birthday cake//hood

dinner

"Anne, bu akşamki yemekte ne giymeliyim?" dedi Calum heyecanla. Herkes orada olacaktı ve asıl çekindiği de Trudy'nin ailesiydi. Onların gözüne girmeliydi.

"Bence gömlek giymelisin ve belki hep giydiğin dar kotundan başka bir şey de olabilir..." dedi annesini dolabına bakarak.

"Ah, yenisini aldım. Bak, bu biraz daha kısa paçalı." dedi Calum poşetten pantolonunu çıkartırken.

"Dar pantolon giymesen nasıl olur? Onlardan başka bir şeyle göremiyorum seni."

"Hayır, anne ben böyle mutluyum." dedi Calum ve gülümserken.

"O zaman kısa paçalıyı giyme. Normal paçalı daha iyi."

"Ama kısayı hiç görmedin ki!"

"Tamam o zaman dene bir üzerinde göreyim." dedi annesi bıkkınlıkla.

"Tamam anneciğim." dedi Calum ve gülümseyerek pantolonu denedi. Sonra anne babasının odasına gitti ve yatakta oturan annesinin karşısına geçti.

"Nasıl olmuş?" 

"Aslında kötü olmamış. Üzerine nasıl gömlek giyeceksin?"

"Siyah giyerim herhalde."

"Güzel, beğendim. Bunları giy o zaman. Ama bir markete gitmen gerek akşam yemek için malzeme aldıracağım sana."

"Tamam, annem. Ben üzerimi giyineyim sen de listeyi hazırla çıkarım ben şimdi." dedi Calum ve odasına geri döndü.

O sırada Trudy de annesini akşamki yemekle ilgili ikna etmeye çalışıyordu ama pek de başarılı olduğu söylenemezdi. 

"Anne lütfen. Daha tanışmıyorsun bile! Hem başarısı da ortada görmüyor musun? Ne olacak gidip tanışsanız bak babam da ikna oldu hadi ama!"

"Tamam yeter. Gideriz, oldu mu?"

"Oldu." dedi Trudy gülümserken.

"Aynı babasının kızı ya aynı babasının kızı! Hep sana çekti bu kız ne olurdu bana benzeseydi! Hep sen yüz veriyorsun ama buna!" dedi annesi Trudy'nin babasına.

"Bırak da mutlu olsun az ya. Rahat bırak kızı biraz." dedi babası gülümseyerek. Trudy de babasının yanağını öptü ve teşekkür etti. Sonra koşarak odasına çıktı ve Madelyn'i aradı.

"Madelyn akşam ne giyeceğim?"

"Sana da merhaba, teşekkür ederim ben de iyiyim ve kesinlikle müsaitim."

"Pardon hemen konuya daldım ama biraz önemli."

"Ben elbise giyerim herhalde. Sen de öyle yap istersen."

"Siyah mı giysem?

"Hmm, bence de öyle yap güzel."

"Kiminlesin sen?"

"Kimse, Luke'taydım da daha eve geçmedim."

"Belli umursamıyorsun bile beni."

"Hayır ya ne alakası var dinliyorum."

"Sen ne renk giyeceksin?"

"Bilmiyorum mavi bir elbise almıştım ya birlikteyken onu giyebilirim giyecek yer arıyordum."

"O zaman ben de siyah giyebilirim."

"Aynen güzel olur. Benim siyah elbisem çok eskidi diye mavi giyiyorum ama siyah iyi olur yakışır sana."

"Teşekkür ederim hadi daha fazla tutmayayım ben seni."

"Tamam, görüşürüz akşama."

Trudy telefonunu kapattı ve akşamki yemek için hazırlanmaya başladı.