Babamlar gelmişti. Akşam yemeğini yemiştik. Şimdi ise babamlar içeride oturuyorlardı. Ömer, çocuklar uyandığı için onları uyutmaya gitmişti. Ben sie kahve yapıyordum. Tam kahveleri alıp içeriye gidecektim ki babamların sessiz bir şekilde bir şey konuştuklarını duydum. İlk olarak babam başlamıştı.
"Defne ile Ömer evlendi. İstediğin gibi birbirlerine aşık oldular. İstediğin gibi çocukları da oldu. Hatta ikiz... Anlaşmada olduğu gibi Bu maddeler gerçekleştiğinde sana olan borcumu kapatacaktın. Yani istediklerin olduğu için borcumu kapatacaksın değil mi?"
Ben büyük bir şok yaşıyordum. Babam beni sırf borcunu kapatmak için mi evlendirmişti?
Bir anda dizlerim titremeye başladı. Elimden tepsi düştüğü anda tüm bakışlar bana çevrildi. Fatih amca bana sakkin ve normal bakıyordu. Ama... babam, babam bana tedirginlikle bakıyordu. Yavaş bir şekilde dizlerimin üstüne çöktüm. Ömer tabiki seslerden dolayı gelmişti. Hemen yanıma eğilip yüzümü avuçları arasına aldı.
"Defne ne oldu?!" Ömer in sorusunu bile net duyamıyordum. Başım dönüyordu. Elim ile kapıyı gösterip bağırmaya başladım.
"Çıkın evimden! Hem de hemen! Terk edin burayı," Bir anda kalkıp babamın yanına gittim. Ve tam karşısına dikildim. "Sen nasıl bir babasın ya! İnsan kızını çıkarları için kullanır mı?! Ben senin gibi babam olsun is-te-mi-yo-rum! Şimdi defol burdan!! Defolun burdan!" En son bağırıp yere çöktüm. Başım dönüyordu. Gözlerimden yaşlar teker teker süzülordu. Dizlerim artık beni taşımıyordu. Sesleri uğultu gibi duyuyordum. Artık her yer flu gözüküyordu. Bir anda yere yığıldım. En son hatırladığım yerden havalanışımdı. Artık bilincim kapanmış, o büyük karanlığa gözlerimi yumdum.
***
Uyandığımda galiba hastanedeydim. Bunu hastanenin o keskin kokusundan anladım. Elimi biri tutuyordu. Bu kişinin Ömer olduğunu tabiki de anlamıştım. İlk basta aklıma babam gelsede anında bebeklerim aklıma geldi.
"Be-bekelerimiz nerde?" Sorumun hemen ardından direkt cevap geldi.
"Bebeklerimizi merak etme hayatım. Onlar iyiler. Evde Yasemin ve Sinan yanlarında, sen merak etme dinlen."
Ben Ömer ile konuşurken odaya 'baba' demeye utandığım adam girdi. Ben ise sakin bir ses tonuyla konuşmaya başladım.
"Sen hâlâ ne hakla benim yanıma gelebiliyorsun. Sen resmen beni sattın! Beni... beni kızını ya! Sen hala nasıl yanıma gelebiyorsun?"
Sonradan fark ettim ki sesim sonlara doğru yükselmişti. Artık göz yaşlarıma hakim olamıyordum. Neden bunlar benim başıma geliyordu ki?"
"Kızım ben-"
"Bana kızım deme!"
"Ama beni bir dakika dinler misin Defne?"
"Yine ne saçmalıklar geveleyeceksin acaba? Yine ne saçmalıklar uyduracaksın! Ama ya da dur ya! Anlat ben seni can kulağıyla dinliyorum!"
Yavaş yavaş yanıma geldi. Sandalye çekip oturdu. Elimi avcunun içine aldı. Aynı anda elimi çektim.
"Öncelikle senden çok çok çok özür dilerim," Ben sessizce fısıldadım. "Hâlâ özür diliyor ya..."
"Defne sen doğmadan önce biz annenle mutlu bir hayatımız vardı. Senin haberini alınca daha da sevindik. Mutlu bir şekilde annenin hamileliği geçti. Bizde ise o arada yani daha sen doğmadan şirket kötü ilerliyordu. Batmak üzereydik. Ömer'in babasından borç aldık. Aldıktan sonra şirketi yoluna soktuk ama eskisi gibi değildi. Borcu geri ödeyemedik. Ömer'in babası ise bize bu teklifi sundu. Yani ikinizin evlilik anlaşması... Zaten biz böyle kötü giderken sen doğduktan sonra annen ile ilişkimiz bozuldu. Ben iş için her gün geç geliyordum. Annen ise bana eskisi kadar yakın değildi. Sonra bir gün erkenden eve gidip annene sürpriz yapmak istedim. Eve gittiğimde annene seslendim. Ama ses gelmedi. Tüm odalara baktım. Ama annen yoktu. En son bizim odamıza geldiğimde anneni tanımadığım bir adam ile annen yataktaydı. O aralar sen büyük annende kalıyordun," Ben yavaş yavaş ağlarken kafamı yan çevirip göz yaşlarımı hemen sildim. Babam bana annemle ilgili bunların hiçbirini anlamamıştı. Babama baktığımda onunda ağladığını gördüm. Yani sırf beni korumak, güzel yaşatmak için bunları yapmıştı. Boğazını temizleyip göz yaşlarını silip sözlerine devam etti. "Ondan sonra annen benim kovmamı beklemeden eşyalarını toplayıp gitti. Seni zaten umursamadı. Hem... hem zaten sen Ömer'le mutlu değil misin? Ban kızmak yerine teşekkür etmen gerekirdi." Yavaşça babam bana gülümsedi. Bende ona gülümsedim. Ve Ömer'e dönüp onun elini sıktım. "Baba ben gercekten bencillik etmişim. Ama gercekten annemle ilgili bana bunları anlatmamıştın. Ama haklısın. Benim sana kızmak yerine teşekkür etmem lazım. Teşekkür ederim baba. Bana Ömer'i verdiğin için. Onu ve beni biz yaptığın için. Çocuklarımı bana verdiğin için... Teşekkürler!"
25. BOLUM SONU
VOTE VE YORUMU UNUTMAYIN!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zoraki Evlilik *Tamamlandı*
Teen FictionÖ(Sessizce)"Niye bu kadar safsın ki? Hem bu kadar saf olup, hemde bu kadar güzel olmak zorunda mısın? Ama sen bilmiyorsun ki beni geldiğin ilk gün kendine aşık ettiğini...Biri bana 1 ay önce gelip 1 ay sonra 'zorla biriyle evlendirilip o kıza aşık o...