5. HİÇLİK

345 38 2
                                    

Hayatınızda kendinizi 'hiç' hissettiniz mi? Hayatınız koca bir boşlukken kendinizi o boşlukta kimsesiz hissettiğiniz oldu mu? Benim oldu. Ailemi kaybettiğim zaman kendimi hem bir hiç ve hem de kimsesiz hissettim. Evet, zengin bir ailede yetişmedim ve evet ailemi kaybettikten sonra kaçarak evlenen anne babamı reddeden akrabalarımın yokluğunu o zaman en derinlerimde hissettim. Hiçbir zaman akraba nedir bilmeyen ben kimsesiz ve hiç olduğumu fark edince akraba kavramı üzerinde durmuştum. Ben o zaman bir akrabamın çıkıp sen kimsesiz ya da bir hiç değilsin demesi için günlerce, aylarca hatta yıllarca Allah'a yalvarmıştım. Ancak ben hiçbir zaman bir akrabaya sahip olamamış ve ölene kadar bir hiç olarak devam edecektim.

"Abla, eşeği maviye boyasam olur mu?" diye soran Dila'nın sesi benim düşüncelerimden sıyrılmama ve kimsesiz olduğumu düşündüğüm için içimin suçlulukla dolmasına sebep oldu. Evet , ben bir hiç olabilirdim ancak asla kimsesiz olmayacaktım çünkü ben bana koca mavi gözleriyle bakan bir mucizeye sahiptim. "Abla sana diyorum."

"Ne dedin meleğim, dalmışım." diye sordum ve uzanıp bana kaşlarını çatarak bakan küçüğümün alnından öptüm.

"Abla, sen beni dinlemiyorsun." diye sitem eden kardeşim öpücüğümden dolayı kaşlarını düzeltmişti.

"Afedersin bir tanem bir an daldım."

"Abla yoksa aşık mı oldun?" diye soran Dila yüzünden az daha tükürüğümle boğuluyordum.

"Bunu da nereden çıkardın?" dedim şaşkın çıkan sesimle.

"Ben ne zaman dalsam İpek Abla bana bunu söylüyor. Hatta bazen Dila da demiyor Leyla diyor," diye açıklama yaptı Dila.

"Bak sen İpek Abla'ya. Demek sana Leyla diyor sorarım ben ona bunun hesabını." diye güldüm.

"Abla neden aşık olmak kötü bir şey mi?" Öyle miydi bilmiyordum ancak bildiğim birşey vardı ki aşk can yakıyordu. "Hayır, güzelim." dedim annemle babam gözümün önüne gelirken. Biz tertemiz bir aşkın meyvesiydik, babamın​ gözlerinde ilk olarak aşkı tatmıştık.

"Abla o zaman aşık olalım mı?"

"Olalım meleğim," dedim ve kollarımı kardeşimin beline sararak onu kucağıma aldım. Dila hemen elinde tuttuğu mavi boya kalemiyle birlikte ellerini ensemde birleştirdi. "Yalnız bir şartla."

"Ne şartı melek ablam?" diye sordu Dila soran gözlerle.

Alnımı onun küçük alnıyla birleştirirken "Yalnızca birbirimize aşık olmak şartıyla."

Dila kıkırdarken "Ama abla sen erkek değilsin ki." dedi.

Hızla alnımı geri çekerken gözlerim kocaman olarak açılmıştı. Dila bu halime kahkahalar atarken "Bunu da mı İpek Abla'dan öğrendin?" diye sordum. Dila kahkahalarına devam ederken başını salladı. "Ama çok oluyor İpek Abla da."

Dila nihayet kahkahalarına son verirken bana sarıldı. Ben de kollarımı onun küçük gövdesine dolarken Dila "Abla biz de kız kıza aşık oluruz, olmaz mı?" diye sordu.

"Olur tabi prensesim, sen istersin de olmaz mı?" diye gülümseyerek cevap verdim.

"Seni çok seviyorum melek ablam."

SİYAHIN MAVİSİ  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin