Janseli Atan'ın Lise Anılarından;
Yalnızlık bir zorunluluk olduğunda ruha atılan çeteleden herkes muaftır.
İçime çekilmemin sebebi belki buydu. Herkesten, her şeyden ve zamandan resmen soyutlanıp muaf kalmıştım.
Hem de 17 yaşındayken.
Alarmın sesine uyandığımda başıma bir ağrı saplanmıştı. Oflayarak yatağın içinde diğer tarafa döndüğümde okula gitmek istemiyordum. Bugün matematik projesi için eş seçimleri olacaktı. Sınıfta kimsenin ne benle eş olmak isteyeceğini ne de benim onları kabul etmeyeceğimi bildiği saçma bir gün olacaktı. Gitmemek isterdim ancak devamsızlık hakkımı doldurmuştum. Eğer bugün de gitmezsem sınıfta kalırdım. Liseye iki yıl daha katlanacak gücüm yoktu. Mezun olmama bir yıl varken, ikinci yıl hiçte iyi bir fikir değildi.
Yorganımı başımın üstüne kadar çektiğimde bir an önce hazırlanmalıydım fakat içimden hiçbir şey yapmak gelmiyordu. Odamı düzeltmeli, kahvaltımı hazırlamalıydım. Hiçbirini yapmak ve okula gitmek istemiyordum. Belki annem yaşıyor olsaydı, onun için okula gitmek isterdim. Sırf benim için sabah erken kalkıp, kahvaltı hazırlıyor ve beni okula yolcu ediyor diye...
Annemin üzerinden koskoca 4 yıl geçti.
Gözlerimin kızarmaya başladığını anladığımda ağlayacağımı da anladım. Bunu aşamıyordum; annemi geçmişte, geride bırakamıyordum. Her şey çok güzelken nasıl bir anda tepetaklak olmuştu? Gözlerimden akmaya başlayan yaşlar yastığımı ıslatıyordu. Hava soğuktu; kar yağacaktı.
Burnuma yanık kokusu geldiğinde bir an yatakta taş kesildim. Bedenim donmuştu; genelde akşamları veya geceleri beni ziyaret ederdi. Hayatım hiç yolundan çıkmamış gibi bir de uğraşmam gereken doğa üstü şeyler vardı. Gözyaşlarım durduğunda başımdaki yorgan hala aynı yerinde duruyordu. Koku giderek baskınlaşıyordu. Net bir bedeni yoktu; en azından fiziksel anlamda.
Siyah süzmelerden oluşan, bedeninin sadece üst kısmını süzmelerden oluşturabilen bir iblis vardı hayatımda.
13 yaşıma girdiğim o gece, ilk kez görmüştüm onu. Onu gördüğümde o kadar korkmuştum ki altıma kaçırmıştım. Şimdi o zamana baktığımda annemin bana regl olduğumda sakince yaklaşması gelmişti aklıma. Yorganı başımdan kaldırmadan konuşmayı düşünüyordum.
''Neden geldin?'' dedim sesim boğuk çıkarken. ''Daha gece olmadı. Hayatımı yeterince mahvetmemişsin gibi bir de gündüzlerimi mi ziyan edeceksin?''
Yaptığım nankörlüktü belki de. Bu iblis, babamdan daha fazla yanımda olmuştu ama kabullenemediğim şey de buydu. Annemin ölümünden sonra babam resmen bambaşka bir karaktere bürünmüştü. Eski baba kız ilişkimiz yok olmuştu. Hayattan tamamen kopmuştu; eve sadece uyumaya ve bana biraz para bırakmaya geliyordu. Başka hiçbir şey yapmıyordu. İşe gittiği zamanlarda günlerce eve gelmediği oluyordu. Annemi kaybettiği için acı çekiyordu ve beni de görmezden geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kirya
Fantasy''Bir zebaniye kendini kaptırıp, cennetten muaf olan kızın hikayesi. Janseli'nin.'' *Kurgu ilk kez 2016 yılında yazılmaya başlanmış, daha sonrasında tekrardan yazılmaya başlanmıştır. Kurgusu şuan tekrardan d...