlendiğinde derin bir nefes aldım. Böyle kalamaz mıydık sonsuza kadar? Cennetten muaf tutulan ruhumun hiç dilek hakkı yok muydu?
''Halletmemiz gereken onca şey varken, benim lanetimi kaldırdık. ''
Bunu alayla söylediğini biliyordum. Amacı başına iş açtığımı belirtmek değildi. Sadece sorunları olan benken, şu anki durumunu bencillik olarak görüyordu. Şeytan, bencillik yaptığını düşünüyordu. Hem de Adem'in soyundan birine karşı... Cennet ve cehennem kavramları evriliyor muydu?
''Böyle düşünme. Pişman değilim, imkânım olsa her bir lanetini kaldırmaya çalışırım.''
''Yapma.'' diye yazarken yüzünü acıyla buruşturdu. ''Sana daha fazla kapılmama neden olma Gaia.''
Cevap vermek yerine sadece gülümsedim. Aslında verebilecek bir cevabım yoktu. Erebos kendinden ne kadar emin durup, düşüncelerini açıkça dile getirebilse de ben onun kadar cesur olamıyordum. Sadece bazı anlarda kalbim, dilimi mühürlüyor ve tüm hislerimi alaşağı ediyordu.
Sessiz kalmamdan yararlanıp oda kendini toparladı. Zor da olsa elini sol kısmından çekti ve derin bir nefes aldı. Onun da benimle beraber yaşadığı şeyler kolay değildi, sanırım. Daha önce bu tarz tecrübesi olsa illa ki hissettirirdi. Kafamın içinden geçen bu düşünce ile duraksadım. Benden öncesinde bir başkasıyla...
''Sana kendi tarihinde kalbi olan ilk iblis olduğunu ve bunun senin sayende olduğunu söylüyor ama sen ise neler düşünüyorsun. Aptal olma lütfen.''
İç sesimin iğneleyici ve bir o kadar da haklı konuşması düşünceleri hemen kafamdan silmeye yetmişti. İkimizde toparlanmaya çalışıyorduk. Hafifçe boğazımı temizledim o da kendini benden uzağa çekmişti. Tek bir olay, tek bir hareket bizi ne hale getiriyordu...
''Annenin ruhunu kurtarmamız gerek önce Gaia. Şu an yapabileceğimiz mantıklı tek şey bu.''
Sessizce başımı salladım. Aslında bunu düşünmemeye çalışıyordum. Erebos ilk söylediğinde de nasıl olacağını kestirememiştim. İçimde sürekli evin duvarlarına bakarak annemi görme isteği vardı. Sanki ona seslendiğimde bir yerden cevap verebilecek gibiydi. Bu his beni bitirebilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kirya
Fantasy''Bir zebaniye kendini kaptırıp, cennetten muaf olan kızın hikayesi. Janseli'nin.'' *Kurgu ilk kez 2016 yılında yazılmaya başlanmış, daha sonrasında tekrardan yazılmaya başlanmıştır. Kurgusu şuan tekrardan d...