Derin bir nefes aldıktan sonra gözlerimi halıdan ayırıp aynadaki yansımama baktım. Mor göz altlarım şişmiş gözlerimi belli etmek için oradaydılar. Yüzüm bir ay boyunca olduğu gibi yine olabildiğince asıktı. Okuldan uzaklaştırma almıştım. Annemle babam da beni dinlemeden beni okuldan almıştı. Ne annemle ne babamla bugüne kadar tek kelime konuşmamıştık. Bu sabah Özlem gelip beni dürterek uyandırmış annemle babamın hazırlanıp aşağı inmemi beklediklerini söylemişti.
Kapatıcıya uzanıp göz altlarıma çokça sürdükten sonra yüzüme yedirdim. Çok makyaj yapan birisi değildim zaten. Klasik eşofman, crop, spor ayakkabı kombinimi giyip aşağı indim. Annem merdivende beni görünce baştan aşağı süzüp mırıldanarak '' Giyinmiş yine erkek gibi '' dedi. Sırf moda tasarımcısı diye benim de allı pullu şeyler giymemi bekliyordu. Ben de olabildiğine mat ve koyu renkli şeyler tercih eden birisiydim. Ama ikizim benden farklı olarak parlak şeylere daha düşkündü. Derin bir nefes alarak gözlerimi devirdim ve göz ucuyla babama baktım. Salonun geniş penceresindeki pervaza yaslanmış telefonla konuşuyordu. Aşağı inmediğim bir ay içinde değişen bir şey olmaması beni şaşırtmamıştı. Babam omzunun üzerinden bakıp beni görünce telefondakine onu sonra arayacağını söyleyip kapattı. Baştan aşağı süzdükten sonra gözlerimin içine baktı.
'' Bir şeyler ye yeni okuluna gideceğiz'' dedi soğuk bir şekilde. Bir dakika! Yeni okul mu? Yeni okul falan değildi ben eski okuluma devam edecektim çünkü böyle olması gerekiyordu. Kaşlarımı çatarak '' Yeni okul mu?'' dedim. '' Evet. Ceza olarak seni çok programlı liseye yazdırmaya karar verdik. Ve şimdi burada kendini parçalasan da bu kararımız değişmeyecek Buğlem .'' dedi annem suya tuttuğu tabağı makineye koyarken. Sonrasında olanları yaşayan ben değildim. Benim bedenime girmiş başka birisiydi. Benim yerime oturmuş birkaç kahvaltılık atıştırmıştı ve babamın peşinden kapıya koyduğum spor ayakkabıları giymiş, arabaya binmişti. Çok programlı lise mi demişti gerçekten? E o okul şehirde bile değildi. İlçedeydi. Nasıl gitmemi bekliyorlardı ki? Yoksa beni o okulun yurduna mı yazdırmışlardı?
Hayır! Hayır! Hayır! Bunu kabullenmemi mi bekliyorlardı yani? Hani özel okul diye bir şey var. Çok programlı liseye gerek var mı? İlin cehennemin dibindeki ilçesine yapılan okula gelmek istemediğim çok açık olması lazım. Başka bir ceza uygulasalardı ne olurdu sanki... Mesela dışarı çıkma yasağı... Zaten bir aydır bırak dışarıyı odamdan çıktığım yoktu. Sonra CD alma yasağı...CD koleksiyonum vardı evet. Dişimden tırnağımdan arttırarak topladığım iki bine yakın CD dolabımın üzerinde duruyordu. Başka... Grafiti yapma yasağı... İflah olmaz bir grafti bağımlısıydım. Konya'da birçok kafede benim grafitilerim vardı. Düşünelim daha başka ne olabilir... Kitap da almasınlar ama beni buraya gönderemezler!
Ya burada inler mi yaşıyor cinler mi belli değil. Müdüre bakınca zaten cinlerin bile olmadığı beliydi. 'Ben seninle iyi anlaşamam' diye bağırıyordu neredeyse. Milattan önceden kalma deve tüyü renkli takım elbise, lacivert benekli kravat , bıyık, on müdürün on birinde olan kellik... Daha anlatmama gerek var mı? Heh bir de Harward'ın rektörüymüş de beni okula alsın diye yalvarıyormuşuz gibi tepeden bakış.
Ne demek velisi kim? Veli kim? Ben Veli diye birini tanımıyorum. Gözlerimi devirerek '' Cidden mi Buğlem?'' diye geçirdim içimden. Ya canım sıkıldığınca gerçekten saçma sapan şeyler yapıyordum. Bakınız örneği de az önceki espri olacakken yere dökülmüş cümle. Okulun 3 hafta sonra açıldığını biliyordum evet ama aynı zamanda burada okumayacağımı da biliyordum. Kusura bakmayın, ya da bakın, bu okuldan mezun olmayı düşünmüyorum. Bir dönemlik bir süre içinde burayı da cehenneme çevirip yeniden özel okula döneceğim. Aynen plan basit buradan atılmaya çalış. Ya öyle bir şey olursa ve seni başka okula yazdırmazlarsa diye düşündün mü zeki Buğlem? Okulun en iyi öğrencisi benmişim. Okulun kapısından ilk defa girmem dışında sorun yok evet. Ama bunun nedenini biliyorum. Özel okuldan buraya geldiğim ve babam doktor olduğu için zengin, tabiri caizse para sıçan, birisi olarak gözükmüştük. 'Yalaklıkta Nirvana'yı zorlayan müdürün hazin sonu' diye Flash Tv dizisi çekilmeli sana müdürcüm. Cuk diye oturursun role . Hazin son da ben oluyorum tabiki. Saat yedi de okulda mı olmam gerekiyormuş? Saat yedi de okul mu olur? En geç dokuzda başlamalı ders. Bilmiyorsan çekil kardeşim ben olurum okul müdürü. Hah hah espriye bak. ''Bize de getirir yaptıklarından geçiririz derslerinden hemen.'' ay ne güldüm anlatamam. Yemek yapmayı sevdiğim için kısa sürede dersleri yakalacakmışım. Iıı... Peki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşçı Mafyam
Teen Fiction# AŞÇI MAFYAM isimli tek kitaptır # #Saf kız bad boy hikayesi değildir# * * * Gülücüklerle dolu bir yaşamın paramparça olması neye bağlıydı? Her şey parçalanmış bir hayatı birleştirmeye yeter miydi? Mutluluk ölüm döşeğinde acının elini tutmuşken...