"Calum, hadi uyan gecikiyoruz." dedi Trudy aynada saçını düzeltirken. "Sınav ilk ders, gecikmemeliyiz hadi." dedi sakinliğini korurken. Calum komodinden telefonunu alıp saate baktı. 6.55. Otobüs 7.05'te marketin önünden geçiyordu ve 10 dakikası vardı. Hemen kalktı ve hazırlanmaya başladı. Tam olarak 8 dakika sonra hazırdı. Trudy'yle marketin önüne koştular ve otobüsü son anda yakaladılar.
"Ah, finallerin başlaması için ne kadar da güzel bir gün."
"Hiç sorma, hava mükemmel ve biz iğrenç bir tarih sınavına gireceğiz."
"Finallerde notlarını yükseltmen gerek, iyi hazırlandın mı?"
"Elimden geleni yapıyorum işte."
"Sana inanıyorum. Yapacaksın." dedi Calum ve güven verircesine Trudy'nin elini sıktı.
"Sene tekrarı yapmamak için yapmak zorundayım."
"Öyle bir şey olmayacak. Sen zeki bir kızsın. Bunlar yapamayacağın şeyler değil. Sana güveniyorum." dedi ve gülümsedi Calum. Kısılan gözleri ve bu yüzden gözlerinin yanlarında oluşan çizgiler, içten gülümsemesi Trudy için yetiyordu hatta artıyordu bile. Trudy ona sımsıkı sarıldı ve yanağını öptü. Ayrıldıktan sonra ikisi de okula girdi.
Final haftası hızla uçup gittiğinde okullardan başvurularla ilgili mektuplar da gelmeye başlamıştı. Senenin sonuna ulaşmışlardı. Calum, lise döneminin bitmesinin şoku yaşarken bir sabah postacıyla Berkeley'den beklediği mektup geldi. Mektubu alıp kahvaltı masasına gittiğinde ailesi ona heyecanla bakıyordu. Calum, mektubu hızla yırtıp yüksek sesle okumaya başladı.
"Bay Hood,
Üniversitemiz veterinerlik bölümüne tam bursla kabul edildiniz. Okulumuza hoşgeldiniz." dedi ve okuduktan bir kaç dakika sonra her şeyi idrak edebildi.
"Tanrım tam burslu olarak kabul edilmişim!" diye bağırdı ve annesine sarıldı. Sonrasında ablasına ve babasına da sırayla sarıldı. Annesi fazlasıyla duygulanmıştı ve ağlıyordu.
"Seninle gurur duyuyoruz." dedi babası sırtını sıvazlarken.
"Trudy, benden haber bekliyordu. Ona haber vermeye gidiyorum. Sonrasında çocuklarla buluşabiliriz. Görüşürüz."
"Akşam bir kutlama yemeği vermeyi düşünüyorum. Sakın gecikmeyin. Trudy ve ailesini de çağıracağım." dedi annesi ve gülümsedi. Calum annesinin yanağına kocaman bir öpücük bıraktıktan sonra ayakkabılarını giydi ve koşarak Trudy'nin evine gitti. Kapıyı açan Trudy olunca hızla mektubu eline tutuşturdu.
"Oku!" dedi heyecandan yerinde duramazken. Trudy okuduktan sonra çığlık atarak Calum'un boynuna atladı.
"Sana inanamıyorum tam burslu girmişsin Calum!" dedi gülerken. "Senin için ne kadar sevindiğimi tahmin edemezsin! Tanrım, Berkeley'e tam burslu girdin Calum inanamıyorum!" dedi bağırarak. Bu sırada Trudy'nin anne babası da kapının önüne çıktı.
"Anne, Calum Berkeley'e tam burslu girdi! İnanabiliyor musun?"
"Tebrik ederiz Calum. Beklenmedik bir başarı." dedi Trudy'nin annesi soğukça.
"Tatlım, ona bu kadar ön yargılı olma. Başarısı ortada. Ayrıca Trudy'yle gayet iyiler baksana." dedi babası annesini yumuşatmaya çalışarak.
"Teşekkür ederim Bay ve Bayan Moore. İzniniz olursa Trudy'yi diğer arkadaşlarımızın da yanına götüreceğim haber vermek için."
"Tabii, tabii. Sadece geç kalmayın. Görüşürüz." dedi Trudy'nin babası. Trudy ayakkabılarını giydi ve ikisi birlikte Luke'un evine gitti. Kapıyı açan Liz olduğunda Calum heyecanla konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
birthday cake//hood
Fanfiction"Ve sana alamadığım o doğum günü pastası için üzgünüm. Sadece param yoktu ama belki sonrasında telafi edebiliriz." @TributeJessieJ'ye benden küçük bir hediye.