33

747 41 5
                                    

   Artık bende 20 yaşındaydım. Özgürle beraber yaşıyorduk. Binanın altındaki MoonDay Cafe de çalışıyordum. Evi terk edeli iki ay olmuştu. Mahkemede Özgürün annesi ve babası vekilim olmuştu. Derin bir nefes alarak çaydanlıktan çıkan dumanı izlemeyi bırakıp çayın altını kapattım. Büyük fincanlara çayı döktükten sonra Özgürün odasına girdim. Dün eğitim alanında Utkuyla yeni stratejiler geliştirmişlerdi.Sevgili Utku vur deyince öldüren bir tip olduğu için Özgür'ün göz altını morartmıştı.''Özgür'' diyerek elimi koluna koydum. Hissetmemiş gibiydi. ''Özgür'' diye yinelerken parmağımı burnunun üstüne koydum. Ağzının içinde bir şeyler homurdandıktan sonra elimi tutup burnunun üzerine koyduğum parmağı öptü. Tek gözünü açıp bana gülümsedi. Parmaklarımı kırışan gözünün yanında gezdirirken ''Günaydın'' dedim gözlerinin içine bakarak. '' Günaydın'' dedi çatallaşmış sesiyle. ''Kahvaltı hazır. Çayları da döktüm.Kalk hadi soğutma'' dedikten sonra odadan çıktım.

  Mutfağa geçtiğimde telefonum çaldı. Arayan Keremdi. ''Efendim'' diyerek açtım telefonu.  ''Buğlem kusura bakma seni cumartesi sabahında uyandırmak istemezdim ama sana haberlerim var'' diye cümleleri aka arkaya sıraladı. Görmesede tek kaşımı kaldırıp ''Neymiş'' dedim. ''Konya'ya geliyoruz annemle .Şu an İstanbul'dayız akşam 20:30 da Konya uçağımız var .'' dediğinde arkamda hareketlilik hissettim. Özgür Kapı pervazına yaslanmış beni izliyordu.Masayı gösterip oturmasını söyledim. ''Sabah bize gelin öyleyse kahvaltıya. Sana konum atarım. Olmaz mı ?'' dedim. ''Evinizi biliyorum'' dediğinde sahte bir kıkırdamayla ''O evde değilim'' dedim.Bir süre Kerem sessiz kaldı. ''Nasıl arkadaşında falan mı kalıyorsun? O zaman rahatsız etmeyelim sizi ailesini sonuçta...''Sözünü keserek '' Yok yok ben evden ayrıldım sevgilimle kalıyorum.'' dedim. ''Kaan'la öyle mi? Baban buna izin vermez Buğlem salak değilim. '' dediğinde ''Kaan hayatımda yok Kerem. Ve babam biliyor yani yanlarında bavulumu toplayıp çıktığım için. '' dedim. Kerem ''Reşit değilsin Buğlem ne bavulu toplayıp gitmesi. Hiçbir şey demediler mi gitmene ? Sevgilin kim bizim okuldan mı ?''  diye söylendiğinde '' 20 yaşındayım Kerem uzun hikaye . Şu an Yalçın soy adını da taşımıyorum zaten. Soy adımı ve yaşımı değiştirdim. Sana yarın konumu atarım gelirsin '' dedikten sonra telefonu kapattım.

  Özgür'le yaptığımız kahvaltı bitince Özgür içeri geçerken ben mutfağı toplamaya başladım.İçeri geçtiğimde Utku kafasını minderlerin altına gömmüş uyuyordu.Özgür ise o orada değilmiş gibi silah temizliyordu. ''Utku ne zamandan beri burada'' dedim Özgür sildiği silahı çekmeceye koyarken '' Bilmem gece gelmiştir'' dedi. Utku kafasını gömdüğü yastıktan kaldırıp ''Sabaha doğru geldim.'' dedi ve yeniden yattı. dedikten sonra yeniden kafasını gömdü. ''Kapıyı nasıl açtın peki dün oranın anahtarı değiştirildi '' dedim ellerimi belime koyarken . ''Mafyayım mafya. Bu yöntemleri biliyorum heralde.Siz uyandığınıza göre bırakın da uyuyayım. Dün Fatih abi zorla 4 şişe bitirtti. Başım başka yerlerimde gidiyorum'' diyrek ayağa kalktı minderi koltuğunun altına alıp kapıya doğru yalpaladı. Kapıya geldiğinde minderi Özgürün kafasına fırlatıp gitti. ''Ruh hastası'' diye mırıldanıp televizyonun kumandasını aramaya koyulduğumda Utku gürültüyle dönüp Özgüre ''Şunu da temizleyiver '' diyerek silahını fırlattı. Özgür oflaya puflaya silahı temizledikten sonra ''Üç dakika içinde hazırlan dışarı çıkıyoruz '' dedi. Sesi itiraz kabul etmediğini açıkça ortaya koyuyordu.

Hızla giyinip Özgür'ün dibinde bittim. Gülerek kapıyı gösterdi. Kapıda arabayı beklerken yürüyerek gideceğimizi söylediğinde Samanyolu oyunculuğuyla ağlamaya başladım. Uzun bir süre yürüdükten sonra Özgür arkama geçip gözlerimi kapattı. Gözlerimi açtığımda ise mutluluktan çığlık atıp Özgürün boynuna sarıldım. Karşımızda nikah dairesi , dairenin önünde de Özgürün süslenip gelin arabasına dönüştürülmüş cip i vardı. ''Tarih alacağız'' dedi gülerek. O an fark ettim ki Özgür ün gamzesi vardı. Yanağından öpüp beraber içeri girdik.

    İki ay sonra evleniyordum. 61 gün,1464 saat ve sayamadığım kadar saniye.... 12 Haziran... Binadan çıktıktan sonra Özgür beni gelin arabasına bindirip düğünü yapacağımız yere götürdü. Kuru bit tarlanın ortasında yemyeşil çınar ağacı vardı. Çınarın altına oturduğumuzda kafamı omzuna koydum. ''Sevgimizde bu çınar gibi olsun '' dedi kafasını kafamın üzerine koyarken.

  Gerçek mutluluğa ulaşmıştım. Dahası var mıydı ?




    NOT: ARKADAŞLAR UMARIM BU BÖLÜMDEN ETKİLENMEMİŞSİNİZDİR. YANİ SONRA EVDEN KAÇIP DA EVLENMEYİN KİTABIN GELECEĞİ OLACAK LÜTFEN :DDD


 EVEEEEEEEEEEET GİDEREK SONA YAKLAŞIYORUZ. BU BÖLÜME  10 VOTE 5 YORUM GELMEDİĞİ SÜRECE YENİ BÖLÜM YAZMIYORUM.  DÜZENLİ VOTE VE YORUM YAPANLARA MÜKEMMEL SÜRPRİZİM OLACAK HANİ BEN SÖYLÜYORUM KEH KEH :D

Aşçı MafyamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin