birthday cake//hood

first time

"Trudy..." diye inledi Calum. "Tanrım, lütfen dur." dedi ve Trudy'yi üzerinden ittirmeye çalıştı. Trudy yanına düştüğünde Calum'u üstüne çekti. Trudy elini Calum'un tişörtünün içine soktu. Calum onun ellerini alıp tişörtünün eteklerine götürdü. Trudy Calum'un tişörtünü çıkarttı. Calum Trudy'nin boynunu öperken Trudy inledi ve Calum'la göz göze gelmeye çalıştı. Calum Trudy'nin tişörtünü çıkartmadan önce onunla göz göze geldi ve onay bekledi. Trudy ellerini Calum'un boynuna koyup onu öpmeye başlayınca Calum tişörtünü çıkarttı. Ayrıldıktan sonra Calum'un gözleri Trudy'nin üzerinde gezindi. Trudy gülerek elini Calum'un yanağına koyup okşadı. Calum da güldü ve Trudy'nin avuç içini öptü. 

"Seni seviyorum." dedi Calum ve Trudy'nin boynunu öpüp ellerini sütyeninin kopçasına götürdü. 

"Ben de seni seviyorum." dedi Trudy ve yatakta oturur pozisyona geçti. Calum da onunla birlikte bunu yaptı. Trudy bacaklarını Calum'un beline doladı ve ona daha da yaklaştı. Dudaklarını Calum'un boynunda gezdirirken Calum kendini ona bastırdı ve ikisi de aynı anda inledi. 

"Bunu istediğine emin misin?" dedi Calum. Trudy ise sadece elini Calum'un kemerine götürüp açmaya başlamakla yetindi. 

Calum'un aşırı dar pantolonunu çıkartmaları birkaç dakikalarını alsa da pantolon da Calum'un odasının herhangi bir köşesinde yerini almıştı. İkisi de yavaş yavaş çıplak kalırken Trudy'nin heyecanı gittikçe artmıştı. Calum onu yavaşça öpmeye başlayarak sırtını yastıklara dayadı. İkisi de her hareketlerinde inlerken Trudy hiç tatmadığı duyguları tadıyordu. 

Sonunda ikisi de nefes nefeseydi. Calum Trudy'nin üzerinden kalkıp yanına yattı ve Trudy'yi göğüsüne çekti. Nefesleri düzene girene kadar bekledikten sonra Calum, Trudy'yi öptü. Trudy gözlerini kapatarak tekrar nefeslerini düzenlemeye çalıştı ve bir süre sonra ikisi de uyuyakalmıştı. Bir süre sonra Trudy'nin çalan telefonuyla uyanmışlardı. 

"Kapat boş ver." diye inildedi Calum. Trudy ise arayanı gördüğünde korkuyla Calum'a baktı.

"Calum, babam arıyor." 

"Siktir ne?"

"Babam arıyor eve gelmiş olmalılar ne diyeceğim?"

"Arkadaşının hastanede olduğunu senin de onunla olduğunu söyle."  

"Tamam açıyorum." dedi ve aramayı yanıtladı. Kısa süre konuştuktan sonra telefonu kapattı ve Calum'a döndü.

"Hemen eve gitmeliyim. Çok sinirliler çünkü eve erken gitmem gerekiyordu." dedi Trudy hızla giyinirken. Çantasını aldıktan sonra alt kata indi. Calum da onunla indi.

"Yarın görüşürüz."

"Görüşürüz." dedi Calum. Kısa bir öpüşmeden sonra Trudy hızla eve gitti. Calum ise adeta sarhoş bir şekilde odasına çıktı ve yatağına girdi. Ashton'ı aradı.

"Selam."

"Selam mı? Ne zaman bu kadar ilgisiz oldun?" dedi Ashton sinirle.

"Ne oluyor Ashton?"

"En azından bir ziyarete gelmeni beklerdik. Luke sana çok kırıldı." 

"Tamam, geliyorum. Oldu mu?"

"Teşekkürler Calum gerçekten de inanılmazsın. En yakın arkadaşın için burada olacak olmana inanamıyorum."

"Ashton, ne oluyor?"

"Bak, bir şey olduğu yok. Sadece bunu zoraki olarak yapacaksan hiç gelme. Luke zaten geceyi burada geçirecek. Biz de başındayız. Sen önce bir kendine gel, sonra ziyarete gelirsin. Görüşürüz." dedi ve Calum'un bir şey demesine izin vermeden aramayı bitirdi. Calum sinirle iç çekti. Biraz uyumaya ve sakinliğe ihtiyacı vardı. Bunun için telefonunu kapattı ve uyudu.

Öte yandan Trudy onun için artık alışılagelmiş bir şeye dönüşen aile kavgalarından birinin daha ortasındaydı. Annesi ona bağırıyor, o da yüksek sesle cevap verirken sinirden ağlıyordu. En sonunda sinirle odasına çıkıp kapıyı çarptı ve Calum'u aradı. Cevap alamayınca sinirlendi ve Madelyn'i aradı. Arkadaşının yorgun sesi kulağına dolduğunda doğru bir an olmadığını anladı.

"Nasılsın?" demekle yetindi sadece.

"Bilmiyorum, yorgun galiba." dedi Madelyn.

"İyi mi?"

"Ameliyatı biraz uzun sürdü ama iyi, sadece biraz ağrısı var. Sen nasılsın?"

"Kötü. Annemlerle yine kavga ettim." 

"Ne diyorlar?"

"Her zamanki şeyler işte."

"Trudy, tatlım kapatmam lazım Luke'un yanına gireceğim. Seni seviyorum tamam mı? Üzme kendini, yarın görüşürüz. Akşam mesaj atarım."

"Görüşürüz Madelyn." dedi ve telefonu kapatıp yatağına girdi. Bugün yaşadığı inanılmaz şeyi tekrar düşününce yanakları yanmaya başlamıştı. Biraz uykuya ihtiyacı olduğunu düşündü ve kısık sesle müzik açtıktan sonra gözlerini kapattı. Çok kısa zaman geçmeden, Calum'u düşleyerek uykuya dalmıştı.