Saat kaç diye bakmak için kısık açtığım gözlerimi dolabın üzerindeki beyaz elbise kılıfını görmemle ardına kadar açtım. Dün, eğer şizofren değilsem, yoktu. Hızla yatağımdan fırlayıp fermuarına elimi uzattım. Kalbim sinek kuşuna diss atıyordu. Açtığımda ise üstü taşlı kolsuz kabarık olmayan gelinlik vardı. Çığlık attıktan sonra ağlamaya başladım.
Hızla telefonumu elime alıp Özgürü aradım ilk arayışımda son çalışında açıp ''İşim var sonra ararım'' deyip kapattı. İkinci arayışımda ise telefonu kapalıydı. ''Hey sen! Bad boy havalarında takılan çocuk. Tebrikler bizden bir adet çatal bıçak seti ve trip kazandınız'' mesajı atıp Kaşar, sucuk, ketçap, mayonez ve bolca yağdan oluşan tost hazırlayıp içeri geçtim.
Tostdan aldığım ikinci ısırıkta telefonum çaldığından dolayı nefes verip göz devirdim. Diğer koltuğa kadar sündükten sonra telefonu açıp ''No vor '' dedim. ''O Buğlem Hanım küs müyüz?'' diyen Özgür 'e karşılık ''Bak şu an neredeyse yarım ekmek kadar bir tost yaptım. İçindekileri söylemiyorum çünkü sayarsam benden tiksinebilirsin. O yüzden şimdi bu tostu yediğimde fil yavrusuna dönüşeceğim için o gelinliğe giremeyebilirim. Ve bu arada harika bir gelinlik çok teşekkür ederim. Ve gelinliğe giremeyeceğimi bildiğim için depresyona girerim ve daha çok yerim.Evinde artık bir filcik var hayırlı olsun.'' dedim. Kahkaha atarak karşılık verdiğinde ''Gülme ya'' diyerek yeniden bir ısırık aldım. ''Sığarsın sığarsın. '' diyerek teselli mi verdi yoksa alay mı etti anlamadan ''On iki bir gibi gelirim şu dekorasyon işini hallederiz Şimdi kahvaltını yap.'' dedikten sonra telefonu kapattı. Saat bire kadar bağdaş kurmuş bir şekilde üzerimde pijamalarla oturup 'Doktorlar' ı izlemiştim.
Kapıya anahtar takılma sesi geldiğinde hiçbir şey yapmadığım aklıma geldi ve bulaşıkları kucağıma alıp koşarak mutfağa yöneldim.Odanın yanından geçerken yatağımın dağınık olduğunu hatırlayıp kapıyı kapattım. Kapı açılmıştı. Bulaşıkları hızla makineye tıkıp sanki mutfağı toplarmışçasına kafamı uzatıp ''Hoş geldin'' diyerek sırıttım. Özgür hala pijamayla olduğumu görünce ''Hiç iyi rol yapamıyorsun'' dedi gülerek. ''Aşk olsun. Bence gayet iyi başarmıştım.'' diyerek onun arkasından salona girdim. ''Bir sen evde pijamayla dolaşmazsın Buğlem kimi yiyorsun sen?'' dedi saçlarımı karıştırarak. Dağıttığı saçlarımı düzelttikten sonra alnımdan öpüp ''Hanım bir çay koy da içeyim'' dedi. O an aniden gelen duygusallıkla ağlamaya başladım. Kafamı göğsüne bastırıp ''Şimdi ağlama sebebin ne?'' dedi. ''Özgür haftaya bugün evleniyoruz'' dediğimde göz yaşlarımı silip ''Evet'' dedi.
Üzerimi giyinip kapıya dikildiğimde Özgür ''Demek 'Doktorlar' diyerek güldü. Lanet olası federaller bakışı atarak sandaletlerimi giydim. Saç ve düğün konsepti işlerini hallettiğimizde Özgür beni Büşralara bırakacağını söyledi. Sevcanı arayıp oraya gelmesini söylediğimde zaten çoktan varmıştık. Özgürün yanağına yaşlı teyzelere taş çıkartan bir öpücük bıraktıktan sonra el sallayarak arabadan indim.
Büşralarda hepimiz toplandıktan sonra avm ye gittik. Düğünde giyecekleri kıyafetleri alacaklardı. Sonuçta nedimelerim onlardı. Aileleri tarafından'Kötü örnek arkadaş' listesine eklensemde düğüne gelmelerine izin vermişlerdi. O gece Büşralarda dörde kadar sohbet edip en sonunda düğünde olacakların hayalini kurarak uykuya daldık.
37. BÖLÜM İS LOANDİNG... GERİLİME, ÜZÜNTÜYE, GÜLMEYE HAZIR OLUN...!!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşçı Mafyam
Teen Fiction# AŞÇI MAFYAM isimli tek kitaptır # #Saf kız bad boy hikayesi değildir# * * * Gülücüklerle dolu bir yaşamın paramparça olması neye bağlıydı? Her şey parçalanmış bir hayatı birleştirmeye yeter miydi? Mutluluk ölüm döşeğinde acının elini tutmuşken...