7. KORKU

364 35 3
                                    

Korku neydi? Sekiz yaşındayken babamı tıraş ederken yüzünde açtığım kesik için hissettiğim duygu muydu? Yoksa annemin hastalandığında başında dikilirken hissettiğim acı mıydı?

Sahi korku neydi? Kaza yaptıktan sonra annemle babamı sayıklarken kalbime oturan ağırlık mıydı? Ya da onüç yaşımda o küf ve rutubet kokan bodrum katına götürüldüğüm her seferinde midemde hissettiğim çalkantı mıydı?

Korku neydi bilmiyorum ancak şu an hissettiğim mazide kalmış bu iğrenç duygunun yeniden baş gösterdiğiydi. Babamın bana inatla aşıladığı korkusuzluk duvarını yerle bir eden biri olarak bu duyguyu ezbere biliyor olmalıydım. Neden şu an yaşadığım bu duygu karmaşasına bir anlam yükleyemiyordum?

Sahi ben o kadar hissizleşmiş miydim? Oysa Dila'ya her sarıldığımda hissettiğim o salt duygunun sevgi olduğunu biliyordum. Eğer hissizleşmiş olsaydım hiçbir duyguyu bilemezdim ancak ben küçük meleğimi kollarıma aldığımda içimde bütün güzel duygular boy gösterirdi.

Ve bir duygu daha yakın zamanda varlığını tekrar hissettirmişti. Güven duygusu... Kartal'a hissettiğim güven duygusu bütün duvarlarımı yıkacak cinstendi. Karşı cinse hissettiğim bütün kötü tabularımı yıkmamış mıydı Kartal? En son ne zaman birine böyle güvenmiştim? Onbeş yaşımda hayatıma giren ilk kalp çarpıntım olan adamdan sonra kimseye güvenmemiştim.

Hayır, hayır, hayır. Diz çöktüğüm yerde bunları düşünmem saçmaydı. Karşımda bana iğrenç bir sırıtmayla bakan adamın karşısında​ bunlar düşünmem gereken son şeyler bile olmamalıydı.

"Şimdi eğlenme zamanı," diyen sesi kulaklarımda yankılanırken başımı kaldırıp ona baktım. Elleri kemerine giderken gözlerimin en derinine indi. Gözlerimde birşeyler arar gibiydi. "Söylesene şimdi kim kurtaracak seni? Kartal da yok, kim alacak seni elimden?"

"Söylesene küçük kızım kim alacak seni elimden?" diyen kabusumun sesi beynimin duvarlarında can buldu.

Yutkundum. Kemerinden çıkan hafif tok bir ses yankılandı odada. Gözlerim kemerine kaydığında Kaan'ın kemerini çıkarmış olduğunu gördüm. Geri çekilerek omzumu onun tek elinden kurtardım. Karşı koymadı. Ellerimi yere koyarak sağ tarafıma doğru emekleyerek kaçmaya çalıştım fakat Kaan önüme geçerek buna engel oldu. Diğer tarafa yöneldim yine aynısını yaptı. Ne tarafa kaçarsam kaçayım buna engel oldu.

"Lütfen," dedim boğuk sesimle. Ağlıyordum, yaşlar sicim sicim dökülüyordu yanaklarımdan. "Lütfen, o şeyi yaptırma bana."

"Neden?" diye sorarken ses tonu alay kokuyordu. "Müşterilerine yapmıyor musun?"

Eğleniyordu, benimle kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyor ve eğleniyordu. Sinir tüm bedenimi ele geçirirken "Yapmadım," diye bağırdım.

"İyi, bana yapacaksın!"

"Korkuyorum baba," dedi beynimde canlanan sahnede onbir yaşındaki Duru. "Işığı kapatma korkuyorum."

Babam ağır ağır yürürken "Korkma Duru, korktuğun sürece yenik düşersin." dedi ve kapıya vardı.

SİYAHIN MAVİSİ  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin