Masal Kahramanı

3.1K 212 9
                                    

Gözlerimi açtığımda saat 08.30 du. Hazırlanmak için sadece yarım saatim vardı. Hızla hazırlanıp aşağıya indim.
İşte tam karşımdaydı. Gülen gözlerle bana bakıyordu. Yanına yürüdüm gözlerimi ondan hiç ayırmadan.
"Günaydın Patron"
"Günaydın Melek, heyecana hazır mısın?" dedi. Oysa ki ben onun yanında zaten heyecan içindeydim.
"Hazırım, artık kalbim ne kadarına dayanırsa"dedim. Gülümseyerek dışarı çıktık ve arabasına doğru ilerledik. Kibarlıkla arabanın kapısını açtı.
"Emrinizdeyim" dedi. Bana böyle davranmaya devam ederse iyice kaptırım kendimi diye düşündüm. Kapımı yavaşça kapatıp oda bindi. Sanki o da heyecanlıydı.
O gün boyunca tarihi binaları gezdik. Hepsini tek tek anlattı. Hatta bazen komik bir halde yaşlı bir tarih öğretmenini taklit ediyordu. O kadar fazla güldüm ki karnım ağrıyordu artık.
Günün sonunda yaşlı ağaçların olduğu geniş, yerleri tamamen çimen olan bir yere geldik. Güneş batıyordu ve kuşların cıvıltıları kaplıyordu her yanı. Çimlerin üzerine oturduk.
"Kuş sesleri çok güzel, öyle değil mi?" dedim.
"Öyle tabi, eşlerine cilve yapıyorlar" dedi.
Daha da rahat etmek için uzandım sırt üstü. Ellerimi başımın altına aldım. Ağaçları seyrediyordum. Yapraklarının arasından batan güneşin ışığı yüzüme vuruyordu. İnceden serin bir esinti vardı. Patron da yanıma yüz üstü uzanıp dirsekleri yerdeydi. Doğanın müthiş notalarını dinliyorduk. Gözlerimi kapattım be sadece duymak istedim. Bir an eliyle saçımı okşadı.
"Yine uyumayacaksın değil mi?"
"Hayır, sadece dinlemek istiyorum"
"Sen bilirsin. Uyursan seni kaçırırım" dedi. Bana karşı bu espirili hali her seferin de yüzümü güldürmeyi başarıyordu. Gülerek ona döndüm.
"Nereye kaçıracaksın peki?"
"Bir kuleye hapsedip kapısına da ejderhayı nöbetçi yapacağım"
"Masal kahramanı gibi"
"Evet, seni benim masalımın kahramanı ilan ediyorum"
"Önemli olan ben hangi masalın hangi kahramanıyım"
"Ben kurbağa prens olurum. Sende beni öper prenses olursun"dedi.
O an içimden geçenlere engel olamadım. Uzanıp yanağından öptüm. Şaşırmıştı ve bunu benden beklemiyordu sanırım. Donuk kaldı yerinde. Bende kalkıp oturdum ve hala kıpırdamıyordu. Omzuna elimi koyup sıktım
"Patron ne oldu? Bak prens oldun işte"dedim. Hemen oturdu ve kollarını göğsünde bağladı. Kaşlarını çatarak bana bakıyordu. Kızmış olamazdı herhalde. Anlam verememiştim, birşey söylemesini bekledim.
"Ben şimdi sevinsem mi yoksa üzülsem mi? Beni şimdiye kadar kurbağa prens olarak gördün de öpeyim de artık prens mi olsun demek istedin"dedi. Şaşırmıştım ama şaka yaptığıda açıktı
Gülmeye başladım verdiği cevaba, oda benimle birlikte güldü ve bir süre durduramadık kendimizi. Bana baktı
"Akşam ne yapalım" dedi. Çok yorulmuştum.
"Aslında bu günlük yeter bence, yorgunum. İstersen yarına devam edelim. Olmaz mı?"
"Yorgun musun? Uyumak mı istiyorsun? "
"Aslında uyumak istiyorum. Uykuyu seviyorum çünkü" dedim. Güzel güzel gülümsedi.
"Hadi seni bırakayım o zaman" dedi ve arabasına binip otele geldik. Yol boyunca gün içinde dolaşırken gördüğümüz yerlerle ilgili konuştuk.
Otele ulaştığımızda hava kararmıştı. Arabayı durdurdu tam kapının önünde. Ona doğru döndüm.
"Gerçekten herşey için çok teşekkür ederim. Bende sana özel birşeyler yapmak istiyorum. Yarın akşam terasta buluşalım mı?"
"Olur. Akşama terasta olacağım" dedi. Gülümsüyordu ve bu tekliften memnun olmuştu. İndim arabadan kapıyı kapatmadan eğildim.
"İyi geceler Patron kurbağa prens"
"İyi geceler Prenses Melek "
Hemen odama çıkıp yattım. Yarın özel bir gün ve ben sabah gayet dinç uyanmalıydım.
Uykuya dalmam uzun sürmüyordu zaten. Üzerimi değişmeden uyumuşum.

Aşk'a Seyahat ( TAMAMLANDI )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin