Bölüm 14: ~Bir Olamayan İki Ruh~

726 64 108
                                    

Merhabalar efenim bizler geldik 🤍 Bu bölüm için duygu ve düşüncelerinizi o kadar merak ediyorum ki vote atıp yorum bırakmayı lütfen unutmayın 🤍 14. Bölüm Eylül ayının olarak sayılacak ve yine Ekim ayında da 2 bölüm gelecek. Sadece zamanları hakkında tarih veremiyorum ama merak etmeyin siz hiç🤍
(Vote ve yorumu unutmayın lütfen çok motive oluyorum sksksksk🤍)
Kirya'nın ınstagram hesabı: kirya_wattpad

 Sadece zamanları hakkında tarih veremiyorum ama merak etmeyin siz hiç🤍 (Vote ve yorumu unutmayın lütfen çok motive oluyorum sksksksk🤍) Kirya'nın ınstagram hesabı: kirya_wattpad

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Korkun büyüdüğünde sen küçülürsün.

Tüm endişe ve kaygılarınla bir olup seni yutuyordu. Bir yardım eli bekliyordun ancak zaman geçtikçe beklediğin elin hayalinin silikleştiğini de fark ediyordun. Odada birden fazla melekle karşı karşıya kaldığımda aklımdan geçen şey buydu.

Bir yardım eli beklemiştim fakat o gelmemişti.

Erebos, gelmemişti.

Beklenti içinde olan kalbim, korkunun esiri olarak kendini zihnimden aşağıya bıraktı.

Gözlerim Mıchael'ın suratında oyalanırken ifadem git gide kayboldu. Öylesine düz, öylesine boş bakıyordum ki bir ara baş meleğin ifadesi sarsılır gibi olmuştu. Oturduğum yataktan yavaşça kalktım. Birkaç saniye öncesine kadar Mıchael'dan kaçmak için köşe bucak savaş veriyordum resmen. Ancak savaşta yine mağlup olan taraf bendim. Şunu fark etmiştim, girdiğim hiçbir savaşı kazanamamıştım.

''Gidelim o halde.'' diyerek tam karşısına dikildiğimde burnuma tarçın kokusu dolmuştu. Burnumun direği resmen acıdan sızlamıştı ancak şu an acısını düşüneceğim en son yer burnumdu. ''Hazırım.''

Baş meleğin arkasında duran meleklerden birisi hareketlenerek bana doğru gelmeye başladı. Arkasından çıkardığı kelepçeye benzer ama ondan tamamen uzak olan nesneyi beraberinde getiriyordu. Yapısı aynı kelepçeye benzese de oldukça ince ve narin görünüyordu. Rengi şeffaftandı; en ufak bir asılmayla kopabilecek gibi görünüyordu. Bileklerimi öne doğru uzattığımda gözlerimde halen boş bir ifade olduğunu biliyordum. Ellerimi bağlamaya gelen meleğin suratındaki sırıtış şu an umurumda değildi.

''Buna gerek yok.'' demişti Mıchael. Elleri meleğin önüne sanki beni korumak istercesine geçmişti. ''Sorun çıkaracağını sanmıyorum.'' Gözleri gözlerimi delercesine bakıyordu ama bulunduğum ruh hali hiçbir şeyi umursamıyordu. Aklımda dönüp duran tek bir düşünce vardı.

Erebos, gelmemişti.

Erebos, tehlikede olduğumu hissetmemişti.

Her zaman yanımda olacağına dair söz veren Denes Estebe, bu gece ilk kez sözünü tutamamıştı.

Dudaklarım istemsiz yukarı kıvrıldığında anlık değişen hallerim bana yabancı gelmiyordu. Yaklaşık on veya on beş dakika önce neredeyse onu affetme düşüncesiyle kavruluyordum. Geçmişi hakkında konuşamadığını, neredeyse tüm ailesini ve klanını kaybettiğini... Dudaklarımdaki gülümseme yavaşça solduğunda zihnimde şu soru yankılandı.

KiryaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin