Bölüm 3: ~Ruha İşlenen~

1.4K 145 84
                                    

Kurgunun gidişatı değiştirilmiştir. Bölümlerin bazı kısımları aynı olabilir ama değişkenler bu bölümle beraber başlıyor. 🤍

Genelde hayattan ne tür bir beklentim varsa hiçbirini karşılayamadım. Ya ben uygun konumda bulunamadım ya da hayat bana istediğim çoğu şeyi vermedi. Odama çoktan girdiğimde kendime sürekli olarak sakin kalmamı ve soğukkanlılığımı korumamı hatırlatıyordum. Duvarda yazan yazıya bakıp, gözlerimi devirerek daha da içeriye doğru ilerledim. Korkuyordum denemezdi ama kendimden de çok emin değildim. Kendi iç dünyamda birçok konuda savaş halinde olmuş olsamda bunu hissettirmeyecek kadar da gururluydum. Çantamı yere bıraktım ve tam yatağımın önüne gelince bir hışım arkamı döndüm.

''-Sen!'' dedim işaret parmağımla onu göstererek. '' Senin yüzünden hayatımda kopukluklar oluyor. Bir anda belirip istediğini yapıyorsun ve bana seçim hakkı bile vermiyorsun! Bu ne kadar kötü bir durum farkında mısın? Bir anda var olup, sonra bendeki birçok şeyle tekrar yok oluyorsun!''

Büyük bir ihtimalle babam evde değildi. Sabahları erkenden işe gider, yani en azından ben öyle biliyorum, akşama doğru ya da gece sarhoş bir şekilde gelirdi. O yüzden evde bağırarak konuşmam çok sorun teşkil etmiyordu. Sadece komşular bana deli damgasını yapıştırmak üzereydi.

''-Benimle dalga geçip, öylece eğlenebileceğini mi sanıyorsun? Bugün tahminimce senin yüzünden tuvalette yerde yatıyordum, öyle değil mi? Ya birisi aniden tuvalet kapısını zorlasa, sonrasında beni öyle bulsa sence ne düşünürdü? Kafayı çekip bayıldığımı düşünürdü elbette ve bu da benim bursumu kaybetmeme neden olurdu. Ama sen hiçbir zaman benim ne konuma düştüğümü ya da nasıl kurtulacağımı asla düşünmezsin! Haksız mıyım?''

Önümde süzülmekten başka bir şey yapmıyor ve gözlerimin içine bakıyordu. Bana doğru yaklaşıp elini karşıda ki duvara sürerek yazmaya başladı. Siyahlığı duvarıma işliyor ve çıkmıyordu. Babam, annemin ölümünden sonra odama adımını dahi atmamıştı. Bu yüzden duvarda ki çıkmayan yazıları göremezdi. Ayaklarıma bakıyor, yazdığı şeyi okuyacak gücü bulamıyordum kendimde. Biraz önceki sinirime göre, duygu değişimlerim inanılmaz hızlıydı. Yazdığına bakamama sebebim artık yeterince yorulmuş olmamdı. Bir insanın yaşı kaç olursa olsun, eğer sorun sayılabilecek seviyede problemler yaşadıysa fiziksel yaşın bir değeri yoktu.

Akıl sağlığım bedenimi çoktan terk etmiş gibi görünüyordu. Sürekli değişen ruh halim, kendini bilmez iç sesim, sırtıma binen tükenmişliklerim...

''Onun karşısında neden böylesin bir türlü anlam veremiyorum. Sebebi onu tam olarak bir şeyin olarak görememen mi? Ya da onu birçok şeyin olarak görüp, bunu kendine yedirememen mi?''

İç sesim kimi zaman düşmanım gibi davranmış, kimi zaman da dostum olmuştu. Şu sıralar iyi anlaşıyorduk.

''Açıkçası bilmiyorum. Ondan kaçmak istiyorum ama kaçamıyorum çünkü ona hayatımın sonuna kadar bilmediğim bir nedenden ötürü bağlıyım, ne ondan ileri gidebilirim ne de onsuz geçmişime dönebilirim. İnan bilmiyorum.''

''Ne olursa olsun, bizi böyle güçsüz gösterme lütfen. Annemizin nasıl bir kadın olduğunu unutuyorsun gibi geliyor bazen. Duygu değişimlerini anlıyorum ama bunu bariz olarak dışarıya vurma. Başını dik tut ve göğüslerini hafif dışarı çıkar. Portren kendinden emin dursun.'' dedi çok sevgili kendim.

Başımı dik tutup, göğüslerimi öne çıkarınca, gözleri göğüslerime düştü ve sanki ilk kez göğüs görüyor gibi oraya takılı kaldı. Bunun iyi bir fikir olmadığı şimdiden belli olmuştu. Kelimenin tam anlamıyla geri basmak için artık çok geçti ama ne yapacağımı da tam bilmiyordum. Yanıma doğru süzüldü ve tam dibimde durdu. Kalp atışlarım bir anda hızlanarak nefes alışlarım sıklaştı.

KiryaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin